Gerçekten sosyal içici misiniz hesaplayalım... Evet konumuz 'bağımlılık'

Bağımlılık; beyindeki ödül merkezinin sık aralıklarla, aşırı uyarılması sonucu beyindeki nörotransmitterlerin dengesiz salınımına neden olan, beyinde hastalık...

Bağımlılık; beyindeki ödül merkezinin sık aralıklarla, aşırı uyarılması sonucu beyindeki nörotransmitterlerin dengesiz salınımına neden olan, beyinde hastalık durumuna gelmiş bir işleyiştir . Bunun sonucu olarak da zararlarına rağmen alkol ve maddeye ya da bağımlılık yaratan davranışa çok güçlü istek duymakla seyreden klinik bir tablo içerir. Peki nedir bu bağımlılıkta dengesi bozulan nörotransmitterler ve ne işe yararlar; dopamin, oksitosin,serotonin, noradranalin, glutamat, asetilkolin, GABA, histamin ,norepinefrin...bunlar insanın duygu durumunu belirlemek üzere beyinde gerçekleşen kimyasal tepkimeleri tetikleyen maddelerdir. Bu nörotransmitterlerin dengesini ve çalışma prensibini bozan sonuç olarak da duygu durumumuzu etkileyen en önemli unsur bağımlılık noktasına gelmiş bir beyinde görülür.

Bu sebeple evet bağımlılık beynin tedavi edilmesi gereken bir hastalığıdır ve kesinlikle kişinin iradesine bağlı bir mesele değildir, iradeyi safdışı bırakarak beynin içine düştüğü bir kısır döngüdür bağımlılık. Kişi normalde iradeli bir insan olsa bile bu kısır döngüye giren herkesin bağımlı olma potansiyeli vardır ve mutlaka uzmanlarca tedavi edilmelidir.

Peki Madde Kullanımında Nasıl işler Bu Kısır Döngü: İlk denemede kişi kendini kontrol edebileceği ve durdurabileceği şeklinde bir yanılgı içersindedir ve bu düşünceyle maddeyi kullanmaya devam eder ve böylece de gitgide kullanıcının beynindeki kontrol ve ödül merkezlerinin işleyişi bozulmaya başlar ve daha fazla madde kullanma isteği yani tolerans gelişir. Bu döngü devam ederken maddeye ulaşamama durumunda oluşan yoksunluk sendromlarının yaşanmasıyla birlikte kişi bağımlılık kıskacına girmiş olur. Döngünün başındaki en büyük tehlike ; “bir kereden bir şey olmaz” , “ nasıl olsa bırakırım” , “ ben iradeli bir insanım istediğimde bırakırım” şeklindeki zihinsel yanılsamalardır.

Peki Gerçekten Sosyal İçici misiniz, Hesaplayalım... Riskli Alkol Kullanımı Ölçüleri:

1 birim ölçü: 8-14 gram etanol içerir

1 Birim ölçü neye karşılık gelir? : Yarım duble rakı,viski, cin ve 1 kadeh şarap, 1 kutu biraya karşılık gelir.

Erkekler için haftada 14 ölçüden fazla,

Kadınlar için haftada 7 ölçüden fazla alkol tüketimi risklidir.

Bu hesap ölçülerine göre günde 3 birim ölçüden fazla alkol tüketilmemeli ve haftada en az iki gün alkol alınmıyor olması gerekmektedir. Fakat kişi alkol bağımlı ise hiç alkol almamalıdır.

Bağımlılık Çeşitleri Nelerdir :

Alkol ve Madde bağımlılığı

Nikotin ve kafein bağımlılığı

Bazı davranışlar: biz bunlara “Davranışsal Bağımlılıklar” diyoruz. Oyun ,teknolojik aletler,alışveriş,seks ve kumar bağımlılığı davranışsal bağımlılıklara girmektedir.Yani bağımlılık deyince akla sadece alkol ve uyuşturucu maddeler gelmemelidir. Davranışsal bağımlılıkların da aynı şekilde beyinde patolojik bir kimyasal kısır döngü yarattığı bilinmelidir.

Bağımlılık dediğimiz beynin bu hastalığı sonucu kişi kendini kontrol ederken denetimini kaybetmeye başlar tek hedefi maddeye ulaşmak olur ve bütün ilişkilerine maddeye ulaşım odaklı yaşar.

Bağımlı kişiler haz odaklı yaşayan kişilerdir. Hemen hazza ulaştıracak maddeye ya da davranışa yönelmek isterler, sabırsızdırlar, sıkılma eşikleri düşüktür ve kurallara karşı tahammülleri azdır. İsteklerinin hızla gerçekleşmesini isterler ve engellenmeye karşı sosyal normları aşan tepkiler verme eğilimindedirler bu yüzden bağımlı kişinin hem kendi hem de çevresi birçok sıkıntı yaşamaktadır. Bağımlı kişi işlevselliğini hayatının her alanında kaybetmeye başlar ve kar-zarar analizi yapıldığında zarar bölümünün gün geçtikçe artığı görülür . Gitgide eski sosyal çevresinden uzaklaşır hatta kendisi gibi alkol –madde kullanan insanlarla olmaya başlar, gideceği mekanlarda maddeye ulaşabilme ve rahat içebilme kriterini önceliği olarak ele alır. Bu kişiler uzun süreli etkinliklerden kaçınırlar çünkü maddeye aşermesine göre gittikleri ortamlarda kalma sürelerini belirlerler. Yani zamanını planlarken ve sosyal hayatında kendinin değil aslında kullandığı maddenin seçimlerine göre davranırlar.

Hasta genelde çevresinin desteği ya da zorlamasıyla tedaviye başvurur.Girdiği kıskaçtan çıkamayacağı endişesiyle çoğu hasta bağımlılık ciddi boyutlara gelmeden yani maddi, manevi ve sağlıksal kayıplar yaşamadan tedaviye başvurmaktan kaçar. Bu noktada bilinmelidir ki bağımlılık bir hastalıktır ve uzmanlarca tedavi edilebilir fakat bu kişilerin ömür boyu tekrar bağımlılık noktasına gelme riskleri de vardır, bu yüzden kişinin hastalığının sorumluluğunu tek başına da alabilmesi çok önemlidir çünkü tedavi sonrası kişi geçmişte bağımlılık döngüsünü yaratan her türlü alışkanlık, sosyal ilişkiler, beslenme , hobi, sosyal aktivete ,iş alanlarını revize etmek durumunda kalacaktır buna ek olarak psikoterapistiyle de belli süre aralıklarıyla görüşmeyi ihmal etmemelidir.

Bağımlılık tedavisinde bütüncül bir yaklaşım uygulanmalıdır, hem bağımlı kişi hem de yakın çevresi ve ailesi de tedavinin etki alanına girmektedir. Şöyle ki aile de bağımlı bir kişi ile yaşamanın ya da yakını olmanın sonucu bazı psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir. Aile üyeleri kendi psikolojik sorunlarından ötürü ve bağımlı bir kişiye tedavi süresince nasıl davranmaları gerektiği başlıklarını da içeren psikolojik destek ve psikoeğitim almalıdırlar.

Doğru tedavi, aileyi de rehabilitasyonun bir parçası olarak tedavi programına katan nitelikte olmalıdır. Çünkü aile üyeleri hayal kırıklığı, suçluluk, inkar,ümitsizlik, öfke,utanç ve korku gibi nagatif duyguları sürekli ve yoğun bir şekilde yaşadığı için psikolojik destek almak durumundadır ayrıca bağımlı kişinin tedavi sürecinde istek yaşaması ve bu durumla nasıl hastaya yaklaşacaklarını bilmeleri açısından da tedavinin bir parçası olarak bilgilendirilmeleri ve psikoeğitim almaları çok önemlidir.

Konumuzla ilgili film önerim: “Another Round”. Martin ve üç öğretmen arkadaşı kontrollü ve belli miktarda tüketilen alkolün zihni açtığını kanıtlamak adına bir deney yapmaya başlarlar ve her gün belirli miktarda alkol tüketirler. Başlarda her şey yolundadır hatta eğlencelidir fakat bir süre sonra deneyin olumsuz sonuçlarıyla karşılaşmaya başlarlar. İyi Seyirler..

Nilgün SALTAŞ

Klinik Psikolog

Psikoterapist

Bağımlılık Psikoloğu

Aile Danışmanı