Eğitim-İş Genel Başkanı Özbay: “20’ye yakın polis yere yatırarak ters kelepçeledi”
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay ve Eğitim Uzmanı Ali Taştan Anayasa Mahkemesi’nin Öğretmenlik Meslek Kanunu kararını Gerçek Gündem’e yorumladı. Özbay, sendika temsilcilerinin ters kelepçe ile gözaltına alınmasının bir utanç olduğunu belirtti.
Anayasa Mahkemesi (AYM) CHP’nin Öğretmenlik Meslek Kanunu’na yönelik iptal başvurusunu esastan görüştü. AYM, Milli Eğitim Bakanlığı ile en yüksek üyeye sahip 3 sendikanın açıklamalarını sözlü olarak dinlemeye karar verdi. AYM, bakanlığın ve sendikaların açıklamalarını dinledikten sonra belirlenecek bir günde kanunun iptal istemini karara bağlayacak.
Eğitim sendikaları AYM’nin karşısında bulunan parkta meslek nöbeti tutmak isteseler de barışçıl eyleme polisin sert müdahalesi Türkiye gündemine damga vurdu.
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, MYK üyesi Hüseyin Selçuk ile Orhan Yıldırım; Eğitim Sen MYK üyesi Simge Yardım ve Ahmet Karagöz başta olmak üzere sendika temsilcileri ters kelepçeyle gözaltına alındı.
“MEB BU KADAR TARTIŞMALI HALE GELEN SINAVI DERHAL İPTAL ETMELİDİR”
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay ve Eğitim Uzmanı Ali Taştan, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu, polis şiddetini ve AYM’nin kararını Gerçek Gündem’e yorumladı.
Eğitim Uzmanı Ali Taştan, Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş Kanununun 43’üncü maddesi gereğince tarafları dinleme yetkisi bulunuyor. Anayasa Mahkemesi uzun süredir kullanmadığı bir uygulama doğrultusunda karar sürecini işletiyor. Tarafları dinleme yönünde inisiyatif kullanma yetkisi olmasına rağmen uzun zamandır bu yöntemi kullanmıyordu. Mahkeme CHP’nin başvurusunu reddetmeyip eğitim sendikalarını ve MEB’i dinleme yönünde karar verdiğine göre öğretmenlerin çığlığını duydu. MEB bu kadar tartışmalı hale gelen sınavı derhal iptal etmelidir” dedi.
“MÜDAHALEYİ YAPANLARIN ÇOCUKLARININ DAHA ÖZGÜR BİR ÜLKEDE YAŞAMASI İÇİN MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay polisin müdahalesindeki hukuksuzluğa dikkat çektiği açıklamasında, “En demokratik hakkımızı barışçıl bir şekilde kullanacağımız bir eylemdi. Orantısız bir şekilde müdahale edildi. Türkiye demokrasisi açısından utançtır. Yalnızca genel başkanlar ve merkez yönetim kurulu üyeleri düzeyinde temsili bir adalet nöbeti tutulacaktı. Meslek nöbeti demiştik adına. Ama bunu kabul etmedikleri gibi orantısız bir güç kullanarak ellerinde hiçbir silah, pankart, döviz olmayan, slogan atmayan öğretmenleri, eğitimcilere şiddetli bir şekilde müdahale edildiğine şahitlik ettik. Biz şu sözü veriyoruz: Müdahaleyi yapanların çocuklarının da daha özgür bir ülkede yaşaması için mücadele etmeye; hak, hukuk, adalet dersi vermeye kararlılıkla devam edeceğiz. Bu baskıların bizi yıldıramayacağının, korkutamayacağının tekrar altını çiziyoruz” dedi.
“BU MESLEK KANUNU KABUL EDİLEMEZ”
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun eğitimciler arasında bir kast sistemi getireceğini ifade eden Özbay, “Bu meslek kanunun kabul edilemeyeceğini en baştan beri ifade ediyoruz. Çünkü ortada bir meslek kanunu yok. Mesleğin gerçek anlamda haklarını, tüm mensuplarını kapsayan bir kanun yok ortada. Dışarıda şekli var. İçi bomboş. Biz bir an önce bu meslek kanunun bu haliyle geri çekilmesini eğitimin tüm bileşenlerine danışılarak, gerçekten eğitim emekçilerinin, öğretmenlerinin sorunlarına çözüm bulunmasını, iş güvencesini, ekonomik haklarını sağlayacak bir kanun hazırlanmasını öneriyoruz” ifadelerini kullandı.
“TÜM ÖĞRETMENLERİN İÇİNE SİNECEK BİR KANUN İNŞA EDİLMELİ”
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay Yüksek Mahkeme’nin kararı hakkında, “Bu kanun ile yalnızca öğretmenler ayrıştırılmakla kalmayacak, öğrenci ve velilerimiz de ayrıştırılacak. Bu nedenle AYM’nin sendikaları dinleme yönünde iradesi güzel. Bakanlığın yapamadığını AYM’nin yargıçlarının düşünmesi değerli. Bakan, siyasi iktidar keşke yapabilseydi bunu. 19 Kasım’da bir sınav var. Derhal bu sınav ertelenmeli. AYM demek ki burada öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının tepkisini görmüş, Anayasa’ya aykırı olabilecek fiillerin de farkına varmış ki ‘bu mesleği yapanların sesini dinleyelim’ demiş. O zaman sınav en azından AYM süreci tamamlanana kadar iptal edilmeli. Sonraki süreçte eğitimin bütün bileşenleri düşünülerek ve dinlenerek, tüm öğretmenlerin içine sinecek yeni bir kanunu inşa etmek lazım” değerlendirmesinde bulundu.
“YANDAŞ SENDİKAYI DİNLEMENİN ANLAMI YOK”
Özbay AYM’nin dinlenecek sendika sayısını 3 ile sınırlandırmasını eleştirerek, “Çalışma Bakanlığı’na kayıtlı 49 sendika var. Bugün alanda sesini çıkarmayan, tepki koymayan sendikaları dinlemesine gerek yok. Bizim çağrımızla bir araya gelen 14 sendika var. AYM bu 14 sendikayı dinleyebilir. Karşı duruş sergilemeyen sendikayı dinleyip de onay makamı gibi izlemesinin bir anlamı yok. Yandaşlığı yapan bir sendikayı dinlemenin bir anlamı yok. Burada karşı çıkan sendikaların dinlenmesi ve sayı sınırının konmaması değerli olur. Dinleme kararını çok yerinde buluyorum” diye konuştu.
“20’YE YAKIN POLİS YERE YATIRARAK TERS KELEPÇELEDİ”
Polisin uyguladığı şiddet ve ters kelepçe ile gözaltına alınan Özbay, “Ters kelepçenin uygulandığı suçlular belli. Biz kendi hakkımız için oradaydık. Hiçbir şiddete başvurmamıştık. Anayasa’dan, örgütlenmeden gelen haklarımızı kullanmak istemiştik. Ama bu haklarımızı çok orantısız bir şekilde şiddetle bastırılmak istendiğini gördük. Orada 20’ye yakın polis beni yere yatırarak ters kelepçeledi. Arkadaşlarımızı yine iterek kakarak gözaltına aldı. Bu arkadaşlarımızı bu şekilde gözaltına alan anlayış basın görüntü alırken kapattı kalkanlarıyla. Demek ki utanç var ortada. Aslında onlar da yaptıkları şeyin haksız, hukuksuz ve bir utanç olduğunun farkındalar. Maalesef vicdanlarında bu utançla yaşamak durumunda kalacaklar. Ve tarihle yargılanacaklar. Bugün bu ülkenin öğretmenlerine, eğitimcilerine en demokratik haklarını kullanırken ters kelepçeyi hak görenler, bu orantısız gücün sorumluları, talimatı verenler ve failleri tarihle yargılanacaktır. Bu utancın sorumlusu onlardır” dedi.