Kadınlardan çocukların okullarda yemek yiyebilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı'na dava

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2023 yılı Şubat ayında enflasyon bir önceki aya göre %3,15, bir önceki yılın Aralık ayına göre %10,00, bir önceki yılın aynı ayına göre %55,18 ve on iki aylık ortalamalara göre %71,83 arttı. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) şubat ayında enflasyon yüzde 7.21 arttı. Yıllık enflasyon ise yüzde 126.91 oldu.

Gıda enflasyonundaki artış nedeniyle yurttaşlar temel besin ihtiyaçlarını dahi karşılayamazken dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık 9 bin 591 liraya yükseldi. Asgari ücret 8 bin 500 lirada kalırken çocukların okullarda eğitimlerini sürdürürken ihtiyaç duydukları gıdaları ailelerin karşılayabilmeleri imkansız hale geldi.

KADINLARDAN MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI'NA DAVA

Okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek hakkı için ülkenin dört bir tarafında süren kampanyanın bir parçası olan kadınlar adına Ankara Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği, Milli Eğitim Bakanlığı'na dava açtı

Ekmek ve Gül’ün başlattığı kampanyaya destek veren derneklerden biri olan Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği Milli Eğitim Bakanlığı’na başvuru yapmış, MEB verdiği yanıtta 2022-2023 eğitim öğretim yılının ikinci döneminden itibaren ücretsiz bir öğün beslenme uygulamasının başlamış olduğunu söylemişti. Oysa Milli Eğitim Bakanlığı ikinci dönemden itibaren sadece taşımalı eğitime ve okul öncesi eğitimde bu uygulamaya başlamıştı. Kadınların talebi ise tüm devlet okullarında, ayrımsız tüm öğrencilere bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek sağlanması idi.

"İDARENİN YARGI GÖREVİNİ YAPIP YAPAMADIĞI YARGI DENETİMİNE TABİDİR"

MEB’in bu yanıtı üzerine “Okullarda Bir Öğün Ücretsiz Yemek Verilsin” kampanyası kapsamında dernek adına Demokrasi İçin Hukukçulardan (DİH) kadın avukatlar “Tüm öğrencilerin beslenmelerinin MEB tarafından karşılanması zorunlu ve kanun gereği de görevidir. İdarenin görevini yapıp yapmadığı da yargı denetimine tabidir” diyerek dava açtı.

Dava dilekçesinde okul çağındaki çocukların tamamının beslenme sorunu yaşadığına verilerle dikkat çekilirken, eğitim sürecinde çocukların yeterli ve sağlıklı gıdaya erişiminin devlet tarafından sağlanmasının Anayasa ve uluslararası sözleşmeler gereği zorunlu olduğu şöyle ifade edildi: “Çocukların üstün yararını gözetme yükümlülüğü bağlamında; çocukların sağlık ve esenliği, maddi ve manevi varlığını geliştirme, parasız eğitim hakkı, eğitimde fırsat eşitliği ilkeleri gereğince, eğitim sürecinde çocukların eşit olarak yeterli, sağlıklı ve dengeli beslenmeleri yükümlülüğü kamu otoritelerine aittir.”

Ekmek ve Gül’ün eylül ayında çağrısını yaptığı “Okullarda Her Öğrenciye Bir Öğün Ücretsiz Sağlıklı Yemek Verilsin” kampanyası pek çok kişi tarafından sahiplenilmiş ve büyümüştü, yetkili kurumları harekete geçirmek için kadınlar, dernekler, meslek odaları, okul aile birlikleri imza topladı, basın açıklamaları gerçekleştirdiler. Dava dilekçesinde de kampanyaya dair “Ülkenin dört bir yanındaki kadınların, kadın örgütlerinin, veli derneklerinin, eğitimci örgütleri ve sendikaların seslendirdiği, çeşitli platformlarda yüz binlerce imza ile dikkat çektiği bu sorunla ilgili Meclise yasa teklifleri de verilmiş ancak iktidar partisi oyları ile bu teklif reddedilmiştir” ifadelerine yer verildi.

‘ÜCRETSİZ, SAĞLIKLI ÖĞÜN AYRIMSIZ TÜM EĞİTİM KADEMELERİNDE UYGULANSIN’

Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği vekillerinden Avukat Elif Yetigin, “Geçtiğimiz yıldan bu yana Türkiye’nin her yerinde süregelen ‘Okullarda Bir Öğün Ücretsiz Sağlıklı Yemek Verilsin’ kampanyası söz konusu ve bu kampanyada toplumun pek çok kesimi tarafından sahiplenilen bir kampanya. İdareyi ve merkezi yönetimi zorlama, harekete geçirme hedefinde olan bir kampanyadan bahsediyoruz. Bu kampanya kapsamında dava açıyoruz. Kamuoyu baskısıyla, kadınların baskısıyla taşımalı eğitimde ve okul öncesi eğitimde bir öğün ücretsiz yemeğe başlanacağı açıklaması yapıldı. Biz bu açıklama öncesinde Milli Eğitim Bakanlığına bir başvuru yapmıştık. Süresi içinde bizim başvurumuza yanıt vermediler. Cevap süreden sonra verildiği için talebimizi reddetmiş sayılıyorlar. Tüm eğitim kademeleri için bu hakkın sağlanması gerektiğine dair başvuru yaptık. Açıkladıkları ise sadece taşımalı ve okul öncesi eğitimde verileceği. Bu yeterli değil hem eğitim hem yaşam hakkı kapsamında hem de uluslararası sözleşmeler kapmasında da bu çok insani ve temel bir hak. Tüm kademelerde bunun uygulamaya geçmesi için bir dava açtık Ankara İdare Mahkemesinde” diye konuştu.