MEB'den Fransız Okullarına 'Din Dersi' Dayatması
Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, 'MEB ile Fransız okulları arasındaki savaşın, öğrencileri mağdur edecek noktaya geldiğini' yazdı. MEB'in, Fransız okullarının müfredatına karışmak istediği ve bu okullarda din dersi verilmesi için uğraştığı belirtiliyor.
Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, "Milli Eğitim Bakanlığı’nın çağdaş ve bilimsel eğitimden uzak müfredatı, veliler ve öğrenciler için tam bir kabusa dönüşürken, ‘eğitimle uğraşma’ çabalarının bununla da sınırlı kalmadığı ortaya çıktı. Bir süreden beri MEB ile Fransız okulları arasındaki savaşın, öğrencileri mağdur edecek noktaya geldiği anlatılıyor." diye yazdı.
Türkiye ile Fransa ilişkilerinin inişli çıkışlı olduğunu belirten Babacan, "AKP iktidarı bir süreden beri Fransız hükümetinin Türkiye’de faaliyet gösteren okullarına kafayı takmış durumda. Ankara’da faaliyet gösteren Charles de Gaulle ile İstanbul’da bulunan Pierre Loti Fransız Lisesi, bu savaştan nasibini aldı. İktidarın bir süreden beri bu okullara denetim adı altında para cezası kestiği biliniyor. Ama bu kez iş daha ileri götürüldü ve okulun müfredatına müdahale noktasına gelindi." ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti:
MEB'İN FRANSIZ OKULLARIYLA SAVAŞI
"MEB’in bu okullarla savaşı bir süreden beri devam ediyor. En son Mevlüt Çavuşoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı döneminde, Türkiye, Fransa’da okul açması girişiminde bulundu. Fransa’ya tanınan hakların Türkiye tarafından kullanılmasını istemek haklı olabilir. Ancak Fransa, okul eğitiminin tam bir laik sistemle olması gerektiğini, dini eğitim gibi konulara girilmemesini istiyor ki, kendi okullarında da bu yönde eğitim yok. Sadece dinler tarihi anlatılıyor.
Şimdi hükümet, Fransa üzerinden yol alamayınca buradaki Fransız okullarına kafayı taktı. Bu okullarda, din ve ahlak dersi verilmesi, Türk müfredatının uygulanması ve MEB’e bağlı Türk öğretmenlerinin görev alması konusunda baskı yapıldığı anlatılıyor. 1942 yılından beri eğitim veren ve iki ülkenin de bu özel statüyü kabul ettiği, 22 yıllık AKP iktidarında, AKP’li siyasilerin çocuk ve yakınlarının olduğu hesaba katıldığında bu ısrar neden?"