Asgari Ücrete Ne Kadar Zam Yapılacak? ATO Başkanı Oran Verdi: 'Daha Fazla Zam Yapılmasını İsteriz Ancak...'

Abone ol

Yıl sonuna yaklaşılırken, milyonlarca vatandaşın gözü asgari ücrete yapılacak zamma çevrildi. Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, asgari ücret zam oranı hakkında açıklama yaptı. Baran, asgari ücrete yüzde 25 civarında zam yapılmasını desteklediklerini ifade etti. Baran, "Asgari ücrete daha fazla zam yapılmasını biz de isteriz, ancak uygulamalar gösterdi ki oraya yapılan zam iğneden ipliğe her şeye zam olarak yansıyor ve bu da enflasyonla mücadele sürecini uzatıyor" dedi.

Milyonlarca çalışan ücretlere yapılacak zam oranına odaklandı, yıl sonuna yaklaşıldıkça tahminler de netleşmeye başladı. Ankara Ticaret Odası (ATO) da asgari ücret zammı için rakam verdi.

'YÜZDE 25 CİVARINDA OLMALI'

ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, “Merkez Bankası Başkanı Sayın Fatih Karahan, Amerika Birleşik Devletleri’nde yatırımcılarla görüşmesinde yüzde 25 civarı asgari ücret artışının 2025 enflasyon görünümüyle uyumlu olacağı mesajını verdi. Biz de asgari ücrete yapılacak zammın bu seviyede olması gerektiği kanaatindeyiz. Çalışan kardeşlerimizin enflasyon nedeniyle yaşadığı sıkıntıları biliyoruz. Geçim derdinin ne olduğunu biliyoruz. Ancak işletmeyi ayakta tutma derdimizin ne olduğunu da biliyoruz. Asgari ücrete daha fazla zam yapılmasını biz de isteriz, ancak uygulamalar gösterdi ki oraya yapılan zam iğneden ipliğe her şeye zam olarak yansıyor ve bu da enflasyonla mücadele sürecini uzatıyor. Bizim, enflasyonu bir an önce tek haneli rakamlara indirmemiz ve yeniden büyüme ve kalkınma yoluna girmemiz gerekiyor” diye konuştu.

'VERGİ BARIŞI BİZİ GERİLETİR'

Son dönemde vergi barışı ve yapılandırma taleplerinin de gündeme getirildiğine dikkati çeken Baran, vergi ödememenin ve devlete karşı sorumlulukları yerine getirmemenin barışma gerekçesi olmaması gerektiğini dile getirdi. Baran, “Bugüne kadar vergi ödemeyenlerle sürekli barışıldı. Bu barışma, vergisini düzenli ödeyenleri kendini ve sistemi sorgular hale getirdi. Vergi ödememek, devlete karşı sorumlulukları yerine getirmemek, barışma gerekçesi olmamalı. Vergi dediğinizde tüyü bitmemiş yetimin hakkından bahsediyoruz. Bizim, ülkemizi bir an önce refaha çıkarmak için kurduğumuz sistemi uygulama sorumluluğunu üstlenmemiz gerekiyor. Vergi barışı ya da yapılandırması bizi refaha çıkarmayacağı gibi geriletmekten başka bir işe yaramayacaktır” şeklinde konuştu.

'EKİM AYINDA TOPARLANMA GÖZLENSE DE...'

Konuşmasında enflasyonla mücadelenin reel sektör üzerindeki etkilerine de değinen Baran, “Ekim ayı itibarıyla iç talepte bir miktar toparlanma gözlense de, yüksek faiz oranları finansman maliyetlerini artırıyor. Ticari kredilerin faiz oranları şu an yüzde 55 civarında seyrediyor. Bu da KOBİ'ler açısından dikkatle ele alınması gereken bir konu. Bu nedenle üretim ve ticaret dünyasının beklentileri doğrultusunda kredi musluklarının kontrollü ancak destekleyici biçimde açılması büyük önem taşıyor. Özellikle Ankara gibi büyük sanayi ve ticaret merkezleri için finansmana erişim, üretim kapasitemizi artırmanın en önemli unsuru olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Yüksek faizin krediye erişimi kısıtladığını ve istihdam oluşturma kapasitesini olumsuz etkilediğini söyleyen Baran, işgücü dengesini sağlamak için de krediye erişimin önemini vurguladı. Baran, “Yüksek faiz, krediye erişimi kısıtladığı için istihdam oluşturma kapasitesini de olumsuz etkileyebiliyor. Talepteki yavaşlama ve ekonominin soğuması, işsizliği artırma riskini beraberinde getiriyor. Ankara Ticaret Odası olarak uzun süredir dile getirdiğimiz seçici krediler opsiyonunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Büyüme hedeflerimiz için KOBİ'lere daha kapsayıcı, iş gücü dengesini gözeten, proje ve sektör temelli kredi desteklerinin sağlanmasını, kamu bankalarının devreye girerek yüksek faiz kaynaklı finansman sıkıntılarını hafifletmesini bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.

'KAYIT DIŞI EKONOMİYLE DAHA ETKİN MÜCADELE EDİLMELİ'

Konuşmasında vergi sistemine de değinen Baran, “Vergi politikaları bütçede öne çıkan bir diğer önemli konu. 12 trilyon 800 milyar lira olarak öngörülen bütçe gelirinin yaklaşık yüzde 28’ini katma değer vergisi (KDV) oluşturuyor, özel tüketim vergisi (ÖTV) ile birlikte bu oran yüzde 45’e ulaşıyor. Tasarıda yer alan bu tahminlere göre diğer kalemleri de hesaba kattığımızda, 2025 yılında bütçe gelirlerinin sadece yaklaşık yüzde 30'unu doğrudan vergiler oluşturacak. Türkiye’de vergi sisteminin dolaylı vergilere ağırlık vermesi, hem hane halkı hem de işletmeler üzerinde büyük bir yük oluşturuyor ve gelir adaletsizliğine yol açıyor. Bu nedenle doğrudan vergilerin payının artırılması gerektiğine inanıyoruz. Kayıt dışı ekonomiyle daha etkin mücadele ve vergi tabanının genişletilmesi, ekonomik sürdürülebilirliği artıracaktır” şeklinde konuştu.

Akaryakıta Bir Zam Daha! Bu Gece Değişiyor Ekonomi İşte Vergi Yüzsüzleri Listesi! Ekonomi IMF, Asgari Ücret Zammından Sonra Ona da El Attı Ekonomi İTO İstanbul Enflasyonunu Açıkladı Ekonomi