İVME Hareketi’nin raporu: Yasal çalışma süresi azaltılırsa 2 milyon kişiye ek istihdam yaratılabilir
İVME Hareketi, “Türkiye’de Çalışma Saatleri - İşsizlik İlişkisi Üzerine Değerlendirme” araştırması yaptı. Rapora göre Türkiye’de yasal çalışma sürelerine riayet edildiğinde veya haftalık çalışma saatleri yüzde 5 ila 7 azaltıldığında, 1 ila 2 milyon arası yeni iş yaratılabilir.
İVME Hareketi’nden Ömer Ünal’ın, kaleme aldığı “Türkiye’de Çalışma Saatleri - İşsizlik İlişkisi Üzerine Bir Değerlendirme” raporu İVME Hareketi tarafından yayımlandı. Raporda Türkiye'deki mevcut düşük ücret politikası, yüksek hane borçları ve kalıcı işsizlik sorunlarıyla birlikte, mevcut yasal çalışma sürelerinin aşılarak çalışmanın norm haline geldiği ve neoliberal kalkınma politikalarının ise işsizlik sorununu çözmek yerine yoğunlaştırdığı tespit edildi.
TÜRKİYE'DEKİ ÇALIŞANLARIN YÜZDE 20'Sİ HAFTADA 60 SAATTEN FAZLA ÇALIŞIYOR
1980’li yıllardan bu yana Türkiye’nin en büyük sosyo-ekonomik sorunu olan işsizliğin son 20 yıldır uygulanan neoliberal kalkınma politikası ile daha da kalıcı hale geldiği vurgulanan raporda, bu durumun düzeltilmesi için yasal çalışma saatlerinin denetimlerinin artırılması ve çalışma sürelerinin kısaltılması önerildi.
OECD verilerine göre, Türkiye'deki çalışanların yüzde 20'si haftada 60 saatten fazla çalışıyor. Eurostat'a göre Türkiye’de ortalama çalışma süresi haftada 48,3 saat. Türkiye, hem haftalık çalışma süresi uzunluğu hem de haftada 49 saatten fazla çalışan sayısı bakımından 163 ülke arasında 21. sırada.
TÜRKİYE'DE YASAL DÜZENLEMELERE RAĞMEN HAFTALIK ÇALIŞMA SAATLERİNE UYULMUYOR
Raporda yer verilen hesaplamalara göre, mevcut süre içinde çalışıldığında veya haftalık yasal çalışma süresi yüzde 5 ila 7 arasında azaltıldığında, 1 ila 2 milyon arasında ek işgücüne ihtiyaç duyulacak.
Raporun vurguladığı önemli bulgular arasında, Türkiye'de yasal düzenlemelere rağmen haftalık çalışma saatlerine uyulmaması da var. OECD verilerine göre Türkiye’de çalışanların yüzde 20’si haftada 60 saat, yüzde 30’u ise haftada 50 saatten fazla çalışıyor.
Ömer Ünal’ın çalışmasına göre Türkiye’de çalışma saatlerinin kademeli olarak azaltılması sonrası ortaya çıkacak gerekli işgücü 3 farklı veriye göre incelendiğinde şu hesaplamalar ortaya çıktı:
- ‘‘TUİK verilerine göre SGK 4A kapsamında haftada 45 saat çalışan 16 milyon 852 bin 877 kişinin haftada 42,5 saat çalışma gerçekleştirmesi halinde mevcut işgücüne ek olarak 991 bin 345 kişi daha gerekmektedir.
- OECD verilerine göre haftada 60 saatten fazla çalışan işgücünün yasal çalışma süresi olan 45 saate çekilmesi ile 1 milyon 123 bin 525 yeni çalışana ihtiyaç doğmaktadır.
- Eurostat verilerine göre haftada ortalama 48,3 olan çalışma süresinin işgücünün yasal çalışma süresi olan 45 saate çekilmesi durumunda ek olarak 1 milyon 235 bin 877 çalışana ihtiyaç duyulmaktadır.’’
İŞSİZLİK ORANININ SABİT KALIYOR
Raporda incelenen bazı istatistiklere göre, küresel ölçekte istihdam oranlarında 2000-2023 yıllarında sayısal anlamda bir artış sağlanmış olsa da istihdama katılımda yüzde 3,6’lık düşüş gözlemlendi.
Bu düşüşe karşın 2000 ve 2023 yıllarındaki küresel işsizlik oranının yüzde 5,8 seviyesinde kalması, küresel ölçekte işgücüne katılım oranının düşmesine rağmen işsizlik oranının sabit kaldığını ortaya koydu. 2000 yılından günümüze dek uzanan süreç incelendiğinde ise TÜİK verilerine göre, 2000 yılında yüzde 6,5 olan işsizlik 2022 yılında yüzde 10’a yükseldi.
İŞÇİLER, GELİRLERİN YÜZDE 70’İNİ HABERLEŞME, KONUT, GIDA VE ULAŞIM GİBİ EN TEMEL İHTİYAÇLARA HARCIYOR
Raporda TÜİK tarafından işsizliğin ölçümünde kullanılan metodolojiye yönelik eleştiriler de var. Örneğin, 2022 yılında Türkiye İş Kurumu tarafından açıklanan veriye göre, işsizlik artarken TÜİK’e göre azaldı. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) tarafından yapılan araştırmaya göre ise 2023 yılı Mayıs ayında Türkiye’deki işsizlik oranı yüzde 21,8 olarak tespit edildi.
Rapora göre Türkiye’de çalışanların büyük çoğunluğunun elde ettiği gelir asgari ücrete eşitleniyor. İşçiler, gelirlerinin yüzde 70’ini haberleşme, konut, gıda ve ulaşım gibi en temel ihtiyaçlara harcıyor.
177 BİN İŞÇİNİN GREV HAKKI SONLANDIRILDI
Raporda yer verilen bazı bulgular şöyle:
-Temmuz 2023 itibariyle SGK’ya kayıtlı işçilerin yüzde 14,76’sının sendika üyesi olduğu Türkiye’de sendikalaşma, toplu sözleşme ve grev hakkına yönelik bürokratik engeller oldukça fazla.
-Bunun yanı sıra 2012-2022 yılları arasında 41.320 işçi grev hakkını kullanabilirken 177 bin işçinin ise, ‘grev ertelemesi’ adı altında ‘milli güvenliği etkilediği’ ileri sürülerek grev hakkı sonlandırıldı.
-Türkiye’de işveren/sermaye grupları, zaman içerisinde iş hukuku ve sosyal güvenlik gibi çalışma yaşamına ilişkin pek çok düzenlemeyi kendi lehlerine değiştirmekte.
İVME Hareketi’nin bulgularına göre bu durum, Türkiye’de işveren-sermaye gruplarına yönelik tanınan ayrıcalıkları da net bir şekilde açığa çıkarmakta.
İVME HAREKETİ NEDİR?
İVME Hareketi’nin kökenleri, 2017 yılında yapılan anayasa değişikliği referandumundan sonra 20 Nisan 2017 tarihinde bir grup Cumhuriyet Halk Partisi üyesi genç tarafından kurulan 20 Nisan Hareket’ine dayanmakta. Zaman içerisinde yeni bir siyasi zemine dönüşerek demokratik sosyalist ilkeleri savunan bir sivil toplum hareketine evrildi. Her ne kadar kökleri CHP'ye dayansa da, İVME Hareketi'nin CHP ile organik bir bağı bulunmamakta. Kuruluşundan bu yana Türkiye'deki sol partiler, TİP ve HDP gibi, ve hareketlerle iletişim ve dayanışmada bulunmuş, ortaklaşa hareket etmiştir.