Yozgat'ta TMO önünde sıra bekleyen buğday üreticisi isyan etti!
Türkiye’nin önemli tarım bölgelerinden Yozgat'ta bir hasadın sonuna gelinirken, Toprak Mahsulleri Ofisi'ne (TMO) buğdaylarını teslim için sıra bekleyen çiftçiler mağdur oldu. Günlerdir sıra bekleyen çiftçiler, ödeme alamadıklarını belirtti.
Yaklaşık 45 bin kayıtlı çiftçinin 6 milyon 130 bin 324 dekar alanda tarım yaptığı, Türkiye’nin önemli tarım bölgelerinden Yozgat’ta buğday üreticisi isyan etti.
Hasadını yaptığı buğdayını TMO’ya teslim edebilmek için sıra bekleyen Yozgatlı çiftçilerden Tugay Efe, "Buğdaylarımızın hepsi yemliğe gitti, sıkıntımız o" dedi ve şöyle konuştu:
"Hep 7,5 lira. Geçen yılki parayla hesapladığınız zaman bu enflasyonla zaten direkt bizim buğdaylarımız 3 liraya falan geliyor. TMO yeni bir adet daha çıkarttı, ‘kasalı arabaları yıkmıyoruz’ diye. Benim kamyonum var. Ben nakliyemi ödeyeceğim. Müteahhitte vermiş 70 liraya ton yıkımını, işçiye müteahhit 14 liradan ödüyor. İşçi haklı olarak bizim buğdaylarımızı yıkmıyor. Memlekette araba yok, bu insanların rezilliği böyle üç gün, dört gün sırada yatıyor. Herkes Sırçalı köşklerde oturuyor. Milletin efendisi çiftçi derlerdi de, milletin biz efendisi falan değiliz. Dışarıdaki köpekten bir farkımız yok."
"KASALI ARABALARI İŞÇİLER YIKMIYOR"
Çiftçilerden Metin Akkuş, "Ben de çiftçiyim, hem nakliyeciyim. Şimdi nakliyeleri getirdik. Kendi buğdayım harmanda kaldı. Buğdayımı getiremiyorum. Satamıyorum. Buğdaylar devlet bir fiyat açıkladı. Buraya geliyor ki eksper diyor ki işte kaliteli buğday getiriyoruz 7 bin 500 lira yazıyor. 8 bin 100 lira, 8 bin 250 lira fiyat açıklandı, 7 bin 500. Sıkıntımız büyük. Milleti görüyorsunuz rezillik. Şimdi benim buğdayım kaldı. Ben nakliyeciyim. Ev geçindiriyorum. Nakliyeden ev geçindiriyorum. Kasalı arabaları işçiler yıkmıyor. Yıkmayınca biz ortada kaldık. Müteahhit 80 liraya almış, 15 liraya işçi parası ödüyor. İşçiler hopluyor, yıkmıyoruz diyor. Para verelim diyoruz, onu da kabul etmiyor. Biz ne yapacağız? Şimdi benim buğdayım harmanda kaldı. Kim getirecek? Kim götürecek? Araba da bulamıyoruz. Hem kamyonum var bir de nakliye mi vereyim yani? Ben elin buğdayını çekiyorum, ev geçindirmek için, para kazanmak için. Çocuk okutuyoruz, bizim ihtiyacımız var" dedi.
"TRAKTÖRÜN TAKSİTİ GELDİ, PARA YOK"
Nurullah Türker isimli çiftçi ise, "8 bin 250 liradan bir tane buğday satan arkadaşımız var mı? Bütün listeler ellerinde. Buğday getiriyorsun, diyor ki; 7 bin 500 lira. Alıma girmedi diyor, götür tüccara. Bir de tüccara yönlendiriyor, falan tüccara gidin diyor. Oraya gidiyorsun 5 bin 500 liraya buğday satıyor. Şimdi çiftçi traktör almış. Traktörün taksiti geldi, para yok. Ağustos'un 30’unda Tarım Kredi Kooperatiflerinin taksiti var, para yok. Önceden haftada 10 günde bir ödeme yapıyorlardı. Bu yıl nasıl olduysa 28 Mayıs'tan sonra her şey değişti. Ödemeler 45 günde, Eylül ayının sonunda para alacağız. Şimdi temerrüde girecek, bütün faizlerimiz, otomatik iki yüz lira ödeyeceğimiz para üç yüz lira olacak. Bizim buğdayımız o zaman ne oldu? Açıkladı 8 bin 250 lira, 7 bin 500 liradan buğday alıyor. Otomatik bizim buğdayımız iki liraya düşecek" ifadelerini kullandı.
"DEVLETİMİZ BİZE PARA VERMESİN, BORCUMUZDAN DÜŞSÜN"
Çiftçi Mustafa Arslan, çiftçinin yaklaşık 2 yıldır buğday üretmek için çabaladığını, son aşamaya geldiklerini hatırlattı, “İki yıl her türlü zorluğu aştık ama maalesef buğday satma zorluğunu aşamıyoruz, çok zor satıyoruz. Bir çiftçi, zaten iki yıl boyunca çok zor şartlarda ürettiği el emeği, göz nuru, onun için borçlandığı, borçlarını ödeyeceği hububatını maalesef satarken büyük sıkıntılar yaşıyor. Sistemsel sıkıntılar yaşıyor, sisteme takılıyor. Aslında çözümü çok basit, ufak tefek meseleler yüzünden burada şu sıcakta insanlar ciddi anlamda mağdur oluyorlar” dedi.
TMO önlerinde ciddi anlamda sıkıntıların bulunduğunu, çiftçinin randevu bulamadığını aktaran Arslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz uyku uyumayı unuttuk, sabahlara kadar bilgisayar başında acaba randevu çıkar mı? En erken randevu 9’uncu ayın 6’sında, şu an bu sisteme girdiğiniz zaman. Daha var 25 gün. İnsanların borçları var. Geçmiş yıllarda buğdayı sattığınız zaman üç iş günü içerisinde hesabınıza para yatıyordu. Şimdi bu çıkmış bir aya, 45 güne. İnsanlar ne yapmışlar, borçlanmış. Nasıl borçlanmış? 7’inci ayın 15’ine biçer girerse demiş, üç günde de satarım, 18, üç günde de para alırım 21. Hadi ben bunu demiş; 8’inci ayın başına borçlanayım. Bizim banka borçlarımız var. 8’ici ayın 15’i vadeli. Nasıl ödeyeceğiz? Biz devlete sattık buğdayı. En azından şu da yapılabilir; senin devlete borcun mu var? Var. Devlette alacağın var mı? Var. En azından oradakini oraya mahsup edebilirler. Yani biz neden devletimize mahsul satıp da bir de bankadan kırmızı kalem yiyelim, borç ödemiyor, pozisyonunda olalım ki. Devletimiz bize para vermesin, borcumuzdan düşsün. Hani bizim oraya kredimiz varsa kredimizin üstünden mahsup etsin. Bu çok basit bir işlemdir. İnsanlar kara kara bunu düşünüyor. Verim Allah'a şükür orta kalem iyiydi ama girdiler çok fazla. 37 liradan akaryakıt yakıyorsun. Buğdayı geçen sene yaklaşık 7 bin 500, 7 bin 300 lira civarında sattık. Geçen yıl 18 lira civarıydı euro. Buğday 7,5 liraya sattık. Şimdi bizim paramızın ezilmemesi için biz kar da istemiyoruz. Euro bugün 29.80-30 lira, bizim buğday yine 7,5 lira. Biz seneye nasıl alacağız bu mazotu bu parayla? Nasıl gübre alacağız? Sizce bizim desteklenmemiz gerekmiyor mu? Nasıl olacak bu?”
"BÜTÜN MAL VARLIĞIMI SATIYORUM, BU İŞİ BIRAKIYORUM"
Yaşadığı sıkıntılar yüzünden çiftçiliği bırakacağını anlatan Ferhat Öztürk, “Çiftçilik yapmaktayım. Arkadaşların dediği gibi burada üç gün, dört gün yatıyoruz. Sadece TMO'dan eksper arkadaşlarımız iyi ama TMO'dan bir tane daha eksper arkadaş temin etseler, gece 12.00’ye kadar çalışsalar bu sıra olmaz. Ben bütün mal varlığımı satıyorum, borcumu ödeyemiyorum. Bana 50 gün, 60 gün para ödeyecek. Benim alacaklım durdurmuyor, para istiyor. Çünkü borçluyum, gübreciye borçluyum, mazotçuya borçluyum, her türlü borçluyum. Ben bütün mal varlığımı satıyorum, bu işi bırakıyorum” diyerek, tepkisini dile getirdi.