118 milyar TL'lik yıkım projesi: AKP bir şehri yok edecek
Erdoğan’ın yönettiği Varlık Fonu, Hatay’a 118 milyar TL’ye dev bir petrokimya tesisi kuracak. Tarım alanları ve canlıların yaşam alanlarını yok edecek tesis için bölgede görülen kertenkele türünün taşınması önerildi.
Kâr hırsıyla doğa katlinde sınır tanımıyorlar. Deniz, toprak, hava, su bir daha geri dönülmez biçimde kirlenirken iktidar her yeri betona boğmaya devam ediyor. Son hedef Hatay’ın Dörtyol ve Erzin ilçeleri arasında yer alan ve özel kumlu toprağıyla endemik türlere ev sahipliği yapan alan oldu.
BirGün’den İsmail Arı’nın haberine göre, Sayıştay’ın denetleyemediği ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığını yaptığı Türkiye Varlık Fonu (TVF) tartışma yaratacak ve çevre katliamına neden olacak bir proje hazırladı. Fona bağlı olarak 2020’de sessiz sedasız TVF Rafineri ve Petrokimya isimli bir şirket kuruldu. “Doğu Akdeniz Petrokimya Tesisi Projesi” adıyla proje için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuru yapıldı. 4 bin sayfalık ÇED raporu, projenin çevreye vereceği zararları gözler önüne serdi.
KERTENKELE İÇİN TAŞINMA VAKTİ BELİRLENDİ
Hazırlanan ÇED raporu, tesisin bölgede nasıl bir çevre katliamına yol açacağını da ortaya koydu. Rapor, kaplumbağlardan kum zambaklarına kadar sayısız canlının yaşam alanını nasıl etkileneceği adeta uzun bir itiraf listesi gibi. Ne var ki raporun en ilginç bölümünde bugüne dek belirlenen tek yaşam alanı Burnaz Kumsalı olan ‘İskenderun Kertenkelesi’ ayrı şekilde değerlendirildi. Proje için akıl almaz biçimde şöyle denildi: “Kertenkeleler taşınmalı. Bunun için aktivasyonun başladığı ancak üreme döneminin başlamadığı Nisan-Mayıs aylarında toplanmalı. Bu alana benzer ekolojik özelliklere sahip bir alana taşınmalı.”
KAPLUMBAĞALAR İLE ZAMBAKLAR TEHLİKEDE
ÇED raporunda tesisin getireceği sonuçlara ilişkin şu veriler yer aldı:
•Tesis, ekim yapılan ve yüzde 85’i kamulaştırılan verimli tarım arazileri üzerine inşa edilecek. Bir de liman oluşturulacak. Petrokimya kompleksine hammadde temini ve lojistiği limanda yükleme ve boşaltma platformları yer alacak.
•Tesisin çevresindeki göletler, kuşların göç mevsiminde uğrak noktası.
•Bölge kaplumbağalar için de önemli bir yaşam alanı. Yeniyurt Kumsalı’nda 34 deniz kaplumbağası aktivitesi tespit edildi. Ayrıca caretta carettalar için bir yuva. Yeşil kaplumbağa ile yumuşak kabuklu nil kaplumbağaları da bu alanı kullanıyor.
•Ayrıca proje alanının 850 metre yakınında yerleşim alanları da yer alıyor.
•Nesli tehlike altındaki kum zambakları da bu bölgede.
•Endemik, soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan, nadir ve koruma statüleri ulusal ve uluslararası düzeyde yüksek olan kuş türleri de yakın çevrede. Dolayısıyla, proje alanı hassas bir alan özelliği taşımaktadır.
ÇED raporunda projenin gerekçesi ise şöyle açıklandı: "Petrokimya sanayi, petrol rafineri ürünleri ve doğal gazdan başlayarak plastik, lastik ve elyaf hammaddeleri ve diğer organik ara mallar üreten, ambalaj, elektronik, otomotiv ve tarım gibi diğer sektöre girdi sağlayan lokomotif bir sektör. Türkiye petrokimya alanında gelişme potansiyeline sahip."
BİLAL’İN ARKADAŞI, DAMADIN DANIŞMANI...
Proje, Hatay’ın Dörtyol ilçesine bağlı Yeniyurt ve Yeşilköy Mahalleleri ile Erzin ilçesine bağlı Yukarıburnaz, Turunçlu ve Mahmutlu Mahalleleri’ndeki birinci sınıf tarım arazileri üzerine inşa edilecek. 9 milyon ton üretim kapasitesine sahip olacak tesis 78 ayda tamamlanacak. İşletme süresi ise 49 yıl. Çevre katliamına neden olacak olan projeyi yapacak olan TVF Rafineri ve Petrokimya Şirketi’nin yönetim kurulu başkanlığını Bilal Erdoğan’ın Kartal İmam Hatip Lisesi’nden arkadaşı olan ve aynı zamanda Varlık Fonu’nun genel müdürü ve yönetim kurulu üyesi olan Salim Arda Ermut yapıyor. Şirketin yönetim kurulu başkan vekilliği görevini ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın danışmanı Ömer Demirhan yürütüyor. ÇED raporunu hazırlayan firma Kanal İstanbul İstanbul projesinin de raporuna imza atan Çınar Mühendislik Müşavirlik A.Ş. Firmanın sahibi Selahattin Hacıömeroğlu’nun, BOTAŞ davasında rüşvet suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası aldığı orta çıkmıştı. Kararın Yargıtay tarafından bozulmasının ardından, davanın Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ettiği belirtilmişti.