5 Maddede 'Katliam Yasası': Ne Değişti, Sonuçları Ne Olacak?
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik öngören yasa teklifindeki muğlaklıklar hayvan severleri kaygılandırıyor. 'Ötanazi' ifadesi çıkarılsa da teklif yasalaşırsa sokak köpeklerinin öldürülmesinin önü açılıyor.
Sokak köpeklerinin, barınaklara alınması ve ötanazi adı altında öldürülmesinin yolunu açan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Tarım Orman ve Köy işleri Komisyonu’nda, değişiklik yapılarak kabul edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün (24.07.2024) yaptığı açıklamada yasa teklifinin Meclis tatile girmeden TBMM Genel Kurulu’na getirileceğini açıkladı.
Türkiye’de 4 milyon civarında sokak köpeği olduğu düşünülüyor. Bu yasa ile önceki yasa arasındaki en önemli değişiklik barınaklara götürülen köpeklerin tekrar sokağa salınmasının kaldırılması olacak. Bunun yerine barınaklarda tutulma getiriliyor. Ancak Türkiye’de barınak sayısı çok yetersiz.
Bir diğer önemli değişiklik de veteriner hekimin hayvanın ölümüne ilişkin takdir yetkisi getirilen diğer maddelerle şüpheli hale getiriliyor. Bu da veterinerlerde ve hayvan hakları savunucularında ötanaziye veteriner hekimin dışında birilerinin karar vereceği kaygısını getiriyor.
Türk Veteriner Hekimler Birliği'nden Prof. Dr. Murat Arslan “Bu kadar kitlesel hayvanın olduğu bir yerde ötanazinin çare olmayacağı son yıllarda yapılan bütün çalışmalarda ortaya konuluyor. Buna karşın kısırlaştırma öne çıkarılıyor. Biz ötanazide neden ısrar edildiğini anlayamıyoruz” diyor.
Arslan’ın yasa değişikliğine dair verdiği bilgileri 5 maddede derledik.
1-ÖTANAZİNİN ADI YOK AMA FİİLİYATTA VAR
Teklifin en çok tartışma yaratan 5. Maddesinde yapılan değişiklikle, 'ötanazi' ifadesi metinden çıkarıldı. Ancak Veteriner Hizmetleri Kanunu’ndaki esaslara göre uygulamada ötanazi yapılmasının yolu açık tutuldu. 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda Ve Yem Kanundaki 9. Madde ötanaziyi düzenliyordu. Bu kanun zaten 2010 yılından beri var. Ötanazi dediğim uyutma, itilaf etme. Şimdi bu tasarıya direkt ötanazi kelimesini koymadılar ama bu kanuna atıfta bulundular. Tasarının diğer taraflarında yapışan ve net olmayan bazı değişiklikler nedeniyle aslında uyutmaya zemin hazırlanıyor.
Teklife, "Bakımevine alınan köpeklerden insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlarına Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun 9. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen tedbir uygulanır. Yerel yönetimler, sahipsiz köpeklere ilişkin yürüttüğü iş ve işlemlerde Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi kapsamında gerekli idari tedbirleri almaya yetkilidir." hükmü eklendi.
5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda Ve Yem Kanunu’ndaki 9. Madde:
“Hayvanlara ötanazi yapmak yasaktır. Ancak,
a) Hayvanlara acı ve ıstırap çektiren veya iyileşme durumu bulunmayan hastalık durumlarında,
b) Akut bulaşıcı bir hayvan hastalığının önlenmesi ya da eradikasyonu amacıyla veya insan sağlığı için risk oluşturan durumlarda,
c) Davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda, veteriner hekim tarafından ötanazi yapılmasına karar verilebilir. Ötanazi işlemi veteriner hekim tarafından veya veteriner hekim gözetiminde yapılır.”
2-VETERİNER TAKDİRİ DEVRE DIŞI BIRAKILIYOR
Mevcut kanunda “tıbbi gerekçeler hariç ötanazi yapmak yasaktır” deniyordu. Yeni düzenlemede ise “kanun ve tıbbi gerekçeler” deniyor. Ancak bu kanuni gerekçeler muğlak bırakılmış. Bazı maddelerde de “çevre, insan sağlığını dikkate alan bir yaklaşım” ifadesi kullanılıyor. Ancak yine sağlığı ve insan sağlığı tanımlamaları net değil ve buraya diğer 5996 sayılı veterinerlik hizmetleri kanunu uygulanır denilerek ötanazi kavramını koyduğu için yine muğlak bir durum yaratılmış.
Mevcut yasada veteriner hekimler ötanaziye şöyle karar veriyordu; Hayvanın yaşamsal fonksiyonları tükendiğinde, geriye dönüşü mümkün olmadığında veteriner hekim ötanazi kararı verebiliyordu. Bu yeni ve muğlak ifadeler ötanazi kararını veteriner hekimin takdirinin dışına çıkarıyor. İdareler mi karar verecek hekim mi karar verecek belli değil.
3-BELEDİYELERİN YÜZDE 75’İNDE BAKIMEVİ YOK
Yeni düzenleme ile yerel yönetimlere 2028 yılına kadar bakımevi yapma zorunluluğu getiriliyor. Aslında belediyelerin bunu zaten şimdiye kadar 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre yapmaları gerekiyordu. Yeni düzenlemede hayvanlar toplanılacak, barınaklarda sahiplendirilecekler ama belediyelerin yüzde 75’inde bakımevi yok. Yasanın geçmesi durumunda 2028’e kadar toplanan hayvanlar ne yapılacak belirsiz.
Bunun için bir ara madde getiriliyor ve deniyor ki “eğer bakımevi yoksa il özel idareleri veya ilgili birim tarafından en yakın bakımevine götürülecek.” En yakında bakımevinde kapasite yoksa toplanan hayvanlar sokağa da geri bırakılamayacak. Peki ne olacak bu hayvanlara? Soru işareti tam da burada.
4- KUDUZ VE DİĞER RİSKLER DAHA FAZLA ARTABİLİR
Arslan’a göre toplanacak hayvanların genellikle aşılı ve toplumla uyumlu hayvanlar olacak. Boşalan sokaklara yakalanması daha zor, güçlü, üreme kapasitesi yüksek, aşısız hayvanlar gelecektir. İnsan merkezli olduğu söylenen bu uygulama bilakis daha fazla kuduz ve yeni saldırı risklerini getirecek.
Kırsal bölgelerdeki hayvanlar toplanırsa yaban hayatıyla insan ve evcil hayvanlar arasındaki canlı bariyer ortadan kalkacak, kurt, domuz, çakal gibi zoonotik hastalık riski taşıyan hayvanlar yerleşim bölgelerine daha fazla girecek. Şehirlerde kedi ve köpeklerin yerine sokakta, bahçede daha fazla kemirgen ve yılan gibi hayvanlarla kaşı karşıya geleceğiz.
ÇÖZÜM KISIRLAŞTIRMA SEFERBERLİĞİ
Uzmanlar çözümün öldürmek olmadığını etkin bir kısırlaştırma seferberliği olduğunu söylüyor. Türk Veteriner Hekimler Birliği, 5199 sayılı kanunun gereklerinin yerine getirilerek kısırlaştırma seferberliği ilan edilmesi çağrısında bulunuyor.
Çağrıda şöyle deniliyor:
“Başta merkezi hükümet olmak üzere, belediyeler, 29 veteriner fakültesi, 11000 muayenehane/poliklinik/hastanede çalışan 20000‘e yakın serbest veteriner hekim ve STK’lar birlikte çalışarak sayıyı yönetilebilir seviyelere çekelim. Bu çözümle 4 milyon hayvanın kademeli öldürülmesi yerine bir buçuk milyon hayvanı kısırlaştırarak sorunu çözelim. Üstelik bu çözüm etik, bilimsel, sürdürülebilirlik, sosyolojik ve ekonomik açıdan en avantajlı çözümdür. Bu çalışmaya paralel olarak tarafların destek şekilleri (merkezi bütçe, belediyelerin katkıları, STK’ların ve bireysel destekler) tüm hayvanların mikroçiple kayıt alınması ve denetlemesi, kent hayvanlarının tanımlanması, sahiplendirmenin özendirilmesi ve teşviki, bakımevi standartları ve yapımı ile diğer tüm konuları ele aldığımız ve tüm tarafların içinde olduğu bir mevzuat çalışmasını hemen başlatalım.”