78 Kişiye Mezar Olmuştu: Hakimbey Apartmanı Davasında Yeni Gelişme
6 Şubat depremlerinde Malatya'da 78 kişiye mezar olan Hakimbey Apartmanı davasında ikinci bilirkişi raporu tamamlandı. Raporda müteahhit, teknik uygulama sorumlusu, fenni mesul, şantiye şefi, statik proje müellifi, belediye yetkilileri için "asli kusurlu" denildi.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde, Malatya'nın Battalgazi ilçesi Uçbağlar Mahallesi'ndeki Hakimbey Apartmanı da yıkıldı. Enkaza dönen binada ING Kadınlar Basketbol Süper Ligi ekiplerinden Çankaya Üniversitesi formasını giyen milli basketbolcu Nilay Aydoğan'ın da aralarında olduğu 78 kişi yaşamını yitirdi.
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 27 Şubat'ta görülen üçüncü duruşmada mahkeme heyeti yeni bir bilirkişi raporu hazırlanmasına karar vererek duruşmayı erteledi. Süreç içerisinde müşteki avukatları, bilirkişi heyetinden şu konuların araştırılması talebinde bulundu:
"Hakimbey Apartmanın yıkılma anına ilişkin görüntülerin incelettirilmesinin yapılarak apartmanın depremde yıkılma süresinin kısalığının nedenlerinin araştırılması buna hangi durum ve şartların neden olabileceğinin sorulmasını talep ediliyoruz. Hakimbey Apartmanın projelerinin teknik ve mühendislik gereklerine uygun olarak yapılıp yapılmadığının araştırılmasını istiyoruz. Apartman kat sayısı bodrum artı zemin artı 7 normal kat olmasına karşın betonarme hesap raporunun bodrum artı zemin artı 6 normal kat olarak hazırlanıp hazırlanmadığı bu raporların yapılmasında, uygulanmasında ve onay sürecinde kimlerin sorumluluğunun bulunduğu açıklanmalıdır. Apartmanın projesine ve inşasına onay ve ruhsat verilmesinin uygun olup olmadığı bu ruhsat işlemlerine onay veren kişilerin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ortaya çıkartılmalıdır.
2020 yılında gerçekleşen Elazığ depreminin dava konusu Hakimbey Apartmanı'na verdiği veya vermesi muhtemel hasar veya hasarların neler olabileceği, 2020 Elazığ depreminde apartmanın ne şekilde etkilenmiş olabileceği, bu hususta 2020 yılı Elazığ deprem verileri ile Hakimbey Apartmanın projelerinin ve beton örneklerinin karşılaştırılarak deprem performans analizi hesabının yapılması gerekmektedir. 2020 Elazığ depreminden sonra müvekkillerimizin kardeşi olan müteveffa Gülen Öner'in dilekçesi sonrası Malatya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından yapılan veya yapıldığı iddia edilen hasar inceleme işlemlerin yetkin ve uzman kişilerce mevzuata, teknik ve mühendislik gereklerine uygun olarak yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır."
'MEVZUATA UYGUN YAPILMAMIŞ'
Hakimbey Apartmanı davasının ikinci bilirkişi raporunu Karadeniz Teknik Üniversitesi'ndeki 7 akademisyen hazırladı. Yaklaşık 10 ay sonra hazırlanan rapor dosyaya sunuldu.
ANKA Haber Ajansı'nın ulaştığı bilirkişi raporunda, binanın inşa ediliş tarihine göre 1997 Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik kapsamına girdiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Statik proje müellifi binanın statik projelerini ruhsat tarihinde geçerli olan 1997 Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmeliğe göre hazırlaması gerekirken 1975 Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmeliğe göre hazırlamıştır. Bu durumda statik proje müellifi ve buna onay veren kurum yetkilileri sorumludur. Statik proje müellifi binanın statik projelerini mimari projenin hazırladığı tarihlerde (31 Aralık 1997 tarihinde Mimari İnceleme Formunun imzalandığı ve temel vizesinin verildiği görülmektedir) yani 1997 Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik yürürlüğe girmeden önce hazırlamıştır. Fakat ruhsat işlemleri ancak 31 Aralık 1998 tarihinde tamamlanmıştır. Bu durumda projelere onay veren kurum yetkilileri ile ruhsatta belirtilen proje müellifleri sorumludur."
Hakimbey Apartmanı'na ait statik projelerinde, mimari projelerinde ve hesap raporunda uyumsuzluklar olduğuna vurgu yapılan raporda, "Hakimbey Apartmanı'na ait karot numunelerin basınç dayanımları statik projesinde verilen ve 1997 Deprem Yönetmeliğine göre minimum beton sınıfı olan beton sınıflarının minimum basınç dayanımı koşulunu sağlamamaktadır. TS EN 13791 standardında yer alan en düşük karot deney sonucunun sağlaması gereken koşul da sağlanmamaktadır" denildi.
Raporda proje aşamasında binanın zemin etüt raporunun bulunmadığı vurgulanarak, "Statik proje içeriğinin yeterli/uyumlu olmadığı, temel donatı alanı yetersizliği, kolon boyutları yetersizliği, kolon donatı alanı yetersizliği, kiriş boyutları yetersizliği, kiriş donatı alanı yetersizliği ile yetersiz donatı detaylandırması tespit edilmiştir" denildi. Binanın yapım aşamasında ise donatı detaylandırması yetersizliği ve malzeme kalitesi yetersizliği de tespit edildi.
Bilirkişi raporunda ayrıca müteahhit, teknik uygulama sorumlusu, fenni mesul, şantiye şefi, statik proje müellifi, belediyenin ilgili birimindeki yapı ruhsatlarında proje kontrollerinden sorumlu kişiler için "asli kusurlu", belediye yapı kontrol birimi için ise "tali kusurlu" tespiti yapıldı.
'BAKANLIK DA İNCELENMELİ'
Müşteki avukatlarından Kerem Kaptanoğlu, süreci ANKA Haber Ajansı'na şöyle değerlendirdi:
"Hazırlanan bilirkişi raporu önemli ve değerlidir. Kusuru bulunan sorumlular hakkında önemli tespitler yapılmıştır. Ancak bizim mahkeme celselerinde incelenmesini ve netleştirilmesini istediğimiz bazı hususların eksik kaldığı görülmektedir. Hakimbey Apartmanı'nda yaşamını yitiren ve benim müvekkillerimin kardeşi olan Gülen Öner, 24 Ocak 2020'deki Elazığ depreminden iki gün sonra Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne yazdığı dilekçede, 'İkamet ettiğimiz aşağıda açık adresini belirttiğimiz apartmanımızda ve dairemizde 24 Ocak 2020 tarihinde meydana gelen depremde hasarlar ve çatlaklar oluşmuştur. Bu nedenle evimizde ikamet edemiyoruz. Hasar tespiti için yerinde testlerin yapılmasını arz ederiz' demiştir.
Bina sakinleri 'biz bu binaya güvenmiyoruz' diyerek Malatya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne başvurmuştur. Müdürlükte hasarsız raporu vererek 'oturmaya devam edebilirsiniz' yanıtını vermiştir. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nde çalışanların da kusurlu hareket ettiğini düşünüyoruz. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün olaydaki kusuru da incelemelidir. Eğer binada artık oturamazsanız denseydi depremde bu kadar kişi hayatını kaybetmeyecekti. Yeni gelen bilirkişi raporunda Elazığ depreminden sonraki sürece değinilmemiştir. Bu konunun açıklığa kavuşturulması bakımından eksik kaldığını düşünüyor ve eksikliğin giderilmesini talep ediyoruz."