Adıyamanlı depremzede: Devlet erken gelseydi bu kadar can gitmezdi!
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinden etkilenen yerlerden olan Adıyaman’da depremzedelerle buluştu. Depremzedeler, Altay’a, "Devlet erken gelseydi belki bu kadar can gitmezdi" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, milletvekilleri Ednan Arslan, Mürsel Alban, Abdurrahman Tutdere ve Özgür Karabat ile birlikte Adıyaman’da, afetten etkilenen vatandaşlarla bugün bir araya geldi.
Altay ve beraberindeki heyet Adıyaman Merkez Karapınar Mahallesi’nde depremden dolayı evleri yıkılan ve tütün kurutma iskelesini naylonlarla kapatarak barınma ihtiyacını gideren 13 afetzede aileyi ziyaret etti. 35 kişinin bir arada yaşadığı çadırı gezen Altay ve milletvekilleri afetzedelerin sorunlarını dinledi.
Vatandaşlar ve Engin Altay arasında geçen konuşma ise şöyle:
“MAKARNAYLA, MERCİMEKLE, BULGURLA GÖZÜMÜZÜ KAPATIYORUZ BUNLAR ÇÖZÜM MÜ?”
Vatandaşların, “Her bir ailede üç dört tane öğrenci var. Bakın öğrencilerin hepsi şimdi mağdurlar okula gitmiyorlar. İnsanlar kalacak yerleri yok. Okul yok. Devlet gelmiş bizi bir makarnayla bir mercimekle, bir bulgurla gözümüzü kapatıyoruz. Bunlar çözüm mü” sorularına Altay, “Değil konteyner kısa çözüm, ama o da lazım” diye cevapladı.
“ÜÇ GÜN BOYUNCA DEVLETİM NEREDEYDİ?"
Anne babasını depremde kaybeden bir vatandaş devletten beklentilerini şöyle anlattı:
“Devletimizden beklentimiz şu; Az önce ablam anlattı ya derdimiz bulgur makarna belki, yemek olmazsa olmuyor da. Annemle babamı enkaz altında kaybettim. Onlar enkazın altında can çekişirken devletim neredeydi? Üç gün boyunca benim bu devletim ya bu vekilim neredeydi? Ben tütün iskelesi altında oturmaya razıyım. Benim milletim hepsi kan ağlıyordu. Nerede bunlar? O insanlar geldiğinde vaatler üst üste geliyor. Ama bugün benim devletime ihtiyacım var. Ben bugün 11 nüfusluk bir ailemle birlikte bir iskelenin altında barınıyoruz. Ben buna razıyım. En azından devletim yanımda görülsün bana bir şey yapmasın. Ben devletimin olduğunu bileyim.”
“ADIYAMAN HALKINI GERÇEKTEN ÖLÜME TERK ETTİLER”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Şanlıurfa’ya gittiğinde kendisini alkışlayanlara tepki gösteren depremzede şöyle konuştu:
“3 gün boyunca Erdoğan bizi ölüme terk etti. Hepsi can verdikten sonra gelmesin ben ne yapayım o adamı, ben ne yapayım vekili, ben ne yapayım başkanı. Bize bunu yapmasınlar, dilensek bile bir şekilde çöpten doyururuz karnımızı. Adıyaman halkını gerçekten ölüme terk ettiler. Gidiyor Urfa gibi bir şehirde, Cumhurbaşkanı gelmiş, beyefendi gelmiş, orada konuşuyor millet ne yapıyor, burada cenazeler yatıyor enkazın altında millet orada alkış çalıyor. Bu adamın neyine alkış çalıyorsunuz. Vicdan yok mu? Merhamet yok mu? Ben evimde de olsam enkazın altında da olsam bir parça vatanımı kurtarırım vekilim. Devletimin bana ihtiyacı varsa benim de onlara ihtiyacım var. Yanımda görmek istiyorum.”
ALTAY: DEPREM OLUNCA ENKAZIN TEPESİNDEN ‘SESİMİ DUYAN VAR MI’ DİYE BAĞIRILIRDI
Engin Altay vatandaşlara şunları söyledi:
“İlk üç gün lazımdı. Sonra gelir, devlet gelir, sivil toplum gelir, belediye gelir, parti gelir. İlk üç gün lazımdı. Maalesef biz dedik ki, ‘ilk üç gün neredeydiniz.’ Erdoğan geçen bize küfretti, ağır hakaretler etti. Biz gerçekleri söylüyoruz. Eskiden deprem olunca enkazın tepesinden ‘sesimi duyan var mı’ diye bağırılırdı, devletti o. Şimdi bu depremde enkazın içinden birileri bağırdı ‘Sesimi duyan var mı’ diye. 99 depremin ile bu depremin farkı o işte. 99’da devlet enkazın başından enkazın içindekine bağırırdı ‘sesimi duyan var mı’ diye şimdi enkazın içinden bağırdılar ‘sesimi duyan var mı’ diye. Bu afet tabii ki ama, ilk üç gün ordu zamanında inseydi, Kızılay’ın çadır stoğu olsaydı. Ekip vardı ekipman yoktu, ekipman vardı bilmem ne şu yoktu. Ses vardı ekip yoktu. Senin anan baban gibi. Duyan yoktu. Maalesef böyle bir gecikme yaşandı. Bunun kusurluları elbette bir bedel öder. Allah’ım şimdi size kuvvet sabır versin. Biz muhalefetiz, devleti biz yönetmiyoruz. Milletvekillerimiz burada. Allah var 16 gündür 17 gündür gözüne uyku girmedi. Ben de diğer Hatay’dır, Maraş’tır, Osmaniyedir oraları gezdim bugün anca buraya gelebildim. Belediyelerimizi seferber ettik, konteyner kentler yapılıyor, aşevleri kuruldu. Muhalefet bu kadar yapabilir. Söylediklerinin tamamı doğru, devleti sevk ve idare etmek için millet bunlara bir yetki verdi, devlet bir kere lazım olur orada da yoksa ne yapalım onu biz.”
“DEVLET SATIP GİTMİŞ”
Depremzede çocuklarının hasta olduğunu belirterek Altay’a, şu sözlerle devletin nerede olduğunu sordu:
“Sizin elinizde de bir şey yok. Devlet satıp gitmiş, biz devletten bir şey beklemiyoruz. Sizin sayenizde yaşıyoruz. Adıyaman da bitti devlet de bitti. İnsanların oturduğu yerde biraz olsun yardımda bulunulsa, devlet nerede? Dışarıdan bütün devletlerden yardım geliyor, içeri bırakmıyorlar. Adıyaman halkı adına ben söylüyorum, devlet nerede? İçimiz yanıyor ne belediye başkanı gelmiş ne valisi gelmiş ne emniyet müdürü gelmiş ne alay komutanı gelmiş. Çocuklar hasta yatıyor, ayağı yok hiçbir şeysi yok gelin halimize bakın, biz nereye gidelim, halimize bakın. Devlet olsa bunu yapamaz mı? Bunu size iletiyoruz. Derdimiz bulgur mercimek değildi. Tabii ki onlar da olması lazım, ama düştüğümüz gün devlet yanımızda bulunsun, elimizden tutabilirdi. Devlet erken gelseydi belki bu kadar can gitmezdi. Üç gün boyunca beşikli anneler, emzikli bebeler enkazın altında can verdi. Birilerinin imdadına gelmesini bekliyorlardı.”
"İŞ MAKİNELERİ ADIYAMAN GİRİŞİNDE BEKLETTİ"
Bir vatandaş iş makinelerinin Adıyaman girişinde bekletildiği belirterek, “Sizden yana sıkıntımız yok, bunu belirtmek istiyorum, ama Adıyaman genelinde cenazeler enkaz altında bunu gönül isterdi ki Türkiye’nin hükümeti üç gün boyunca iş makineleri Adıyaman girişinde bekletildi. Yazık bu insanlara, nerede bizim bu hükümetimiz nerede. Sadece hükümete sesleniyorum. Neredesiniz? Oy zamanı buraya gelip insanları kandırarak oy alıyorlar bugün neredeler? Binlerce insanımız öldü enkaz altında kaldı nerede bunlar? Nerede yetkililer” dedi.
Altay ise şöyle cevap verdi:
“İlk üç gün hiç yoktu. Sonra yavaş yavaş göründü devlet. Büyük bir kusur tabi bunu kabul etmek olmaz. Büyük ihmal, büyük bir hazırlıksızlık tabi büyükte beceriksizlik var. Allah ölenlerimize rahmet eylesin. Diğer yaralar bir şekilde sarılır. Burada 5 ya da 6 aile kalmanız zor, konteynır kentler yakında devreye girecek. Hemhal olmak, derdiniz ile dertlenmek, acınızı olabildiği kadar paylaşmak. Bilirim ateş düştüğü yeri yakar ama, kıt kanaat acınıza ortak olmak için buradayız.”