AKP'den Perinçek'e Peş Peşe Tepki: Darbeci ve Vesayetçi Zihniyete Hayır!
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in 'CHP yüzde 90 oy alsa da iktidar olamaz. Halk oy verse bile son tahlilde buna ne ordu razı olur ne polis razı olur' sözlerine eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner ve AKP MKYK Üyesi Orhan Miroğlu'ndan peş peşe tepki geldi. Metiner, 'Darbeci ve vesayetçi zihniyete hayır' dedi.
AKP'den, CHP'nin iktidar olmasına asker ve polisin izin vermeyeceğini savunan Doğu Perinçek'e sert eleştiriler geldi. Perinçek'e tepki gösteren eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner, 'Hangi parti olursa olsun o ki halk sandıkta seçmiştir elbette iktidar olma hakkı vardır. Halkın sandıktan iktidar olarak çıkarttığı bir partiye ordu ve polisin izin vermeyeceğini söylemek apaçık darbeci bir zihniyetin ifadesidir' dedi. Perinçek'e bir tepki de AKP MKYK Üyesi Orhan Miroğlu'ndan geldi. Miroğlu, "Bütün siyasi hayatını darbe yapma arzusuyla bitiren ve ‘gönlüne göre’ bir darbe yapamadan vefat ederse gözü açık gidecek insanlar bunlar" ifadelerini kullandı.
'DARBECİ VE VESAYETÇİ ZİHNİYETE HAYIR'
Sosyal medya hesabından "Darbeci ve vesayetçi zihniyete hayır" başlığıyla açıklamada bulunan Metiner, şu ifadeleri kullandı:
"Hangi parti olursa olsun o ki halk sandıkta seçmiştir elbette iktidar olma hakkı vardır. Halkın sandıktan iktidar olarak çıkarttığı bir partiye ordu ve polisin izin vermeyeceğini söylemek apaçık darbeci bir zihniyetin ifadesidir. Her türlü darbeci ve vesayetçi zihniyeti hasmı olarak bilen AK Parti elbette bu tarz ifadeleri kimden gelirse gelsin demokrasiye ve milli iradeye yöneltilmiş bir tehdit olarak görür ve reddeder.
“Biz halkın iradesinin üstünde bir güç tanımıyoruz!” diyerek bu konudaki duruşunu netlikle ortaya koyan Cumhurbaşkanımızın bizatihi kendisidir. AK Parti’mizin siyaseten varlık sebeplerinden biri de budur.
Demokratik siyaseti zehirleyen ve milletin hakimiyet hakkını kayıtlara ve şartlara bağlayan her türlü mülahazaya herkesten önce ve herkesten çok karşı çıkmak AK Parti’mizin boynunun borcu ve ilkesel duruşunun gereğidir.
'BU ZİHNİYETE KARŞI ORTAK DURUŞ SERGİLENMEZSE...'
Geçmişte MNP ile başlayan Milli Görüş partilerinin tümü için söylenen ve bu bağlamda AK Parti’miz için her platformda dile getirilen bu darbeci ve vesayetçi zihniyete karşı hep birlikte ilkeli bir ortak duruş sergilenmezse kaybeden demokrasimiz olacaktır. Dün bize yapıldığında şiddetle ve hiddetle karşı çıktığımız bu zihniyet karşısında bugün sessiz kalmamız asla düşünülemez. Bu varlık sebebimizin inkarı anlamına gelir.
'UTANÇ VERİCİ'
Biz her türlü darbeci ve vesayetçi anlayışın tam karşısındayız. Kim söylerse söylesin o tarz mülahazalar bizim için asıl siyaseten savaşılması gereken mülahazalardır. Bu işin “ama”sı olmaz. Bu ilkesel bir duruştur. Herkes bilsin ki milletin sandıktan iktidar olarak çıkarttığı bir partiye izin vermeyecek hiç bir güç olamaz. Bunu aklının ucundan dahi geçirenleri meşru güç olarak kabul etmeyiz.
Ve herkes bilsin ki sandıktan iktidar olarak çıkan bir partiyi engellemeye veya alaşağı etmeye çalışan her gücün karşısında dururuz. Yeni Türkiye’de hâlâ bu zihniyetin savunulabiliyor olması elbette utanç vericidir. Bu zihniyet karşısında sessiz kalmak da utanç vericidir. Türkiye Yüzyılı hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğu demokratik ve özgürlükçü bir yüzyıl olacaktır. AK Parti’mizin mücadelesi bunun içindir."
AKP'Lİ MİROĞLU: BÜTÜN SİYASİ HAYATINI DARBE ARZUSUYLA...
AKP MKYK Üyesi Miroğlu da Metiner'in açıklamasını alıntılayarak, şunları kaydetti:
"Bütün siyasi hayatını darbe yapma arzusuyla bitiren ve ‘gönlüne göre’ bir darbe yapamadan vefat ederse gözü açık gidecek insanlar bunlar!. Zaman akıp geçer, birileri ellerinden tutar dönemin iktidar mahfilleriyle yeniden buluşturur mutlaka, böylece darbeler unutulur unutturulur ama onlar hep gündemde kalır, unutulmaz hep hatırlanır.
'İKİ GENERALİ İKNA EDEBİLSELER...'
Ellerine bugün dahi fırsat geçse iki generali ikna edebilseler darbe yapacak olanlar, 27 Mayıs’ın yıldönümlerinde Menderes ve arkadaşlarını darağacına yollayan bir darbeyi dahi hala alkışlayanlar nasıl oluyor da her devrin Joseph Foucheleri olabiliyorlar! (Ah ne yazık ve edebiyatımız adına ne kadar üzücü, yerli ve milli Joseph Foucheleri anlatacak bir Stefan Zweıg’ımız bile yok!)
İtiraf etmem gerekirse, bir darbeler mağduru olarak kahrettiğim şey, darbecilerin her dönemde iktidara bir şekilde tutunabilmeleri ve “ mütefekkir” muamelesi görmeleriyle oluşan siyasi ortamları, bu ülke aydınlarının üç maymunu oynayarak görmezlikten gelmesidir.
Türkiye kim ne derse desin darbelerle yüzleşmeyi başarabilmiş bir ülke değil vesselam!"