Aydın Üniversitesi'nde rektörlüğe dava açan 3 akademisyen, görevlerine iade edildi
İstanbul Aydın Üniversitesi'nde geçtiğimiz yıl işten çıkarılan 3 akademisyenle ilgili idare mahkemesinden karar çıktı.
İstanbul Aydın Üniversitesi’nde geçen sene bölümleri kapatılan ve sözleşmeleri uzatılmayarak görevlerine son verilen 4 akademisyen için idare mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Akademisyenlerden üçü görevlerine iade edildi.
BirGün'den Okan Yücel'in haberine göre İngilizce İşletme Yönetimi bölümünde görev yapan Filistin uyruklu akademisyenin rektörlüğe açtığı davaya bakan İstanbul 9. İdare Mahkemesi, Anayasa'nın 130. maddesine dikkat çekerek bir öğretim üyesinin sözleşmesinin esaslı bir neden gösterilmeden yenilenmeyeceğini öngören bir işlemin mesleki güvencesini zedeleyeceğini ve faaliyeti aksatacağını vurgulayarak söz konusu akademisyenin işine son verilmesinin Anayasa’ya da aykırı olduğuna hükmetti.
Davaya söz konusu işlemin hukuka aykırı olduğuna ve iptal edilmesine karar veren Mahkeme, YÖK Kanunu’nun 34. maddesinde yabancı uyruklu öğretim elemanlarının yüksekokul yönetim kurulunun önerisi ve üniversite yönetim kurulunun uygun görüşü üzerine rektör tarafından atandığını hatırlattı.
Davayı takip eden avukatlardan Duygu Akcagöz, Filistin uyruklu akademisyenin işten çıkarıldıktan sonra Türkiye’den taşınmak zorunda kaldığını, ailesinin ve kendisinin bu süreçte çok yıprandığını ifade etti.
1 AKADEMİSYEN DURUŞMA GÜNÜNÜ BEKLİYOR
Bir akademisyenin ise görevine iade edilmesi yönünde geriye dönülemez zarara uğramaması için idare mahkemesi tarafından yürütmeyi durdurma kararı verildi. Akademisyen, göreve iade edilmek için duruşma gününü bekliyor.
NE OLMUŞTU?
İstanbul Aydın Üniversitesi’nde görev yapan, çoğunluğu yabancı 60’a yakın akademisyen geçen sene ‘ikale anlaşması’ ile işten çıkarılmak istenmişti. Bu tartışmalar devam ederken üniversite yönetimi toplam 70 kişilik tam zamanlı öğretim üyesi için ilan vermiş ve ilan 24 Haziran 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. Görevlerine son verilmek istenen akademisyenlerin çoğu üniversite yönetimi ile anlaşırken bir kısmı ise konuyu yargıya taşımıştı.