Ayhan Bora Kaplan Davasında Polislere Tahliye
Ayhan Bora Kaplan davasında gizli tanık Serdar Sertçelik’in Macaristan’daki tutukluluk hali sürerken, tutuklu 7 polisin tahliyesine karar verildi. Böylece "gizli tanık" dosyasında tutuklu sanık kalmadı.
Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasının sanığı ve gizli tanığı Serdar Sertçelik’in yurt dışına kaçırılmasına ilişkin 6'sı emniyet mensubu 11 kişi hakkında açılan davanın ikinci duruşması Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya katılımın yoğun olması nedeniyle duruşma salonu 15. Ağır Ceza Mahkemesi salonuna alındı. İlk duruşmada tutuklu sanıklardan eski Organize Şube Müdürü Metehan İlkyaz tahliye edilmişti.
Duruşmada ilk olarak Teknik Takip ve İzleme Büro’da görevli tanık polis memuru Onur Yavaş dinlendi. Tanık Yavaş, Kerem Gökay Öner'in o dönemde şube müdürü olduğunu belirtti ve “Üç günlük şube giriş çıkış kayıtlarını aldım. Emri veren şube müdürümüz de ben de bu kayıtları izlemedik. Öylece durdu harddiskte. Üzerinde bir işlem olmadı. Kimseye de göndermedim. Söz konusu talimatta bir anormallik de düşünmedim” dedi.
'ASLINDA STANDART BİR İŞLEMDİ'
Yavaş’ın ardından Serdar Sertçelik ile ilgili Etlik Şehir Hastanesi'nde rapor alan Organize Şube Büro Amirliği’nde görevli tanık polis memuru Çağlar Karataş, “Şubedeyken Ahmet komiser ‘çıkıyoruz’ dedi. Ben ekip şoförüydüm. Bunun üzerine çıktık ben yolda öğrendim. Etlik Şehir Hastanesi Acil’e gittik. Ahmet Deniz komiserim bir doktor ile görüştü belge aldı. Sonra döndük. Ardından tekrar şubeye geldik ve yine kısa bir süre sonra Etlik Şehir Hastanesi’ne gittik. Yine doktordan bir belge aldı Ahmet komiserim. Döndük. Bizim oraya gitmek için tek nedenimiz işimizin erken bitmesiydi. Başka bir ekibin işi erken bitseydi onlar giderdi. Standart bir işlemdi aslında. Bizde sözlü olarak söylenir talimatlar ve ardından yapılır. Ben ne için gittiğimizi aylar sonra öğrendim'' ifadesini kullandı.
'DOKTORA BASKI YOK, YANLIŞ ANLAMIŞTIR'
Tanık Karataş’tan sonra son tanık polis memurlarından Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü Büro Amirliği’nde görevli Ahmet Deniz dinlendi. Deniz, “Rapordan dört gün önce Serdar Sertçelik’i vurulduğu zaman tanıdım. Bora Kaplan ikinci dalga operasyonunda ben bir şahsı gözaltına almaktan görevliydim. Şube Müdürümüz Metehan İlkyaz, bizim işimiz bitince hastaneye gitme talimatı verdi. Dört gün önce vurulduğunda Sertçelik’e bakan polis ile görüşmemiz söyledi savcılık talimatıyla Gökhan Karaca amirimiz çünkü Sertçelik ‘ayağının üstüne basarsa kalıcı hasar kalacağını’ söylediğini belirtmiş doktor. Bunu öğrenmek için gittik ve o doktor ile görüştük. Söz konusu belgeyi aldık. Yanlış hatırlamıyorsam doktor ‘parçalı kırık’ var dedi. Savcılığım bu raporun gözaltı değerlendirmesi yapması için yeterli olmadığını belirtti Gökhan komiser bunun üzerine bize ‘gözaltına alınmasına tıbbi açıdan sakınca olup olmadığına dair bir rapor alın’ dedi” diye konuştu.
Mahkeme Hakimi, doktorun verdiği ifadede “polislerin rapor vermesine dair kendime baskı yaptıklarını” söylediğini hatırlatması üzerine Deniz, “Böyle bir durum söz konusu olamaz. İkinci kez gittiğimizde belki yanlış anlamış olabilir” dedi.
'ÇIKARIMLARLA YARGILAMA YAPIYORSUNUZ'
Tanık beyanların karşı söz alan sanık Kerem Gökay Ömer'in avukatı Yasin Gökberk Çınar, “Dosyanın en başından itibaren bütün sanıkların ve tanıkların ifadelerinde bir maddi delil yok. Tamamen çıkarımlara dayalı bir soyut iddianame var. Çıkarımlara dair bir yargılama yapıyorsunuz. Dolayısıyla artık dosyanın tekemmül ettiği kanaatindeyiz” şeklinde konuştu.
'OPERASYONDAN ÖNCE BANA UYARI YAPILDI'
Duruşmada Ayhan Bora Kaplan davası müşterilerinden Aziz Savaş’ın avukatı Fırat Yıldızoğlu aracılığı ile gönderilen dilekçede dava konusuna dair tanıklık yapmak istediği bildirildi. Söz konusu dilekçede “Dava konusu ‘Organize Suçla Mücadele Şube personellerine ilişkin operasyon yapılmadan önce tarafıma ‘sen de kendine dikkat et’ uyarısı yapılmıştır. Uyarıyı yapan kişi hakkında mahkeme talep ederse kapsamlı bilgi verilebilir. Konuya tarafıma devlet tarafından atanan koruma polisi arkadaş da şahittir. Bunun üzerine ben İsviçre’ye gittim. İsviçre’deyken tanımadığım bir adam benle konuşmak istedi. Görüşme sırasında Serdar Sertçelik tarafından gönderildiğini, durumların değiştiğini ve bana ifademi geri çekmem gerektiği konusunda telkinde bulunmuştur. Konuya dair kamre kayıtları vs. tespit edilebilir. Türkiye’ye geldikten sonra da tarafıma Amerika kodlu telefon numarasıyla konuya ilişkin bir takım mesajlar da atılmıştır'' ifadeleri yer aldı.
Bunun üzerine Mahkeme hakimi, söz konusu talebin usule uygun olmadığını söyledi.
Sanık avukatlarının tamamı tutuklu sanıkların tutuksuz yargılanmasını ve yargılama sonucunda da beraatini talep ederken tutuksuz sanıkların avukatları ise ivedilikle beraat talep etti.
'SUÇSUZUM, MESLEĞİME GERİ DÖNECEĞİM'
Tutuklu sanıklardan Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, “Hakkımda savunma yapacak iddialar yok. Kesinlikle suçsuzum. Ben daha önce de FETÖ’nün şikayetlerine, terör örgütlerinin suçlamalarına maruz kaldım. Böyle bir iddianameye maruz kaldım” dedi. İfadesi sırasında ağlayan Çelik, “Ben bunu nasıl kabul edebilirim. Benim itibarimle oynandı. Tahliye ve beraatimi istiyorum. Ben mesleğime geri döneceğim ve kaldığım yerden de devam edeceğim” dedi.
Tutuklu sanıklardan komiser Ufuk Gültekin, “Bu zamana kadar hiçbir şey yapılmamış olan Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilk defa bir şey yapan adamlarız biz. Bu yüzden zaten bize bir şey yapılacaktı. Bunu biliyordum. Savcılık talimatıyla yaptık biz tüm adımları. Eğer usulsüz bir raporsa savcı bey bu raporu neden kabul edip ekleme yaptırıyor. Savcı Bey’in talimatıyla yapışan işlemler nedeniyle ben 4 aydır tutukluyum. Ne yapmışım ben de tutukluyum? Babam ölüm döşeğinde, tek kişilik yoğun bakımda. Eşimin bacağı kesilecek protez takılacak. Ben müzekkereleri tam yaptım diye mi içerdeyim? Tahliye mi ve beraatimi talep ediyorum” ifadelerine yer verdi.
'SERTÇELİK'İ KORUYORMUŞUM GİBİ DAVRANIYORSUNUZ'
Tutuksuz sanık Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner ise şunları söyledi:
“Adli amirimiz olan savcımızın istediklerini yaptık. Serdar Sertçelik ile bir ittibatım yok, kendisini tanımam. Ne bir maddi ne de manevi bir menfaat elde ettim. 14 yaşında bu mesleğe girdim 19 yıl görev yaptım özveriyle. 27.11.2023’te bana Serdar Sertçelik’in yerine dair bir bilgi geliyor ve ben bunu yardımcım Şevket Demircan’a yönlendiriyorum hemen. Biz aradık bulamadık ve bunun üzerine ‘arandı, bulunamadı’ tutanağı hazırladım. Ancak savcılar bunu sanki Serdar Sertçelik'i koruyormuş gibi sunuyor. Ben suçsuzum ve beraatimi istiyorum."
Açıklamaların ardından ardından Cumhuriyet savcısı, eksik hususların giderilmesi, sanık ve sanık müdafilerin talepleri konusunda takdir mahkemenin, sanıkların üzerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti değerlendirildiğinde tutukluluk hallerinin ayrı ayrı devamına, sanık polis memurlarının Serdar Sertçelik'in konutu terk etmeme şeklimdeki adli tedbire rağmen İstanbul'a kaçtığı ve kaçış tarihinden sonra 'bulunmadığı' şeklinde tutamak tutulmasının kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik oluşturup oluşturmayacağıma dair değerlendirilme yapılmak üzere dosyada görevsizlik kararı verilerek Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini talep etti.
TÜM TUTUKLU SANIKLARA TAHLİYE KARARI
Mahkeme hakimi ise ara kararında, sanık Erdoğan Sertçelik hakkındaki dosyanın başka bir esasa kaydedilmesine ve yargılamanın bu esas üzerinden görülmesine, Aziz Savaş adlı şahsın vekili avukat Fırat Yıldızoğlu'nun tanık olarak dinlenilmesi talebinin reddine, sanık Nurullah Özgür Kopuk hakkındaki yırt dışına çıkmasıyla ilgili adli tedbir kararın kaldırılmasına, iddia makamının emniyet mensubu sanıkları ile eylemlerin değerlendirilmesine dair Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine ilişkin dosyanın incelemeye alınmasına karar verdi.
Mahkeme hakimi ayrıca gizli tanık Serdar Sertçelik'in Macaristan'da tutuklu olduğu ve ne zaman geleceğinin belli olmamasının dikkate alınması gerekçesiyle tüm sanıkların tahliyesine ve yurt dışına çıkış yasağı konulmasına karar verdi.
Bir sonraki duruşma, 29 Ocak 2025 tarihinde yapılacak.