ÇHD'den yeni adli yıl açılışı: 'Yargı bağımsız olduğu zaman bunlar daha anlamlı hale gelir'
Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şubesi, “Yeni Adli Yılı Yoksullukla ve Adaletsizlikle Açıyoruz” alternatif bir adli yıl açılış etkinliği gerçekleştirdi.
Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şubesi 5 Eylül 2023 tarihinde “Yeni Adli Yılı Yoksullukla ve Adaletsizlikle Açıyoruz” temasıyla alternatif bir adli yıl açılış etkinliği gerçekleştirdi.
Söz konusu etkinlik kapsamında ÇHD Ankara Şubesi Başkanı Avukat Ceren YILMAZ, ÇHD Ankara Şube Yöneticisi Avukat Nergis GÖRNAZ, Yargıçlar Sendikası E. Başkanı Avukat Mustafa KARADAĞ, Avukat Nilgün ÖZKAN, Avukat Bilge TOPÇU, Stj. Avukat Abdurrahim DEMİRYÜREK konuşmalar gerçekleştirdi.
“ÖNÜMÜZDE KOCAMAN BİR SORU DURUYOR TÜM BUNLARA RAĞMEN NASIL MÜCADELE EDECEĞİZ?”
ÇHD Ankara Şubesi Başkanı Ceren Yılmaz yaptığı açılış konuşmasında şunları söyledi:
“…Her adli yıl açılışında olduğu gibi bu yıl da iktidar “hukuk devleti” vurgusu yaparak başladı yeni adli yıla. Bizler “hukuk diye helvadan put yapmışsınız acıkınca yiyorsunuz” diyenlerin geleneğinden geliyoruz. Her türlü hak ihlalini bir gecede değiştirdikleri yasalarla yaptıklarını, idari tasarruflarla halkın demokratik hak arama yollarının tamamını kapattıklarını görüyoruz. Hukuk devleti vurgusunun devamında gelen “avukatların yargı mekanizmasında aktif hale getirilmesi için avukatlık kanunu değişikliği” vurgusundaki tehlikeyi de görüyoruz aynı zamanda. İkinci barolar ile avukatlık mesleğinin niteliğini kökten değiştirmeye kalkan iktidarın avukatlık kanunu değişikliği ile de buna devam etmeye çalışacağını şimdiden görebiliyoruz. Önümüzde kendi aramızda gerçek bir fikir birliğine varıp bir an önce karşısında güçlü durmamız gereken bir avukatlık sınavı gerçeği var.
Çok zor bir yıl geçirdik. Geçtiğimiz yıl adli yıl açıldıktan hemen bir ay sonra Amasra Katliamı yaşandı. Henüz onun öfkesi çok tazeyken hepimizin canını çok yakan 6 Şubat Depremi yaşandı. Ne yazık ki ölülerin yalnızca sayılara dönüştüğü bir dönemdeyiz. O kadar çok hak ihlali yaşanıyor ki hangisine nasıl yetişeceğimize şaşırıyoruz. Avukatlar olarak bir yandan geçim derdi ile baş ederken bir yandan tüm bu hak ihlalleri ve katliamlar karşısında hakkı yenenlerin yanında onlarla birlikte mücadele etmeye çalışıyoruz.
Yeni adli yıl işte tam bunlarla başlıyor bizim için. Önümüzde kocaman bir soru duruyor tüm bunlara rağmen nasıl mücadele edeceğiz?
Bizim yaptığımız avukatlığın yani tüm ezilmişlerin avukatlığının ve artık bu yıl gerçekten anlam kazandığı haliyle ölülerin avukatlığının bir reçetesi yok. Bizi biz yapan bir taraf seçmiş olmak. Ezenlerle ezilenler arasında, katledenlerle maktuller arasında bir tercih yapmış olmak. Amasra Katliamının üzerinden 12 saat geçmeden oradaydık, bugün rahatlıkla dosyanın tarafıyız diyebilecek durumdayız. Göz göre göre katledilen madencilerin hepsinin ismi aklımızda, son nefesimize kadar unutmayacağız, mücadele edeceğiz. 6 Şubat depreminden sonra dernek üyesi arkadaşlarımız çok hızlı refleks gösterdiler, sonrasında organize olup bölgede birçok konuda müdahil olduk. Derneğimizin bir kriz örgütü olduğunu, her kriz anında halkın yanında, onların güvenebileceği, basına doğru ve gerçek bilgiyi veren bir güçlü bir hukuk örgütü olduğumuzu bir kez daha gösterdik.
Hiçbir şey için değilse bile bilcümle ölmüşlerimiz için hangi dağ efkarlıysa orada olmaya devam edeceğiz. İşkence yaptıkları her karakolda, işten attıkları- katlettikleri işçilerin direnişlerinde- davalarda, her enkazın başında bizi görmeye, duymaya devam edecekler.
Sevgili Ebrumuzun, Sevgili Tahir Elçi’nin anısına saygıyla…”
“YARGI BAĞIMSIZ OLDUĞU ZAMAN BUNLAR DAHA ANLAMLI HALE GELİR”
Yargıçlar Sendikası E. Başkanı Avukat Mustafa KARADAĞ Yargıda Dönüşüm başlıklı sunumunda şunları dile getirdi:
“Şu anda tutuklu olan Selçuk Kozağaçlı nezdinde tüm tutuklu avukatlara, hak savunucularına Merdan Yanardağ nezdinde tüm tutuklu basın emekçilerine, Selahattin Demirtaş nezdinde siyaseten tutsak edilenlere selam ediyoruz.
Yargı bağımsızlığı ülkemizde yargıçların bağımsızlığı olarak anlaşılır ama savunma özgür değilse yargının bağımsızlığından söz edilemez. Yargının aktif gücü avukatlardır. Statükonun koyduğu kurallarla hukuk gelişmedi, hukuk hep zorlamayla gelişti, hak savunucuları zorladı ve hukuk gelişti.
Yargı bağımsızlığı Akbelendir, Cerrattepedir, Kaz Dağlarıdır, Salda Gölüdür, Roboskidir Kobanedir. Yargı bağımsız olduğu zaman bunlar daha anlamlı hale gelir.
Bugün Türkiye’de yetiştirilen Hukukçular hak bilinciyle yetiştirilmiyor, eşitlik özgürlük gibi bir eğitim almıyorlar, bugün içtihatlara uymak hukuk sayılıyor. Yargıçlar bir hiyerarşi zincirine tabi kılınıyor. Yargı üzerindeki vesayet zincirinin kırılması gerekiyor bu durumda barolara çok iş düşüyor."
STAJYER AVUKATLARIN SORUNLARINA DİKKAT ÇEKİLDİ
Stj. Avukat Abdurrahim DEMİRYÜREK Yeni Adli Yıla Girerken Stajyer Avukatların Sorunları ve Çözümlerine dair öneriler başlıklı sunumunda; “Stajyer avukatların sorunları arasında koca bir sene boyunca geçimsizlik, ev kirası, ulaşım ücretleri, KYK borçları, Özlük Haklarının Olmayışı; Çalışılan ofiste Baskılanmak, Mobbinge, Tacize uğramak gibi, öte taraftan meslektaşların ruhsat gasplarıyla karşı karşıya kalması gibi birçoğunuzun da bildiği sorunlar seliyle karşılaşmaktayız. Birçok stajyer meslektaş 'el mahkum bir yıl dayanacağız' deyip niteliksiz, geçimsiz, travmatik olaylar ve sıkıntılarla dolu bir yıl yaşıyorlar. Haftada 45 saati aşan çalışma saatiyle, haftasonları dahi ellerinden alınmaktadır stajyerlerin. Kendi mesleğine henüz stajyerken yabancılaşan meslektaşlarımız çalışırken mutsuz ve entelektüel etkinlik gösteremeyip bedenine ve zihnine eziyet etmektedir. Şimdiye kadar, Barolar birliği ve barolar tarafından stajyerlerin de katıldığı çalıştaylar yapıldı, yasa teklifleri sunuldu, mecliste gündemleştirildi, bakanlıktan randevular alındı fakat bu sorunlar çözülmedi" dedi.