CHP ve SOL Parti, Mahir Çayan ve arkadaşlarını andı
CHP Ankara İl Başkanlığı ve SOL Parti, 30 Mart 1972 tarihinde Kızıldere'de yaşamını yitiren Mahir Çayan ve 9 yoldaşını andı. Çayan'ın Ankara Karşıyaka Mezarlığı'ndaki kabri başında yapılan anmada, karanfiller bırakıldı.
Türkiye'de 68 kuşağı devrimci önderlerinden Mahir Çayan ve arkadaşları, 51'inci ölüm yıl dönümlerinde CHP Ankara İl Başkanlığı ve SOL Parti tarafından mezarları başında anıldı.
CHP Ankara İl Başkanlığı'nın Çayan'ın Karşıyaka Mezarlığı'ndaki kabri başındaki anma törenine CHP Ankara milletvekilleri Yıldırım Kaya, Servet Ünsal CHP Gençlik Kolları Başkanı Gençosman Killik, CHP Ankara il ve ilçe gençlik kolları yöneticileri ve üyeleri katıldı. Çayan'ın kabri başında konuşan Killik, "Biz onlara bugün yeniden bir söz vermeye geldik. En kısa sürede onların katillerini savunanlar ve bu düzen değişecek. Aydınlığa inananlar, devrime, eşitliğe, adalete inananlar kazanacak ama onların anısı ve bedenleri hep bizim içimizde ve ruhumuzda yaşayacak" dedi.
SOL Parti üyeleri de Çayan’ın mezarı başında anma düzenledi. Partililer, “Mahir, Hüseyin, Ulaş kurtuluşa kadar savaş” sloganları attı.
30 MART 1972'DE NE OLDU?
Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) üyeleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamlarını durdurmak için Mahir Çayan, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan, Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna ve Saffet Alp, 2'si İngiltere 1'i Kanada vatandaşı olmak üzere Ünye Radar Üssü'nde çalışan 3 teknikeri kaçırdı. Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (THKP-C) ve THKO üyesi 10 kişi, kaçırdığı 3 teknikeri Tokat'ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere köyüne götürdü.
Yerlerinin tespit edilmesi sonrasında Kızıldere'de kaldıkları evin etrafı asker ve jandarmalar tarafından çevrildi. Bu sırada Gezmiş, Aslan ve İnan'ın idamlarının durdurulmasını talep ettiler. Çıkan çatışmada, Çayan ve 9 yoldaşı yaşamını yitirdi. Kızıldere'de dönemin Devrimci Gençlik (DEV-GENÇ) Başkanı eski HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, sağ olarak yakalandı. Ardından yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 1974'te çıkarılan genel af yasası ile cezası 30 yıla çevrildi. 14 yılını ceza evinde geçirdi. 1986'da yapılan infaz yasası değişikliğiyle serbest bırakıldı.