Depremde 150 Kişiye Mezar Olmuştu... Müteahhitten 'Pes Dedirten' Savunma

Abone ol

6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde yıkılan ve 150 kişiye mezar olan Palimye Sitesi'nin firari müteahhidi Ali Babaoğlu, 23 Ağustos'ta yakalanarak tutuklanmıştı. Tutuklanan Babaoğlu'nun mahkemedeki savunması ortaya çıktı. Kendisinin de deprem nedeniyle travma yaşadığını belirten Babaoğlu, yaptıkları binalardan ömür boyu sorumlu olamayacağını ifade ederek tahliyesini talep etti.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 depremlerinde Onikişubat ilçesi Şehit Abdullah Çavuş Mahallesi'ndeki Palmiye Sitesi'nin 3 bloku da yıkıldı. Sitede toplam 150 kişi yaşamını yitirdi, 16 kişi yaralandı.

Soruşturma kapsamında müteahhit Hacı Ahmet Ersoy ve jeoloji mühendisi Ömer Tarakçıoğlu, ifadelerinin ardından "adli kontrol kararı" ile serbest bırakılırken, müteahhit Ali Babaoğlu hakkında da 12 Şubat 2023 tarihinde tutuklama kararı verildi. Ancak aradan geçen 1,5 yıllık süreçte Babaoğlu yakalanamadı.

FİRARİ MÜTEAHHİT NOTERE GİTMİŞ

Firari müteahhit Babaoğlu'nun depremden bir yıl sonra, İzmir'in Çiğli ilçesinde Karşıyaka 7. Noterliği'ne giderek oğlu Mustafa Babaoğlu'na gayrimenkulleri ve araçların satışı ile banka işlemleri gibi birçok konuda vekalet verdiğini gündeme getirmişti.

Ali Babaoğlu, 23 Ağustos'ta İzmir'in Karşıyaka ilçesinde emniyet güçleri tarafından yakalanarak, çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Babaoğlu yakalandığı esnada, İzmir'de bulunan yazlığının havuzu başındaydı.

'TRAVMA GEÇİRDİM'

Ali Babaoğlu, yakalanmasının ardından Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne çıkarıldı. Babaoğlu'nun savunmasında şu ifadeleri kullandı:

"Ben deprem gecesi travma geçirdim, bunalıma girdim. Kahramanmaraş'ın en büyük alışveriş merkezinin sahibiydim, enkaz altında kaldım, Trabzon caddesindeki iş yerlerim yıkıldı, bu nedenle İzmir ilinde bulunan yazlığıma geldim.

Palmiye Sitesi'ni Mehmet Ersoy ile birlikte ortak yaptık, müteahhitleri bizdik, birlikte yaptık. Palmiye Sitesi yapı ortaklığı kooperatifiydi. Konya Teknik Üniversitesi'nin hazırladığı raporda binanın ruhsat ve eklerine uygun yapıldığı teyit edilmiştir. Binamız tamamen ruhsata göre yapılmıştır, binada ruhsat dışında büyüklük bulunmamaktadır.

'ÖMÜR BOYU SORUMLU OLAMAM'

Yapı denetim kanununa göre biz binadan 15 yıl sorumluyuz, bina 99 yılında başlandı, Adapazarı depremi oldu, sonra ruhsat gecikti, bir müteahhit bir mühendis ömür boyu sorumlu olamaz.

Bilirkişi raporunda çok net depremin ivmesi yüzde 23 oranında geçtiği belirtilmiştir, bu ivme de tek bir istasyondan alınmıştır, bunların alınmasını talep ediyorum.

İstanbul Teknik Üniversitesi'nden karşı rapor aldık ancak bu rapor acele alınmış bir rapordu, birçok eksiklikleri vardı. Bina 2018'e göre değerlendirilmişti, biz raporların yeniden değerlendirilmesini ve yeni bir rapor aldırılmasını talep ediyoruz.

Ayrı zamanda sitede 100 daire yıkılmamıştır, yıkım zeminden kaynaklı olmuştur, karotlar yanlış alınmıştır, öncelikle tutuksuz yargılanmak üzere tahliyemi talep ediyorum."

AVUKATTAN FLAŞ SAVUNMA: 'PSİKOLOJİK TEDAVİ GÖRMEKTEDİR'

Babaoğlu'nun avukatı da mahkemede şunları kaydetti:

"Soruşturmadan bu yana 1.5 yıl zaman geçmiştir, deliller toplanmıştır. Tutuklanma tedbir olmaktan çıkıp cezanın infazına dönüştürecektir.

Aynı zamanda müvekkilin yaptığı binaların bir kısmı yıkılmış, bir kısmı da yıkılmamış ve oturuma devam edilmektedir.

Bu durum imar iznine ilişkindir, müvekkil yakınlarını ve mal varlıklarını kaybetmiştir, psikiyatrik tedavi görmektedir, tedavisi devam eden hastalıkları vardır, tüm bu nedenlerle adli kontrol şartı ile serbest bırakılmasını talep ediyoruz"

KARARDA 'DELİL KARARTMA ŞÜPHESİ' DETAYI

Mahkeme heyeti, oy birliğiyle Baboğlu'nun tutuklanmasına karar verdi. Kararda şu ifadelere yer verildi:

"Ali Babaoğlu'nun üzerine atılı bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçunu işlediğine dair ölü muayene tutanaklarına, bilirkişi raporlarına, yıkılan bloklara ilişkin proje ve ruhsat belgelerine dayanan kuvvetli suç şüphesini gösteren somut olgular bulunması, atılı suç için kanunda öngörülen hapis cezasının alt ve üst sınırı, sanığın uzun zamandır firari olması dikkate alındığında kaçma ve delilleri karartma şüphesinin bulunduğu göz önüne alındığında adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağının ve tutuklamanın bu aşamada ölçülü olduğunun değerlendirilmesi dikkate alınarak şüphelinin CMK'nın 100. ve devamı maddeleri gereğince tutuklanmasına karar verildi"

'Kapanmayan Öğrenciye Karışırız' Güncel Kandilli Rasathanesi Duyurdu... İzmir'de Deprem! Güncel Erdoğan’dan Büyük Taarruz Paylaşımı Güncel Ümit Özdağ'dan Erken Seçim Çıkışı Siyaset