Dikmece Köyü 16 gündür istimlaka karşı direniyor: ''Hatay halkı depremden beri su bulamıyor fakat TOMA’ları suyla doldurup saldırabiliyorlar''
Sarıdağlar İnşaat isimli taşeron şirket, Antakya’nın Dikmece köyünde zeytinlikler ve tarım arazilerine el koymak için iş makineleri, yüzlerce TOMA ve çevik polis eşliğinde tarım arazisine girdi. Direnişin 16. gününde köydeki son durumu Umut Özşimşek Gerçek Gündem’e anlattı.
Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Hatay’da acele kamulaştırılma kapsamına alınan ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nca (TOKİ) konut yapılması planlanan Hatay Antakya’ya bağlı Dikmece Köyü'nde yurttaşların, zeytinliklerin kesilmemesi için başlattıkları mücadele 16. gününde devam ediyor.
Köylülerle birlikte Dikmece köyünde sürecin başından beri direnen Özgürlükçü Gençlik Üyesi Umut Özşimşek Gerçek Gündem’e son durumu anlattı. Köylülerin ilk günlerden beri polis şiddetine maruz kaldığını söyleyen Özşimşek, TOMA’larla yerli halka saldırıldığını söyledi:
‘‘Bugün direnişin 16. günü. Yaklaşık 15 gündür Dikmece halkı direniş çadırında dışarıdan gelen toplulukları, ekoloji örgütlerini, siyasi partileri kabul ediyor. Direniş aslında 16 günlük bir direniş değil. Yaklaşık üç aydır Dikmece halkı istimlaka karşı mücadele veriyor. İlk günlerde yürüyüşlerle, toplantılarla yan yana gelen Dikmece halkı son 15 günde çok yoğun devlet şiddetiyle başbaşa kaldı.
HATAY'DA YAKLAŞIK ALTI AYDIR SU BULAMIYOR HATAY HALKI FAKAT TOMA'LARI SUYLA DOLDURABİLİYORLAR
Özşimşek, Hatay halkının depremden sonra su bulmakta zorlandığını hatırlatarak, TOMA’larla halka sıkılan suya dikkat çekiyor. Yapılmak istenen bina yapılarına karşı olmadıklarını anlatan Özşimşek, tarım arazileri ve zeytinliklerin harap edilmemesi için mücadele ettiklerini vurguluyor:
‘‘Arazisine gitmek isteyen köylülere jandarma TOMA'yla müdahale ediyor. Hatay'da yaklaşık altı aydır su bulamıyor Hatay halkı fakat TOMA'ları suyla doldurabiliyorlar ve halka karşı kullanıyorlar. Bir diğer meseleyse biz depremde devleti görmedik. Meğerse devlet aslında buradaki halkın taşına, toprağına el koymaya hazırlanıyormuş. Bunu fark etmiş olduk. İstimlak aslında tam da buraya düşen bir mesele. Şimdi verilen mücadele ise şu: Biz buraya bina dikilmesine karşı değiliz. Tabii ki buralara bina dikilmesi gerekir. Fakat bunun zeytinlik alanlara veya tarama arazilerinin dikilmemesi gerekir.’’
ŞU ANDA TÜM TOPRAKLARA, KÖYÜN YÜZDE 80’İNE EL KOYULDU
Özşimşek, inşaat firmasının depremde yıkılan köye ve bölgelere tekrardan deprem konutları yapmak istediklerini ve bunun bir tezatlık barındırdığını şöyle anlattı:
‘‘Ayrıca şu anda Hatay'ın merkezi Armutlu bomboş. Dikmece halkı da Hatay halkı da: ‘Siz buraya bina dikeceksiniz fakat Antakya'nın merkezine ne olacak ve ne yapacaksınız yani? Hatayı ne yapacaksınız?’ diyorlar. Köyün aşağı tarafını depremde yüzde 80 oranında yıkıldı. Depremde yıkılan bir köye tekrardan deprem konutları yapacaklar. Böyle bir tezatlık var ve zeminin uygun olup olmamasının ötesinde aslında betonlaşma politikasını da yoğunlaştığını görüyoruz. Şu anda tüm topraklara, köyün yüzde 80’ine el koyuldu. Çok yoğun betonlaşma söz konusu. Tarım alanı çok fazla ve buraya yoğun bir kentleşme de empoze ediliyor.’’
Dikmece Köyü sakinlerinin ‘‘Ne köyümüzden vazgeçiyoruz diyorlar, ne de mücadelemizden’’ dediğini aktaran Özşimşek, Hatay halkının da Dikmece Köyünün de yapılmak istenen site binalarına ihtiyaçlarını olmadığını anlattı:
‘‘Geçtiğimiz günlerde projeye baktık. Projeyi aslında İstanbul'da yapılan sitelerden farksız site projesi. Fakat şu anda Hatay halkının da Dikmece’nin de buna ihtiyacı yok. Armutlu tarafında yaşayan insanlara da Dikmece halkına da yerinde dönüşümün uygulanması gerektiğini düşünüyoruz. Şu anda insanları yerleşim yerlerinden alıp başka yerlere koymanın çok bir anlam ifade ettiğini düşünmüyoruz. Yaklaşık 16 gündür çadırda, sokakta, tarım arsalarında, jandarmanın karşısında büyük bir dirençle yan yanalar ve kararlılar. Ne köyümüzden vazgeçiyoruz diyorlar, ne de mücadelemizden.’’
CEZAEVİNDE HAKSIZ YERE TUTULAN CAN ATALAY’DAN DİKMECE KÖYÜNE DESTEK MESAJI
Türkiye İşçi Partisi Hatay İl Örgütü dün (12 Ağustos) Dikmece Köyündeki direnişe destek olmak için oradaydı. Yapılan toplantıda Can Atalay’ın mesajı köylülerle paylaşıldı:
‘’Bugün diğer milletvekilleri gibi sizlerin arasında olmak isterdim ancak doğamızı, çevremizi, kentimizi, yaşamımızı parklarımızı koruduğum için iktidar eliyle Silivri Cezaevinde tutuluyorum. Ancak sizleri hiçbir zaman yalnız bırakmayacağım. Şunu bilsinler ki mücadelemiz devam edecek. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.’’
DEPREM KONUTLARI YAPMAK İÇİN İHALEYİ ALAN ŞİRKET, ERZURUM'DA KAYAK PİSTLERİNİN ÇÖKTÜĞÜ İDDİA EDİLEN FİRMAYA AİT
Deprem konutları yapılmak için açılan ihale TOKİ tarafından Sarıdağlar İnşaat’a verildi. Sarıdağlar İnşaat'ın 25'inci Dünya Üniversiteler Arası Kış Oyunları için Erzurum'un Palandöken İlçesi Kiremitliktepe'de yaptırılan Türkiye'nin ilk ve tek kayakla atlama kuleleri, 2014 yılında çökmüştü. Tesisin 94 milyon liraya mal edildiği belirtilmişti. 2010 yılının sonlarında tamamlanarak 7 Ocak 2011 tarihinde hizmete açılan atlama kulelerinde 15 Temmuz 2014 tarihinde meydana gelen heyelan sonucunda çökme yaşanmıştı. Şirket, konuyla ilgili yaptığı açıklamada kulelerinin çöktüğü iddialarının doğru olmadığını ve hiçbir dayanağı bulunmadığını söylemişti.
Sarıdağlar İnşaat, daha önce Bingöl ve Hakkari'deki havalimanları, Konya ve Trabzon stadyumları, Çorum'daki TOKİ Konutları gibi kamuya ait pek çok işin ihalesini kazanmıştı.
Şirketin sahibi Ahmet Sarıdağ ise, Antalya’daki Adenya Otel’in sahibi. AKP’lilerle sıkı ilişkilerinin olduğu bilinen Sarıdağ’ın otelinde, birçok bakan ve milletvekilinin tatillerini geçirdiği de iddia ediliyor. Ayrıca Sarıdağ, AKP’li eski Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın da çocukluk arkadaşı olduğu biliniyor.