Emekliler son zamları protesto etti: 'Yaşam haklarımızın gaspı anlamına geliyor'
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Emekliler Sendikası (Emekli-Sen), emekli maaşlarına yapılan yüzde 25’lik zam oranını Ankara’da protesto etti.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Emekliler Sendikası (Emekli-Sen), emekli aylıklarına yapılan yüzde 25'lik zammı bu akşam Ankara, Ulus Meydanı’nda protesto etti.
AZRAİL DE VAR TAŞ KAYNATILAN TENCERE DE
Eylemde, “Zam, zulüm, işkence, işte AKP”, “Emekliyiz, haklıyız, kazanacağız”, “AKP zamları al başına çal”, “Sefalet ücreti istemiyoruz” sloganları atıldı. Emekliler azrail sembolünün yanı sıra üzerinde "emekliler taş yesin" yazılı küçük tencelerlerle de minik bir gösteri sergiledi.
“EMEKLİLERİN HAYKIRIŞLARINI 25 TEMMUZ’DA TOPLANACAK TBMM’YE ULAŞTIRMAK ADINA TOPLANDIK”
Emekli-Sen'in basın açıklamasından önce, Genel Sekreter Fikri Kalender, şunları söyledi:
“DİSK/Emekli-Sen; iktidarın hesapsız, plansız, savurgan ve vurdumduymaz politikalarının sonucunda faturanın yoksul halka kesilerek, yağmur gibi yağan zamlara, ‘Deli Dumrul’ vergilerine ve sefalet ücretine karşı, 18 Temmuz’da Akdeniz'den sesini yükseltti. Bu ses 19 Temmuz’da, Karadeniz'de haykırışa dönüştü. Bu haykırış, 20 Temmuz’da Ege'de görmeyen gözlere, duymayan kulaklara ulaşarak sarayın duvarlarında yankılandı. 21 Temmuz’da direnişe dönüşen emekli mücadelesi, 22 Temmuz’da güneyinden kuzeyine, doğusundan batısına tüm Marmara bölgesini sardı. Bugün, ülke genelindeki emeklilerin haykırışlarını ve haklı taleplerini 25 Temmuz’da olağanüstü toplanacak TBMM Genel Kurulu’na ulaştırmak adına burada toplandık.
“UYGULADIĞINIZ YANLIŞ POLİTİKALARIN SORUMLUSU EMEKLİLER DEĞİLDİR”
Bugün, yağmur gibi yağan zamlara ‘yeter artık’ demek için toplandık. Bugün, TÜİK'in makyajlı enflasyon açıklamalarına ve gerçekte koşan enflasyona ‘dur’ demek için toplandık. Bugün, ‘Yüzde 25 sefalet ücretini kabul etmiyoruz’ demek için toplandık. Bugün sağlığı onulmaz bir dert yapan, eğitimi ticari meta haline getiren, tarımı yok ederek ülkeyi dışa bağımlı hale getiren iktidara ‘dur’ demek için buradayız. Bugün, burada ‘insan onuruna yaraşır bir yaşam istiyoruz’ talebiyle temel tüketim mallarına yapılan zamların geri alınmasını, emeklilere sadaka niyetine verilen yüzde 25’lik zammın derhal güncellenerek emeklilerin insanca yaşayabilecekleri seviyeye yükseltilmesi için buradayız. Ve buradan muktedirlere haykırıyoruz. Uyguladığınız yanlış politikaların sorumlusu biz emekliler değildir. Eğer bu yanlış politikalarınızdan vazgeçmezseniz, biz emekliler en demokratik hakkımızı yani tüketimden gelen gücümüzü ülkemiz genelinde bireysel imtinaya dönüştüreceğiz. Biliniz ki; biz emeklilerin kalplerinde elenmemiş köz, dillerinde söyleyecek sözü her zaman vardır. Yağma yok, DİSK/Emekli-Sen var.”
“TÜİK’İN AÇIKLADIĞI ENFLASYON ORANLARI NE İŞÇİNİN NE MEMURUN NE DE EMEKLİNİN YAŞAM GERÇEKLİĞİNİ YANSITIYOR”
Emekli-Sen Mali Sekreteri Gülefer Akyürek’in okuduğu açıklama da şöyle:
“TÜİK tarafından yıllık enflasyon oranı yüzde 38,21; Ocak-Haziran 2023 dönemini kapsayan 6 aylık enflasyon oranı ise yüzde 19,77 olarak açıklandı. Bu oran ne işçinin ne memurun ne de emeklinin yaşam gerçekliğini yansıtan bir orandır. Bu oran, bilimsel değerlendirmelerden tümüyle uzaktır. Diğer yandan TÜİK'in Haziran 2023 dönemi için açıkladığı gıda enflasyonu oranı yüzde 53,92 iken konfederasyonumuz DİSK'in araştırma merkezi DİSK-AR, emeklilerde ve dar gelirlilerde gıda enflasyonunun yüzde 66 ila 85 aralığında olduğunu ortaya koydu. Ne var ki TÜİK'in halkın ekmeğini korumak değil küçültmek için dört işleme takla attırarak açıkladığı ve işçilerin, memurların, emeklilerin sürekli biçimde yoksullaşmasına neden olan gerçek dışı enflasyon oranları neticesinde, biz emeklilerin Temmuz-Aralık 2023 dönemi zammı da refah payı adı altında yapılan birkaç puanlık ekleme ile yüzde 25 olarak belirlendi.
“YÜZDE 25 ZAM, AKILLARA BOŞ BUZDOLAPLARINI, ALINAMAYAN İLAÇLARI GETİRMEKTEDİR”
Bugün resmi enflasyon ile gerçek enflasyon oranları arasındaki bu derin fark, yoksulluğun da derinleşmesine neden olmaktadır. Artık eskiyen ve anlamını tümüyle yitirerek boş bir vaat haline gelen ‘emeklilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz’ söylemlerinin ardında milyonların açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verdiği bir ekonomik ortam bulunmaktadır. Bu koşullarda emekliler için yüzde 25 zam, zammın kelime anlamının aksine, akıllara boş buzdolaplarını, alınamayan ilaçları, karşılanamayan kira ve faturaları getirmektedir. Bugün dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı, yani açlık sınırı, 10 bin 373 TL; gıda harcaması ile birlikte giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı, yani yoksulluk sınırı, 33 bin 789 TL iken emeklilerin büyük çoğunluğunun maaşlarının zamlı hali dahi açlık sınırının katbekat altında kalacağı açıktır.
“VERGİ ARTIŞLARI VE ZAMLAR EMEKLİLERİN GIDAYA, SAĞLIK İHTİYAÇLARINA ERİŞİMLERİNİ TÜMÜYLE ENGELLEYECEKTİR”
Üstelik hâlihazırda kök maaşı 7 bin 500 TL'nin altında olan ve maaşları hazine yardımıyla 7 bin 500 TL'ye tamamlanan milyonlarca emekli, zammın kök maaşlar üzerinden yapılacak olması nedeniyle 7 bin 500 lirayla yaşam savaşı vermeye mahkûm edilecektir. Dolayısıyla, mevcut kök maaşı 6 bin TL ve aşağısında bulunan emekliler için bu zam oranı hiçbir anlam ifade etmeyecek; fiilen herhangi bir zam alınmış olmayacaktır. Emeklilerin iradesi ve yaşam hakkını yok sayan bu düzenlemenin karşısında tüm mal ve hizmetlere getirilen yeni vergi artışları ve zamlar emeklilerin gıdaya, temizlik ürünlerine, sağlık ihtiyaçlarına, barınma imkânlarına erişmelerini tümüyle engelleyecektir. Zira emek gelirlerine ve emekli maaşlarına yapılan zamların henüz vatandaşların ceplerine girmeden buharlaşması, ülkenin normali haline getirilmişken; vergi ve harçlarda fahiş oranlarda zamlara gidilmesi, en temel tüketim maddelerine erişmenin lüks halini almasına neden olacaktır.
“YAŞAM HAKKIMIZIN GASPI ANLAMINA GELEN BU ZAM ORANLARINI KABUL ETMİYORUZ”
Ülkemiz; asgarinin altında yaşam koşullarının ortalamayı yansıttığı, devletin adeta bir işletme mantığıyla hareket ederek emek gelirlerini ve emekli maaşlarını kısmaya yönelik uygulamaları sürekli hale getirdiği, emeklilerin yaşam hakkının tanınmadığı bir ülke görünümündedir. Bu şartlar altında emeklilere düşen, tüm talep ve haklarını daha güçlü savunmak; örgütlenmek ve mücadele etmektir. DİSK/Emekli-Sen, emeklilerin sesi olmaya devam edecek ne enflasyon ne deneysel ekonomi politikaları ne de iktidarın layık gördüğü karşısında teslim olmadan emeklilikte insan onuruna yakışır bir yaşam mücadelesini sürdürecektir. Yaşam hakkımızın gaspı anlamına gelen bu zam oranlarını kabul etmiyoruz. Tüm emeklileri, DİSK/Emekli-Sen çatısı altında örgütlenmeye; yoksulluğu sıradanlaştırmaya çalışanlara karşı refahı yaygınlaştırmak için mücadele etmeye çağırıyoruz. Emekli dostlarımız; ekmeğimizi küçültenlere karşı, güneşin sofrasını kurma çağrımıza kulak verin, DİSK/Emekli-Sen'de örgütlenin. Yaşasın DİSK! Yaşasın Emekli-Sen! Yaşasın emeklilikte insan onuruna yakışır bir yaşam mücadelemiz!”