Fatih Terim Fonu mağdurları değil banka şikayetçi olmuş! Yargıya güvenmek yerine Erdoğan'a gidip yardım istediler

Kamuoyunu uzun bir süredir meşgul eden 'Fatih Terim Fonu' vurgunu gündemden düşmüyor.

İstanbul Levent Büyükdere Caddesi'ndeki DenizBank'ın şube müdürü Seçil Erzan, Fatih Terim aracılığıyla, Terim dahil olmak üzere, Arda Turan, Emre Belözoğlu, Selçuk Şahin, Fernando Muslera, Emre Çolak gibi futbol dünyasından ünlü isimleri dolandırmıştı.

Yaklaşık 29 kişiyi dolandıran Erzan'ın, 1 milyar 260 milyon dolar vurgun yaptığı öne sürülüyor.

Erzan'ın futbolcuların verdiği paralara karşılık makbuz veya resmi bir belge vermediği, A4 kağıtlarında kaşeli ve imzalı kağıtlar teslim ettiği biliniyor.

Dolandırıcılık suçlamasıyla tutuklanan Erzan'ın davası, geçtiğimiz günlerde İstanbul Adalet Sarayı'nda görülmüştü.

"Özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından Erzan'ın 66 yıldan 216 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 yıl ve 65 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Yaklaşık 5 aydır gündemi meşgul eden olayla ilgili sessizliğini koruyan DenizBank, geçtiğimiz saatlerde bir açıklama yayınladı.

Banka açıklamasında, olayın mağdurlarının ne savcılığa, ne BDDK'ya ne de kendilerine karşı bir şikayette bulunmadığını belirterek, şikayeti kendilerinin yaptığını vurguladı.

İnternet sayfasından açıklama yapan banka şunları aktardı:

“Bankamız, konudan 2022 yılı haziran ayından itibaren Levent Büyükdere Caddesi Şubemizde müdür olarak görev yapan Seçil Erzan’ın iki günlük mazeret izni nedeniyle görevinin başında olmadığı 07.04.2023 tarihinde müşterimiz de olan bir şikâyetçinin şubeye gelmesi ile ilk kez haberdar olmuştur.

‘İHBAR VEYA ŞİKÂYET İLETİLMEDİ’

Kamuoyunun dikkatine özellikle sunmak isteriz ki şikayetçilerin mağdur olduklarını iddia ettikleri olaylar yaklaşık bir yıl öncesine kadar gittiği halde 7 Nisan tarihine kadar hiç kimse tarafından konu ile ilgili ne bankamıza ne BDDK’ya ne de CİMER’e talep, ihbar veya şikayet iletilmemiştir.

‘ORTADA BİR BANKACILIK SUÇU OLMA İHTİMALİ DE GÖZETİLEREK SEÇİL ERZAN İÇİN YURT DIŞINA ÇIKMA YASAĞI TALEBİNDE BULUNULMUŞTUR’

Bankamız Teftiş Kurulu tarafından derhal incelemeye alınan konu, 7 Nisan 2023 Cuma günü saat 16:30 sularında Genel Müdürümüze aktarılmıştır. Tarafımıza gelen ilk bilgi üzerine öncelikle Seçil Erzan ile iletişime geçilmeye çalışılmış ancak kendisine Bankamızca bilinen iki telefon numarası üzerinden ulaşılamamıştır. Aynı gün, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunulmuş, olaya karışanların kamuoyunda futbol ve iş dünyasından şöhret isimler olması da göz önünde bulundurularak adı geçenlerin kişisel haklarının korunması amacıyla dosyada gizlilik talep edilmiş; Seçil Erzan’a hiçbir şekilde ulaşılamaması, ortada bir bankacılık suçu olma ihtimali de gözetilerek Seçil Erzan için yurt dışına çıkma yasağı talebinde bulunulmuştur.”

'YARGI YERİNE ERDOĞAN'A ŞİKAYET ETTİLER'

Gazeteci Fatih Altaylı, Emre Belözoğlu ve Arda Turan'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yardım istediklerini söylemişti.

Altaylı'nın açıklamaları şöyleydi:

"Olay patladıktan sonra Emre Belözoğlu ve Arda Turan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gittiler. Durumu anlatıp yardım istediler. Bunun üzerine banka yönetimine Cumhurbaşkanlığından telefon açıldı ve ‘bu çocukların’ mağdur edilmemesi istendi. Banka yönetimi ise ‘Ellerinde belge ve bankada bununla eşleşen kayıt var ise hemen öderiz. Ama belge yok ise ve kayıtlarda yatan paralar görünmüyorsa ödeme yapmamız mümkün değil. Dava açsınlar davayı kazanırlarsa seve seve öderiz. Aksi takdirde zimmet ve hatta bir anlamda irtikap suçu işlemiş oluruz. Ne yazık ki ödeme yapmamız mümkün değil’ yanıtını verdi."

DenizBank'ın açıklamasından sonra, Altaylı'nın bu kulis bilgisi akıllara gelerek, futbolcuların yargıya değil Erdoğan'a güvendiği görüldü. Dolandırıcılık olayıyla ilgili herhangi bir şikayette bulunmamaları ise soru işareti olarak kaldı.