Gerekçeli karar çıktı, 'delil yok' denildi: Amiralleri hedef gösteren Erdoğan-Soylu-Akar utanır mı?
Emekli amirallerin, Montrö'nün önemine dikkat çektiği açıklamasına açılan davada verilen beraat hükmünün gerekçeli kararı çıktı. Kararda, emekli amiraller açıklamasının ifade özgürlüğü olduğu belirtildi. Dava sürecinde ise emekli amirallerin onlarca hakkı gasp edildi, hak ihlalleri yaşandı.
103 emekli amirallerin isminin bulunduğu "Cemaat evindeki amiral", "Montrö'nün tartışmaya açılması”, "Atatürk ilke ve devrimleri" konularında yapılan açıklamaya açılan davada verilen beraat hükmünün gerekçeli kararı çıktı. Gerekçeli kararda, darbe imasıyla suçlanan emekli amiraller açıklamasıyla ilgili dikkat çeken ifadeler kullanıldı.
Üç eski Deniz Kuvvetleri Komutanı; emekli Oramiraller Bülent Bostanoğlu, Murat Bilgel ve Eşref Uğur Yiğit’in de aralarında bulunduğu 103 emekli amiral, 4 Nisan 2021’de bir açıklama yayımladı.
Açıklamada, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni tartışmaya açan sözleri, subay ve astsubay yetiştiren Harp Okulları ile Astsubay Yüksekokullarına giriş şartlarında yer alan “irticai faaliyetlere karışmamış olma” şartının kaldırılması ile Ankara'da bir tekkede dönemin Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın cübbe ile görüntülenmesinden bahsedildi.
“DARBE” DENİLDİ, FETHULLAHÇILARI HATIRLATAN OPERASYON YAPILDI
Açıklama; AKP’liler tarafından sistematik bir şekilde darbe bildirisi olarak lanse edildi, ardından emekli askerlere operasyonlar düzenlendi. FETÖ kumpaslarında hapis yatan amiraller, geçmişi hatırlatan bir şekilde sabah saatlerinde gözaltına alındı.
Soruşturmanın devam ettiği günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başta olmak üzere AKP’li birçok isim açıklamayı yapanları hedef aldı. Erdoğan, "Kesinlikle art niyetli bir girişimdir. Emekli amirallerin vazifesi, 104 tanesi bir araya gelerek darbe imaları içerek bildiri yayımlamak değildir" dedi. Soylu ise el yükselterek açıklamayı yapanlarla ilgili “O gece biz sabaha kadar uyumadık, çalıştık ve tüm irtibatlarını ortaya çıkardık. FETÖ de bu da aynıdır. Bunlar birbirlerini FETÖ’den falan ayırmasınlar” dedi. Bu süreçte hakkında soruşturma başlatılan Raif Naldemir ve Orhun Özdemir hayatını kaybetti.
TÜM SANIKLAR HAKKINDA BERAAT KARARI VERİLDİ
Hedef göstermelerin ardından açıklamada ismi olanlarla ilgili re’sen soruşturma başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Cumhuriyet savcıları Oktay Akkaya ve Veysel Kaçmaz tarafından 181 sayfalık iddianame hazırlandı. Emekli askerler hakkında “devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma” suçundan 12’şer yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
İktidar kanadının darbe söylentilerine rağmen Ankara 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi, 20 Aralık 2022’deki karar duruşmasında tüm sanıkların beraatına hükmetti.
SOYLU “TÜM İRTİBATLARINI ÇIKARDIK” DEMİŞTİ: MAHKEME DELİL “YOK” DEDİ, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VURGUSU YAPTI
Bugün ise tüm sanıklar hakkında verilen beraat hükmünün gerekçeli kararı açıklandı. 220 sayfalık gerekçeli kararda, başta Erdoğan ve Soylu’nun “darbe” imasında bulunduğu açıklama için “düşünce ve fikir açıklaması” vurgusu yapıldı.
Gerekçeli kararda Soylu’nun “tüm irtibatlarını çıkardık” dediği emekli askerlerin açıklamasına dair “İfade özgürlüğü çağdaş demokrasilerin en temel yapı taşlarından birisidir. İfade özgürlüğü genel olarak anayasaların, kanunların, uluslararası sözleşmelerin özellikle de bağımsız ve tarafsız mahkemelerin koruması altındadır” denildi. Devamında, “Bu haliyle gerek Montrö Boğazlar Sözleşmesi gerekse de kamusal tartışmaya açılan muvazzaf bir amiralin sarık ve cübbe ile görüntülenmesi konusunda sanıkların yapmış olduğu açıklama bir düşünce veya fikir açıklaması olarak nitelendirilebilir. İfade özgürlüğü çağdaş demokrasilerin en temel yapı taşlarından birisidir. İfade özgürlüğü genel olarak anayasaların, kanunların, uluslararası sözleşmelerin özellikle de bağımsız ve tarafsız mahkemelerin koruması altındadır” diye belirtildi.
Gerekçeli kararda, suçun maddi unsurlarla gerçekleşmesinin şart olduğuna dikkat çekildi ve emekli askerlerin aralarındaki telefon görüşmelerinde delil sayılabilecek herhangi bir tespite rastlanmadığı ifade edildi.
Emekli askerlerin açıklamasına “Yüce Türk Milleti…” diyerek başlamasının “darbe” iması olarak lanse edilmesinin ise, maddi delil niteliğinde kabul edilmesinin ceza hukuku bağlamında doğru olmayacağına dikkat çekildi.
EMEKLİ ASKERLERİN HAKLARI GASP EDİLDİ
Tüm sanıkların beraat ettiği davada açıklanan gerekçeli kararda tazminat yolunun da açık olduğu ifade edilirken, bu süreçte çok sayıda hak ihlalleri yaşandı.
103 emekli amiralin açıklamasının ardından, Milli Savunma Bakanlığı’nı yalanlayan Türkiye Emekli Subaylar Derneği’nin (TESUD) yönetim kurulunun İçişleri Bakanlığı kararıyla görevden uzaklaştırılmıştı. TESUD’un o dönemli başkanı emekli Tuğgeneral Namık Kemal Çalışkan da davaya dahil edilmişti. TESUD’a bu süreçte operasyon yapılırken, derneğin içi boşaltılmaya çalışıldı. Bugün çıkan gerekçeli kararda ise “Namık Kemal Çalışkan'ın ikinci metin ile ilk metne destek olduğu, diğer sanıkların eylemlerine iştirak ettiği, aynı amaç ve kasıt birlikteliğiyle muvazzaf askeri personeli bulunduğu derneğin başkanlığını da kullanarak harekete geçirmeye çalıştığı iddia edilmiş ise de sanık Namık Kemal Çalışkan'ın Genel Başkanlığını yaptığı Türkiye Emekli Subaylar Derneği'ne kayıtlı muvazzaf bir askeri personelin bulunmadığı anlaşılmıştır” denildi.
MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI VE İÇİŞLERİ BAKANLIĞI EMEKLİ ASKERLERE “SAVAŞ” AÇTI
Yine Montrö açıklaması davasının sürdüğü dönemde, Kumpasa uğrayan TSK mensuplarına siper olanlardan emekli Oramiral Eşref Uğur Yiğit’in ve eski Deniz Kuvvetleri Komutanları emekli Oramiraller Bülent Bostanoğlu, Murat Bilgel’in özel korumaları İçişleri Bakanlığı tarafından alınmıştı. Eşref Uğur Yiğit, özel koruma tedbirinin tekrar uygulanması için Merkez Koruma Komisyonu’nun kararının iptali amacıyla mahkemeye başvurmuştu. Ancak Merkez Koruma Komisyonu, 5 ayrı idare mahkemesi tarafından verilen yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarına rağmen özel koruma tedbirini uygulamamıştı.
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Merkez Koruma Komisyonu, benzer hukuksuz işlemleri emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu için de uygulamıştı. Canlı yayında, 15 Temmuz Fethullahçı darbe girişimine karşı açıklama yapan ilk komutan olan Bostanoğlu da özel korumasının elinden alınmasına karşı dava açtı. Mahkemenin kararlarına rağmen Merkez Koruma Komisyonu hukuku yok saydı ve 6 kez verilen mahkeme kararları yerine getirilmemişti.
Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı, bugün çıkan gerekçeli kararla da ifade özgürlüğü kapsamında yapılmış bir eylem olduğu belirtilen Montrö açıklaması üzerine Fethullahçıların 'ölüm' listesindeki, kumpasa uğrayanlar amirallerin haklarını elinden almıştı.
Bugün çıkan gerekçeli kararda, açıklamada ne bir darbe imasının ne de bir tertibin olmadığı belirtildi ancak dava sürecinde onlarca hak ihlali yaşandı, 80 yaşın üzerindeki insanların evi şafak operasyonuyla basıldı, hayatını kaybedenler oldu. Geriye ise telafisi güç zararlar kaldı…