Türkiye’deki yabancılar (6) Göçmenler kaçak yollarla Türkiye’ye nasıl geliyor?

Abone ol

Resmi rakamlara göre sadece 2019 yılında Türkiye sınırları içerisinde yakalanan düzensiz göçmen sayısı 454.662. Irak ve Suriye’den Türkiye’ye gelen sığınmacıların düzensiz göç kararı almasında en etkili neden IŞİD. Kaçak yollarla Türkiye’ye gelen göçmenler, çoktan burada kendilerine hayat kurmuşlar

“Türkiye’deki yabancılar” dosyamıza devam ediyoruz. İlk beş bölümde, ‘Suriyeliler kim, neden buradalar ve ne zaman gidecekler?’, ‘Türkiye’de yaşayan ve seks işçiliği yapan Suriyeli Kadınlar’, ‘Ankara’nın gettolaşmış Suriyeli mahallesi: “Küçük Halep” ve ‘İstanbul’un gettolaşmış Suriyeli mahalleleri: Türk nüfus bu bölgeleri terk etti’ ve ‘Gettolaşmış mahallede bir gün: Suriyeliler mutlu, ya Sultanbeyliler?’ konularını işlemiştik.



Dosyamızın bu bölümünde HAGED’in (Hassas Grupların Entegrasyonu Derneği) ‘Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Göçmen Kaçakçılığı Faaliyetlerini İzleme’ raporunu haberleştireceğiz. HAGED’in ingilizce olarak hazırladığı rapor, düzensiz göçmenlerin yola çıkış nedenlerinden başlayarak tüm zorlu yol süreçlerini onların gözünden izlemiş.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin 2019 verilerine göre 70,9 milyon kişi zorla yaşam alanlarından göç ettirildi ya da etmek zorunda kaldı. Hem hedef hem de transit bir geçiş olarak Türkiye, dünyanın en çok tercih edilen göçmen kaçakçılığı rotaları arasında ilk sıralarda yer alıyor.

Daha iyi yaşam koşullarına ulaşmak için, belki de en temelde ölüm korkusu gibi nedenlerle yola çıkan sığınmacılar ve mülteciler ve yarattıkları göç akınları için Türkiye hem bir köprü hem de hedef ülke haline geldi.

Resmi rakamlara göre sadece 2019 yılında Türkiye sınırları içerisinde yakalanan düzensiz göçmen sayısı 454.662.

Türkiye özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu sınır bölgelerinin kontrol edilmesi zor coğrafi koşullar içerdiğinden, bu bölgeler Türkiye’ye girişte ana geçiş güzergâhı olarak tercih ediliyor. Bu coğrafyadaki zorlu yer şekilleri ve sert iklimin yanı sıra bölgedeki terör odaklarının aktiviteleri de göçmen kaçakçılığı ile mücadeleyi oldukça zor hale getiriyor.

Raporun ayrıntılarına geçmeden önce Göç İdaresi Başkanlığı’nın kaçak göçmenlerle ilgili son verilerini (Temmuz-2023) inceleyeceğiz.

Türkiye’de düzensiz göç hareketleri Suriye’deki insani hareketliliğin başlamasıyla birlikte 2020 yılı itibari ile görece durgun vaziyette olmasına rağmen halen yükselen bir eğilimle devam ediyor:

HAGED’in (Hassas Grupların Entegrasyonu Derneği) ‘Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Göçmen Kaçakçılığı Faliyetlerini İzleme’ raporu en çok göçmen kaçakçılığı faaliyetlerinin görüldüğü Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Van’da gerçekleştirilen görüşmelerle hazırlandı. Çalışma kapsamında 380 kişi ile görüşüldü. Görüşme yapılan katılımcıların yüzde 63’ü kadın, yüzde 37’si ise erkek.

Araştırma, sığınmacıların yola çıkış nedenlerinden başlayarak, karar almalarına neden olan sosyal nedenler ve içinde bulundukları durum gibi süreçlere de değiniyor.

Çalışmada yapılan görüşmelerde düzensiz göçmenlerin çok farklı yola çıkış nedenleri bulunsa da ağırlıklı olarak çatışma bölgesi veya tehdit altında bulunan yerleşim yerlerinde yaşamaları nedeniyle yola çıkış kararı aldıkları ortaya çıktı.

Rapora göre farklı ülkelerden düzensiz yollarla Türkiye’ye gelen kişilerle yapılan mülakatlarda ön plana çıkan iki nokta var: Afganistan ve Pakistan gibi Orta Asya coğrafyasından gelen kişiler, uzun yıllardır çatışmaların ve huzursuzluğun devam ettiği bölgelerde yaşamanın “artık dayanılmaz hale” geldiğini söyleyerek yola çıktıklarını anlatıyorlar. Suriye’den ise gelenler ise Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) ve rejimin baskıları nedeniyle sürekli tehdit altında hissettikleri için göç ettiklerini ifade ediyorlar.

Irak’tan Türkiye’ye gelen sığınmacılar için de düzensiz göç kararının alınmasında en etkili neden IŞİD.

Görüşme yapılan Suriyeliler, yola çıkış hikâyelerinde ağırlıklı olarak şu nedenden bahsediyor: Suriye Rejiminin gerçekleştirdiği hedef ayırt etmeyen hava saldırıları, rejim tarafından gerçekleştirilen baskılar ve özellikle büyük yaştaki erkek çocuklarının rejim tarafından askere alınmak istenmesi.

Zorla silahaltına alınma konusunda anlatılanlar sadece rejim kuvvetleri ile sınırlı değil. Aileler tarafından araştırma ekibine aktarılan önemli bir zorunlu göç nedeni de çok sayıda örgütün kontrol ettiği farklı bölgelerde çocuklarının zorla silahaltına alınmaları.

Görüşmeler sırasında düzensiz göçmenler, PKK/YPG’nin Suriye’de kök saldığı bölgelerde genç erkek çocuklarının ya da kadın kolu YPJ tarafından genç kız çocuklarının askere alınması baskısından söz ediyorlar.

Görüşülen sığınmacıların neredeyse tamamı nihai hedef olarak Türkiye’ye gelmeyi amaçladıklarını söylüyor. “Gelmeden önce Türkiye’yi araştırdınız mı?” sorusuna ise ağırlıklı olarak “Hayır” cevabı verilmiş. Nedeni sorulduğunda ise İran, Irak ve Suriye’den gelen sığınmacılar çok yakın kültürlerde oldukları için araştırma gereği duymadıklarını; daha önce Türkiye’ye gelmiş akraba, komşu veya arkadaşları ile görüştüklerinde Türkiye’de insanca muamele yapıldığını önceden bildiklerini ifade etmişler.

Özellikle Suriye krizinin patlamasının hemen ardından görüşülen sığınmacıların çoğu Avrupa’yı nihai hedefleri olarak belirtirken, son yıllarda nihai hedef olarak Türkiye’nin daha çok belirtildiği araştırma ekibi tarafından gözlemlenmiş başka bir önemli nokta.

Bir süredir Türkiye’de kalan kaçak yollarla Türkiye’ye gelen göçmenlerin tamamına yakını Türkiye’den memnun olduklarını, çocuklarının okula gitmeye, kendilerinin de çalışmaya başladıklarını anlatıyorlar.

Kaçak yollarla Türkiye’ye gelen göçmenler, insan kaçakçıları, organizatörler ve sahte belge sağlayanlarla asla görüşmediklerini belirtmiş. Yola çıkışlarının ilk etabında aracıların ön ayak olması ile önce göçmen kaçakçılarına teslim edilerek araçlara bindirildiklerini, şehirlerarası yolları genelde minibüslerde bulunan şoförler ve aynı araçtaki rehberler aracılığı ile geçtiklerini anlatıyorlar.

Konaklama konusunda ise kaçak göçmenler, yola çıktıktan sonra dinlenme ve molaların genellikle gün ışığında yapıldığını belirtmişler. Kalabalık bir sığınmacı ekibi dikkat çekeceği için, gündüzleri getirildikleri otel, pansiyon, çiftlik evleri veya kimi zaman ağaçlıklar ve ormanlarda mola vererek karanlığın inmesini beklediklerini anlatıyorlar.

Afganistan, İran, Irak ve Suriye coğrafyasından gelen kaçak göçmenler, yol boyunca can kayıpları da dâhil olmak üzere gerçekleşen bütün şiddet, zulüm, tecavüz ve dolandırılma içeren olayları “kaçakçılığın içinde olabilen işler” olarak gördüklerini ifade ediyorlar.

Irak ve Suriye’nin uzak noktalarından gelen katılımcıların hikâyelerinden anlaşılan, iç savaş ya da çatışma, kaçakçılık faaliyetlerini çok da engellemiyor; herkes göçmen kaçakçılığından ‘payına düşeni’ alıyor.

Afganistan ve Pakistan’dan gelişler genelde kişi başı 1500-2000 dolar arası, Irak’tan 1000-2000 dolar ve İran’dan geçişler 400-1000 dolar arası iken; Suriye’den gelişler ise sınıra yakın bölgelerden 85, uzak yerlerde ise 600 dolar arasında olmak üzere değişiyor. Kadın katılımcıların çoğu, kaçakçılarla kocaları veya erkek akrabaları anlaştığı için ücretleri bilmediklerini ya da hatırlamadıklarını söylemiş.

Yine sınıra yakın olan veya sınır coğrafyasını bilen Suriyeliler, organizatör veya kaçakçıya ihtiyaç duymadan, genelde yürüyerek sınırı geçtiklerini belirtiyorlar.

Kaçak yollarla Türkiye’ye gelen Suriyelilerden biri, oğlunun IŞİD bölgesinden geçişleri sırasında fidye amaçlı rehin alındığını ve kendisine 15 gün gibi bir süre verildiğini anlatarak, ailesinin geri kalanıyla Türkiye’ye geçişinden sonra bütün akraba ve tanıdıklarına yalvarıp borçlanarak parayı topladığını; ancak parayı hazır ettiğinde oğlunun çoktan öldürülmüş olduğunu öğrendiğini anlatıyor. Rehin alınma sırasında kaçakçının ortadan kaybolduğunu ve ancak bir saat sonra ortaya çıkıp yapabileceği hiçbir şey olmadığını ve yola devam etmeleri gerektiğini söylediğini ileten Suriyeli göçmen, kaçakçının suçunun araştırmacılar tarafından sorgulanması üzerine “Onun yapabileceği hiçbir şey yoktu. O işinin gereğini yapıyordu ve ailemin geri kalanını Türkiye’ye getirmeyi becerdi” demiş.

Afgan bir kaçak göçmen, yol boyunca sürekli bisküvi alıp tükettiklerini, geldikten sonra 3-4 ay boyunca eline bisküvi almadığını, hatta görmek bile istemediklerini anlatıyor. Suriyeli başka bir göçmen, kaçakçıların bir gece yürüyerek Türk sınırını geçişlerini planladıklarını ancak değişen şartlar nedeniyle 2 ay boyunca, Türk sınırına yakın bir köyde ortalığın yatışmasını beklemek zorunda kaldıklarını ifade ediyor.

Isparta'da orman yangını Güncel Sahte içki davasında sanıktan 'pes' dedirten savunma Güncel Ağır hasarlı binaların yıkıldığı cadde tarlaya döndü Güncel Şenyaşar ailesi Adalet Bakanı Yardımcısı ile görüştü Güncel