Hukukçular ne diyor? 'Kararla Can Atalay cezaevinde tutulamaz'
Yargıtay'ın aralarında Osman Kavala ve Can Atalay'ın da bulunduğu 5 Gezi tutuklusu hakkında verdiği karara ilişkin hukukçular ilk değerlendirmelerini paylaştı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 25 Nisan 2022'de verdiği karara ilişkin temyiz incelemesini tamamlayarak kararını verdi.
Karara göre, ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılan Kavala hakkındaki mahkumiyet hükmü onandı.
Daire, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 18'er yıl hapis cezası verilen Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin de onanmasını kararlaştırdı.
HUKUKÇULAR NE DİYOR?
Yargıtay'ın kararının açıklanmasının ardından hukukçular da ilk değerlendirmelerini paylaşmaya başladı.
Avukat Yiğit Acar, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada "Hukuk cinayeti olan kararın daha da fena yanı milletvekili Can Atalay’la ilgili. Kararla hükümlü olan Can Atalay Anayasa 83/3’e göre artık cezaevinde tutulamaz. İnfaz süreci anayasaya göre milletvekiliğinin son bulmasıyla mümkün. Bunu dahi yapmıyorlar. O kadar gözleri dönmüş. Yargıtay'ın Gezi davası kararı açıkça ve hukuk eliyle işlenen bir cinayettir. Bu dosyadan tek bir kişinin, tek bir gün dahi gözaltında kalması hukuka aykırıyken ömürlerinden 18 yıl çalıyorsunuz. İçim kan ağlıyor.." ifadelerini kullandı.
"BOŞA DÜŞÜRDÜKLERİ ŞEY ADALET VE VİCDAN DUYGUSUDUR"
Avukat Akın Atalay ise şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kararın haksızlığı, hukuksuzluğu, adaletsizliği bir yana, hadi diyelim ki, “biz suçlu bulduk ve kararı onadık” dediniz… Peki ama, daha önce Enis Berberoğlu hapis cezası kararını onarken, anayasanın 83/3. maddesini belirterek, hükmün infazı milletvekilliği görevi sona erince yerine getirilebilir diyerek tahliye etmiştiniz. Şimdi anayasanın 83/3. maddesini de mi fiilen kaldırdınız yani… Böyle bir yetkinizde mi var? Anayasanın farklı bir yoruma olanak vermeyen apaçık ve net emrine rağmen Can Atalay için neden tahliye kararı vermediniz?
Yargıtay gibi bir kurumun, Anayasa mahkemesinin dosyayı gelecek hafta görüşeceğini ve tutukluluğun hukukiliği konusunda bir karar vereceğini duyurmasından saatler sonra, verilecek olası bir ihlal kararını boşa düşürmek için talebe rağmen duruşma da yapmadan hemen kararı onaması, Yargıtay tarihine kara bir leke ve büyük bir skandal olarak geçmiştir. Yargıtay, anayasa mahkemesinin incelemesinden hemen önce güya hükmü onayarak tutukluluk durumunu sona erdirmiş, anayasa mahkemesinin tahliyeyi gerektirecek olası bir ihlal kararını engellemeye çalışmıştır.
Gelecek hafta Anayasa Mahkemesi, “tutukluluk hukuka aykırıdır” derse, onlar artık tutuklu değil hükümlü” deyip, güya AYM kararını boşa düşüreceklerdi. Oysa, boşa düşürdükleri şey adalet, hukuk, vicdan duygusudur, hem de böylesi bir ayıp yöntemle…"