İçeriği olmayan kayıtları 20 yıldır saklayan MİT’i işaret etti: Göktaş mahkemede neden özür diledi?

Abone ol

Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesine ilişkin açılan davanın devam eden duruşmasında, cinayeti organize ettiği iddia edilen Levent Göktaş savunma yaptı. Göktaş, HTS kayıtlarındaki çelişkilere dikkat çekti. Kaçtığı için özür dileyen Göktaş, savcının varsayımlarla hareket ettiğini öne sürdü.

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşmasının üçüncü gününde Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti. Bugünkü duruşmada, sanık Levent Göktaş'ın iddianamenin temelini oluşturan HTS kayıtlarına dair ifadeleri dikkat çekti. Göktaş ayrıca, soruşturma sürecinde Türkiye’den kaçtığı için özür diledi.

FETÖ lideri Fethullah Gülen ve emekli Albay Levent Göktaş'ın da aralarında bulunduğu 10 sanık hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianame, 21 Kasım'da Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti. İddianamede, Gülen, FETÖ yöneticilerinden Mustafa Özcan, Aydın Köstem ve eski MİT’çi Enver Altaylı, Hablemitoğlu'nu tasarlayarak öldürmeye azmettirmekle suçlanmıştı. Emekli Albay Levent Göktaş, emekli yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ve emekli binbaşı Fikret Emek'in Hablemitoğlu'nu "tasarlayarak öldürdükleri" öne sürülmüştü.

MİT TARAFINDAN İŞKENCE GÖRDÜĞÜNÜ SÖYLEYEN SANIĞIN İFADELERİNE YANIT VERDİ

Hablemitoğlu davasının bugün devam eden duruşmasında, cinayeti organize ettiği öne sürülen Levent Göktaş’ın iddianameye dair savunmasında dikkat çeken ifadeler yer aldı. Göktaş, soruşturma sürecinde Türkiye’den kaçtığı için Türk Milleti ve Türk adaletinden özür dileyerek sözlerine başladı.

Hakkındaki iddiaların kesin, somut delillere dayanmadığını belirten Göktaş, "İddianamede, 'düşünülmektedir, sanılmaktadır, 'buluşmaya gittiği zannedilmektedir', 'görüşmüş olabilecekleri ancak anılanlar arasında bir irtibat bulunmadığı', 'ancak bu konuda net bir tespit yapılamadığı...' gibi tahmin ifade eden cümleler kullanılmıştır” diye konuştu.

Göktaş savunmasında, MİT tarafından işkence gördüğünü söyleyerek iddianamede yer alan bazı ifadelerini yalanlayan Nuri Gökhan Bozkır’ın çelişkili sözlerinden bahsetti. Göktaş, suikasttan günler önce Ankara’da Fikret Emek, Mehmet Narin ve Hakan Büyükçulha’nın cinayet ile ilgili toplantı yapıldığını söyleyen Bozkır’ın ifadesine “Hakan Büyükçulha, Bozkır’ın TİM Komutanıdır. Bozkır’ın ‘toplantı yapıldı’ dediği zaman Büyükçulha Azerbaycan’da görevdeydi. Bunu Bozkır’ın bilmemesi mümkün değildir” dedi.

CİNAYETİ İŞLEDİĞİ ÖNE SÜRÜLEN SANIK VE GÖKTAŞ’IN YANITLARI

Göktaş, iddianamede kendisinin verdiği emir doğrultusunda suikastı gerçekleştirdiği öne sürülen dönemin Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı yüzbaşısı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ile ilgili de dikkat çeken ifadeler kullandı.

Mumcuoğlu’nu, TSK’daki görevi sırasında tanımadığını söyleyen Göktaş, kendisiyle de bir kere dahi telefon görüşmesi yapmadığını belirtti. Hablemitoğlu suikastının olduğu günlerde Mumcuoğlu’nun Kazakistan’da askeri görevde bulunduğunu belirten Göktaş, savcının "yasadışı yollarla Türkiye'ye gelerek" cinayeti işlediği kanısının yanlış olduğunu söyledi.

Göktaş, Mumcuoğlu’nun Kazakistan görevi sırasında kendisinin emir komutasında olmadığını belirtti ve Türkiye’ye gelmesi için kendisine izin veremeyeceğini ifade etti. Göktaş, "Tarkan Mumcuoğlu izinsiz veya kaçak olarak yurda gelse, hele de evine gitse lojmanda oturduğu için mutlaka görülürdü. Üzerinden kuş uçsa ÖKK’nın haberi olurdu" dedi.

MİT’TEN ALINAN VERİLER: GÖRÜŞME BİLGİLERİ, KONUŞMA İÇERİKLERİ YOK

Hukuka uygun delil olarak kabul edilmeyen ve MİT’ten temin edilen, 2002 yılına ait baz istasyonu verilerinin iddianamede kanıt olarak gösterilmesi üzerine de savunma veren Göktaş, telefon sinyalleri üzerinden cinayet timi kurulmasının mesnetsiz olduğunu belirtti.

Göktaş, suikasttan önce cinayeti işlediği iddia edilen Mumcuoğlu ile herhangi bir telefon görüşmesi olmadığını belirtti ve iddianamede herhangi bir konuşma içeriğinin olmamasına dikkat çekti. HTS-baz verilerindeki çelişkilerden bahseden Göktaş, dakikalar içerisinde Ankara ve İstanbul’da kaydının çıkmasının gerçeğe aykırı olduğunu söyledi.

SAVCIYI YALANLADI: İDDİANAMEYE DAYANAK GÖSTERİLEN HTS KAYITLARI GÖRÜŞMELERİN GERÇEKLEŞMEDİĞİNİ KANITLADI

Göktaş, iddianamede kendisine suikastı “sipariş ettiği” öne sürülen eski MİT’çi Enver Altaylı ve FETÖ’cü Mustafa Özcan ile herhangi bir görüşmesinin olmadığına, bir araya geldiklerine dair kanıt bulunmadığını belirtti. Nitekim HTS kayıtlarında da her iki kişiyle de görüşmediğinin ortaya çıktığını ifade etti.

Göktaş, suikastı “sipariş ettiği” söylenen Envet Altaylı ve Mustafa Özcan ile iddianamede görüştüklerine dair yer alan kısımlarla ilgili HTS-baz kayıtlarında bu durumun gerçek olmadığının kanıtladığına dikkat çekti.

HABLEMİTOĞLU’NUN EŞİ, TETİKÇİ OLDUĞU İDDİA EDİLEN MUMCUOĞLU İLE YÜZLEŞTİRİLMİŞTİ

Tetikçi olduğu öne sürülen eski Yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, dün görülen duruşmada, iz bırakmamak için o dönem görevli olduğu Kazakistan'dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC), oradan da gizlice Türkiye'ye gelerek cinayeti işlediği iddialarını yalanlamıştı.

Hablemitoğlu’nun suikasta uğradığı günlerde Türkiye’de olmadığını söyleyen Mumcuoğlu, “Ben Hablemitoğlu cinayeti işlendiğinde o tarihte, 18 Aralık 2002’de Kazakistan’da görevdeydim. Kazak subayları eğitmek için gitmiştim. Kasım 2002-Mayıs 2003 döneminde hep Kazakistan’daydım, hiç ayrılmadım” demişti.

Mumcuoğlu’nun sözlerinin arından Necip Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu’na teşhis işlemi yaptırılmıştı. Mumcuoğlu’na bakan Şengül Hablemitoğlu, “Aradan 20 yıl geçti. Kimsenin günahına girmek istemem ama eşimin yanında gördüğüm kişiye bakışları ve gülüşü çok benziyor. Ama çok zaman geçti. Kendisi beni hayatında görmediğini söylüyor. Bunun üzerine bir şey diyemiyorum” demişti.

ZİHNİ ÇAKIR’I İŞARET ETMİŞTİ: SAVCIYLA GÖRÜŞTÜĞÜNÜ ÖNE SÜRMÜŞTÜ

Hablemitoğlu suikastı zanlılarından Nuri Gökhan Bozkır, duruşmanın ilk gününde hakim karşısına çıkmıştı.

Bozkır savunmasında, FETÖ kumpası Ergenekon davasında “Ergenekon’un 1 numarasını tanıdığını” ileri süren ve tanık da olan Zihni Çakır’ın kendisini yönlendirdiğini öne sürmüştü. Bozkır, “Zihni Çakır beni sürekli aradı. Sürekli irtibat halindeydik. Ukrayna’ya kaçan FETÖ’cüleri yakalatmak istediğimizi söyledi. Yardımcı olurum dedim. Zihni Çakır’ın yeğeninin de Ukrayna’da restoranı vardı. Yanıma gelip giderdi” demişti.

Bozkır savunmasının devamında, Zihni Çakır ile iddianameyi yazan savcı Zafer Ergün ile sık sık görüştüğünü öne sürdü ve “Zihni Çakır dosya içindeki evrakları bana gönderip sorular sorardı. Bal köpüğü renkte bir aracın fotoğrafını da gönderip sanıklardan Tarkan’ın gönderip göndermediğini sormuştu” diye konuşmuştu.

MİT İŞKENCE YAPTI VE “SABAH’IN ESKİ İSTİHBARAT ŞEFİ DOSYADAKİ BİLGİLERİ GÖSTERDİ” İDDİASI

Dönemin Sabah gazetesi istihbarat şefi Abdurrahman Şimşek’in kendisini ziyaret ettiğini söyleyen Bozkır, Hablemitoğlu dosyasından bilgiler getirdiğini öne sürmüş ve “2020 yılı şubat ayında Abdurrahman Şimşek yanıma geldi. Benim şoförüm aldı onu havaalanından. İş yerime geldi. Elinde soruşturma dosyasından bilgiler vardı. Bana gösterdi. Bana ‘2 yıl yatarsın çıkarsın’ dedi” ifadelerini kullanmıştı. FETÖ’nün, MİT’e yönelik kumpas operasyonu sonrasında, 7 Şubat MİT Kumpası iddianamesine göre, MİT mensuplarının ifşasında rol oynayanlar arasında Abdurrahman Şimşek de vardı. Şimşek, Hakan Fidan’ın tutuklanacağını bilgisini FETÖ’cü firari eski savcı Zekeriya Öz’ün kendisiyle paylaştığını söylemişti.

Bozkır, savunmasında şunları anlatmıştı:

“Beni gizli tanık yapacaklardı bir anda sanık oldum. Ankara’da beni MİT personeli aldı. 25 gün Esenboğa Havaalanı’na yakın bir yerde başıma çuval geçirildi. Sürekli dayak yedim, küfrettiler. Köpek muamelesi yaptılar. MİT’te gözaltındayken, Sedat Peker ve Can Dündar’ı sordular, Hablemitoğlu suikastıyla ilgili hiçbir şey sormadılar. Ukraynalılar benden çok özür diledi. ‘Sizinkiler istedi’ dedi. Ukrayna istihbaratına ait uçakla tabut içinde Türk istihbaratı istediği için götürüldüm."

İDDİANAMEDE NELER VARDI?

Ankara’daki evinin önünde 18 Aralık 2002’de uğradığı suikast sonucu yaşamını yitiren Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesine yönelik soruşturma tamamlanmıştı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 364 sayfalık iddianame, Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.

İddianamede, FETÖ lideri Fethullah Gülen, FETÖ’cü Mustafa Özcan, eski MİT’çi Enver Altaylı, Hablemitoğlu'nu tasarlayarak öldürmeye azmettirmekle suçlanmıştı. İddianamede, firar ettikten sonra Bulgaristan’da tutuklanan ve hakkında iade talebi bulunan emekli Albay Levent Göktaş, emekli Yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ve emekli binbaşı Fikret Emek'in Hablemitoğlu'nu "tasarlayarak öldürdükleri" belirtildi ve ağırlaştırılmış müebbet talep edilmişti.

Nuri Gökhan Bozkır’ın, Türkiye’ye getirildikten sonra 8 Şubat 2022’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca alınan ifadesi iddianamenin en önemli bölümlerini oluşturmuştu.

2015 yılında Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde durdurulan soğan yüklü bir TIR'da “infilaklı fitil” taşınmasına ilişkin dosyada adı geçen Bozkır, bu tarihlerde Ukrayna’ya kaçmıştı.

Suriye’ye silah ticaretini Levent Göktaş ile yaptığı iddia edilen Bozkır, yıllarca kaçak yaşadı. Ancak Bozkır, Ukrayna’ya kaçmadan bir yıl önce yani 2014’te Hablemitoğlu cinayeti üzerine Berat Albayrak’a yakınlıklarıyla anılan dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili İrfan Fidan ve dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan ile görüşmüştü.

Depremde yıkılmamıştı: 'Ekstrem bir proje uygulamadık' açıklaması Güncel Adıyaman Besni'de arama kurtarma çalışmaları tamamlandı Güncel Depremzedeler için toplanan yardımı sattığı iddia edilen şahıs tutuklandı Güncel 'Hatay'ın yüzde 55'i bitti; o kapıyı devirir, gireriz içeri!' Gündem