İmamoğlu Salon Engeline Rağmen Kastamonu'da Kolları Sıvadı! İktidara Hodri Meydan: 'Namus ve Şeref Sözü Veriyorum...'

Abone ol

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 'salon' engeliyle karşılaştığı Kastamonu'da kolları sıvadı, iktidara meydan okudu. 'Namus ve şeref sözü veriyorum' diyen İmamoğlu, "Allah şahit, bu savaşı kazanacağım. Öyle de kazanacağım böyle de kazanacağım. Hodri meydan!" dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 'salon' engeliyle karşılaştığı Kastamonu'da konuştu. İmamoğlu konuşmasına vatandaşların sloganları üzerine 'kollarını sıvayarak' başladı. İktidara 'Bre gafiller' diyerek seslenen İmamoğlu, "Sultan Süleyman'a kalmadı bu dünya, size mi kalacak zannediyorsunuz? Ne diyor İstiklal Marşı? Korkma diyor, korkma. Ama sen kork! Sen kork, bu milletten kork. Eminim her gece rüyasına giriyorum. Rüyasında kendine ait zannettiği koltuğu millet altından çekince gece uykusundan uyanıyor. Ama korksunlar çünkü o sandık senin değil milletin. Millet o koltuğu almaya geliyor, sandıkta seni evine gönderecek" dedi.

Öte yandan İmamoğlu, 5 yıl önce CİMER'e gelen şikayet üzerine diplomasının yasal olduğunu bildiren İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Kamil Ahmet Köse’nin istifa ettirildiğini açıkladı.

İmamoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Gençler size söz iktidar olana kadar bu ceket giyilmeyecek, bu kollar hep sıvalı kalacak, hiç endişeniz olmasın. Aklında kötülük olanların, hak hukuk tanımayanların derdi başka olur. Onlar Ramazan ayı dinlemez, hiçbir şekilde insanların hak ve hukukuna bakmaz. Onlar zulümlerini zalimliğini büyütmenin derdinde olurlar. Çünkü kurdukları israf ve istibdat düzeni ancak zalimlerle ayakta kalabilir. Zalimlerin zulümlerin en büyüğünü bugünkü ekonomik şartlar nedeniyle vatandaşlarımızın yaşadığını unuturlar. İşçinin, çiftçinin, esnafın, emeklinin eline geçen para ekonomiyi yönetemeyen iktidarın vatandaşa net olarak zulmüdür. İktidarın birilerini zengin edip bunun yükünü milyonlarca dar gelirli vatandaşın üstüne bindirmesi zulmün daniskasıdır. Zulmedenler millet elindekiyle yetinsin isterler hatta onlar sabretsin, şükretsin isterler, açmış evinde aş pişmiyormuş tencereleri boşmuş buna bakmazlar. Çünkü millet hakkını talep etmeye başlarsa, isyan ederse ne olur? Zulmedenler koltuklarında oturamazlar. Buradan söylüyorum; o devir kapandı, o devir bitti, milletimiz hakkını almaya geliyor! Zulmedenlerin koltukları sallanıyor, hem de zangır zangır sallanıyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin Kastamonu'da ve Türkiye'nin dört bir yanında ezici çoğunlukla yerel iktidara gelmiş olmasının anlamı tam da budur.

'MİLLETİN HAKKINI MİLLETE VERECEĞİZ'

Bizler israfa, ranta, partizanlığa geçit vermeyen bütün engellemelere rağmen rekor düzeyde icraat ve yatırım yapmayı başaran kendisini belediyelerde kanıtlamış bir yönetim anlayışını güçlü bir şekilde iktidara taşımak için yola çıktık. Bu yolculuğun tek bir hedefi var, bu israf ve istibdat düzenini yıkmak. Gördüğünüz herkese söyleyin; biz geliyoruz, milletin evlatlarıyla milletimizin iktidarını kurmaya geliyoruz, milletin hakkını millete vermeye geliyoruz!

'PİLİ BİTENLER EVE GİDECEK'

Ön seçim ile birlikte Türkiye'de tek adamlığın, masa başı siyasetçilerin devrimini kapatacağız. 23 Mart'ta tek adam rejimine karşı mücadele kararlılığımızı eksiksiz göstereceğiz. Kararlıyız, iktidar olacağız. Ama bir şeyin altını çizelim; biz ülkeyi tek başımıza yönetmenin hayalini kurmuyoruz. Bizim hayalimiz bu ülkenin bir daha asla tek adamlığın, tek partinin, ülkenin kurumlarını ve kuruluşlarını partizanlığa esir etmişliğin, tek fikrin hakimiyeti altına girmemesi yolculuğudur. Biz çoğulcu, özgürlükçü, parlamenter demokrasiye yürekten inanıyoruz. Bu inancı paylaştığımız bütün siyasi partilerle, tüm toplum kesimleriyle, tüm muhalif çevreyle sonuna kadar demokrasi adına, bu ülkenin çağdaş geleceği adına birlikte yürümeye kararlıyız. Ama geçmişte yapılan bir kısım yanlışlardan da uzak duracağız. Bu son şansı asla heba etmeyeceğiz. Milletimizin artık halkçı, adaletli, liyakatli bir yönetim istediğini biliyoruz. Bunların vakti doldu. Şimdi yenileşme, gençleşme, değişme vakti. Hayatın da siyasetin de kuralı budur. Vakti dolanlar, pili bitenler evine gider. Onların yerine umut verenler, tuttuğunu koparanlar, enerjisini millete harcayacak olanlar iktidara gelirler.

'EMİNİM HER GECE RÜYASINA GİRİYORUM'

Sarayın salonlarında keyif çatanlar, milleti unutanlar gider. Sokaklara, çarşılara, pazarlara çıkamayanlar gider. Kim gelir? Bizler geliriz. Biz kimiz? İşte buradaki insanlar. Yasaklara rağmen coşkuyla bir araya gelen cesur insanlar. Milletin evlatları. Siz geliyorsunuz değerli dava arkadaşlarım. 23 Mart'tan çok korkuyorlar, zangır zangır titriyorlar. Eminim her gece rüyasına giriyorum. Rüyasında kendine ait zannettiği koltuğu millet altından çekince gece uykusundan uyanıyor. Buradan onu hissedebiliyorum. Ama korksunlar çünkü o sandık senin değil milletin. Millet o koltuğu almaya geliyor, sandıkta seni evine gönderecek.

'ALLAH SİZİ ISLAH ETSİN'

En çok demokrasiden korkuyor. Biz demokrasi aşığıyız, o korkuyor. Bir de İmamoğlu ismini duyunca tedirginlikle sağına soluna bakıyor. Çok korkuyor. O kadar korkuyor ki bu korku açıkçası her daim onu tedirgin ediyor. Benimle çağrılarıma rağmen Türk milletinin huzuruna çıkıp mertçe yarışacak cesareti de yok. Onun için verdiği talimatlarla tuzaklar hazırlıyor, bana çelme takmaya çalışıyor, bana yaptıkları sık davetlerle adeta ikinci Saraçhane'ye döndürmeye çalıştığı savcılık, bugün alelacele bir kez daha İstanbul Üniversitesi'ne yazı yollayarak diplomamla ilgili baskı yapma sürecine devam etmiş, buraya gelirken öğrendim. Çok aceleleri var. Muhtemelen 'Bu işi 23 Mart'tan önce halledin' demişlerdir. Bu süreçte daha önce, 2020 yılında diplomamı sorgulayan CİMER'e fakültem tarafından İmamoğlu'nun yatay geçişi her yönüyle uygundur raporu verilmişti. Bu raporu biz bile yeni öğrendik. 2020'de sormuş, fakülte cevap vermiş. Altında dekan olan profesörün de imzası var. 2020'de bu raporu veren dekan Prof. Dr. Kamil Ahmet Köse'ye öyle baskı yaptılar, öyle canından bezdirdiler ki... Yılların bilim insanı istifa etmek zorunda kaldı. Dertleri ne? Ekrem'in diplomasını iptal ettirecekler. Bu kötülük, bu kötü akıl, bu Cumhurbaşkanı'nın ürettiği korku iklimi düzgün, namuslu insanlara yüklediği yükün karşılığıdır. Yılların bilim insanına bile bunu yaptırdılar. Allah sizi ıslah etsin!

'NAMUS VE ŞEREF SÖZÜ VERİYORUM Kİ...'

Ben Ekrem İmamoğlu, namusu şerefi için yaşayan bu ülkenin milletine hizmet etmek için ant içmiş olan İmamoğlu, namus ve şeref sözü veriyorum ki ben bu savaşı kazanacağım. Allah şahit, buradan söylüyorum. Bu savaşı bana değil, milletin iradesine karşı açan bu akla karşı kazanacağım. Söz veriyorum, öyle de kazanacağım böyle de kazanacağım. Hodri meydan!

'BRE GAFİLLER...'

Söz veriyorum, Allah bana ne kadar ömür verirse namuslu, şerefli, haysiyetli, onurlu duranların hep yanında duracağım. Aslanlar gibi onları savunacağım. Ama hem bu yaşamın geçici adil mahkemelerinde, ama asıl mahkeme Kübra'da sizlerle kul hakkı üzerinden hesaplaşacağım. Unutulmasın, Sultan Süleyman'a kalmadı bu dünya, size mi kalacak zannediyorsunuz bre gafiller!

'SEN KORK, BU MİLLETTEN KORK'

İstiklal Marşımızın kabulünün 104'üncü yıl dönümü bugün. Mehmet Akif Ersoy'un ruhu şad olsun. Ne diyor İstiklal Marşı; 'Korkma' diyor. Ama sen kork... Sen kork, bu milletten kork! Bu millet İstiklal Marşı 'Korkma' diye başlarken, sizden mi korkacak? Bu millet sizden korkacak öyle mi? Sizden korkmaz, ama bu millet sizin düştüğünüz bu acizliğe, basit kumpaslarınıza, şantajlarınıza montajlarınıza, korkaklığınıza gülüyoruz. Bunlardan asla korkmayın, İstiklal Marşı'nın size dediğini yapın. Hiç merak etmeyin, gidecekler.

'TOPLU İĞNE MÜDAHALESİ GİBİ...'

Recep Tayyip Erdoğan kim biliyor musunuz? 26 Şubat 1954 İstanbul doğumlu bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Bakın bunu iyi dinleyin, insanları insan olarak değerlendirin. Gözünüzde kendisini konumlandırıp sizin onu büyütmenizi istiyor olabilir. Öyle değil o. Toplu iğnelik müdahalesi gibi. 1954 doğumlu 86 milyon vatandaşımızdan bir tanesidir. İşte bu devletin her vatandaşımız ne kadar sahibiyse Erdoğan da o kadar sahibi, bunu unutmayın. Ben de 3 Haziran 1971 Trabzon doğumluyum. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Erdoğan unutmuş ama ben çok iyi biliyorum; bu ülkede kimin ne kadar hakkı varsa benim de o kadar hakkım var. Ben milletin karşısında hakkımın ne olduğunu da biliyorum, haddimi de biliyorum. Fark ne biliyor musunuz, ben Cumhuriyetçiyim, ben demokratım, ben Atatürk sevdalısıyım, ben Cumhuriyet Halk Partiliyim. Aramızdaki fark bu. Bizler hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu çok iyi biliyoruz, Atatürk'ten bu yana biliyoruz.

Onlar bizi sindirmek istiyor, biz sinmeyeceğiz. Sevgili dostlarım, az önce İstiklal Marşı'nı ve Mehmet Akif Ersoy'u andık, İstiklal Marşı'nın iki kıtasıyla marşımızı söyleriz, 3. kıtası biraz ihmal edilir. 10 kıtanın 3'üncüsü benim ruhumda çok özeldir; 'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım; Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.' Bu duyguları yüreğinizde taşıyın, o sandık ne yaparlarsa yapsınlar kurulacak."

Mansur Yavaş Çok Net Konuştu: 'Kavga Bekleyenler Avucunu Yalayacak' Güncel Özgür Özel Noktayı Koydu! 'CHP'de Kriz Bekleyenler...' Güncel