İPA, 'Türkiye'nin İsraf Karnesi'ni Yayımladı: İşte Kalem Kalem Kamuyu Zarara Uğratan Harcamalar

Abone ol

İBB'ye bağlı İPA, 'Türkiye'nin İsraf Karnesi' raporunu paylaştı. Rapora göre KKM yüzünden kamu iki yılda 1 trilyon 58 milyar lira zarara uğradı. KÖİ projelerinin garanti tutarları, yatırım tutarlarını katladı. Baskı ve cilt giderleri son dört yılda 20 katına çıktı. Taşıt bakım ve onarım giderlerinde yüzde 410 artış yaşandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) bağlı İstanbul Planlama Ajansı (İPA) 'Türkiye’nin İsraf Karnesi' raporunu bugün yayımladı. Rapor, İPA'nın X hesabından "Ekonomik kriz ağırlaşırken, kamuda israf artıyor, kaynaklar etkin ve verimli kullanılmıyor" notuyla paylaştı.

İşte rapordan öne çıkan başlıklar ve açıklamalar:

FAİZ GİDERLERİ

"Türkiye’de uygulanan ekonomi ve maliye politikalarının bir yansıması olarak son dönemde bütçe açıklarının hızla artmakta olduğu görülmektedir.

2022 yılı Temmuz ayı sonu itibariyle 3 trilyon 620 milyar lira olan merkezi yönetim borç stoku 2024 yılı Temmuz ayı sonu itibariyle 8 trilyon 106 milyar liraya çıkmıştır. Merkezi Yönetimin iki yıldaki borç stoku artışı %127,87 olmuştur. Aynı dönemde Yİ-ÜFE değişimi ise %104,28’dir. Yİ-ÜFE artışının da üzerinde bir borç artışı söz konusudur. Artan borçlar ve yükselen faizlerle birlikte merkezi yönetim bütçesindeki faiz giderleri hızla artma eğilimine girmiştir.

2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde yer alan faiz harcama hedefinin 2019 yılında gerçekleşen faiz ödemesinin 12,5 katı olduğu görülmektedir. Uygulanan politikalar sonucunda ortaya çıkan bütçe açığı artışı, borçlanma gereksinimindeki yükseliş ve hızla artan faiz harcamaları nedeniyle artık vatandaş tarafından ödenen vergilerin daha büyük kısmı faize gitmektedir.

2016 yılında vergi olarak ödenen her 100 liranın 10 lira 95 kuruşu faiz harcamasına giderken, 2024 yılında ise her 100 lira verginin 16 lira 93 kuruşunun faize gideceği hesaplanmıştır. Bütçeden faize giden tutarın daha az kamusal hizmet, daha az altyapı yatırımı anlamına gelmesi sebebiyle faiz, vergiler üzerindeki en büyük israf kalemi olarak tanımlanmaktadır.

KUR KORUMALI MEVDUAT

Kur korumalı mevduat uygulaması, dönemin Hazine ve Maliye Bakanı tarafından bütçeye, dolayısıyla da kamuya hiçbir yükü olmayacak bir politika aracı olarak tanıtıldı ancak kur korumalı mevduat yüzünden kamu iki yılda 1 trilyon 58 milyar lira zarara uğradı.

KAMU-ÖZEL İŞBİRLİĞİ PROJELERİ

Uygulamada normal bütçede görülmeyen kamu özel işbirliği uygulamalarına yapılan harcamalar gizleniyor. Sayıştay ve Dünya Bankası verileri araştırılınca garanti ödeme tutarlarının yatırım maliyetlerinin kat kat üstünde olduğu görülüyor. Örneğin Kuzey Marmara Projesinin Kınalı-Odayeri kesimi yatırım tutarının 1 milyar 40 milyon dolar olmasına rağmen garanti tutarı yatırım tutarının 2,4 katına ulaşıp 2,5 milyar dolar oldu.

Aşağıda yine Sayıştay Raporları üzerinde yapılan titiz çalışmalar sonucunda ulaşılan bazı otoyol projeleri için verilen garanti tutarları yer almaktadır.

Dünya Bankası veri tabanından ulaşılan verilere göre, 2,5 milyar dolar garanti verilen Kuzey Marmara Projesinin Kınalı-Odayeri kesimi yatırım tutarının 1 milyar 40 milyon dolar; garanti tutarının yatırım
tutarının 2,4 katı; 4,5 milyar dolar garanti verilen Kuzey Marmara Projesinin KurtköyAkyazı kesiminin yatırım tutarının 1,6 milyar dolar; garanti tutarının yatırım tutarının 2,7 katı; 2,4 milyar euro garanti verilen Ankara-Niğde otoyolu projesinin yatırım tutarının 1,2 milyar dolar; garanti tutarının yatırım tutarının 2,1 katı olduğu anlaşılmaktadır.

Devlet Hava Meydanları İşletmeleri’nin (DHMİ) açıkladığı ‘2023 Faaliyet Raporu’na göre Yap-İşlet-Devret Projeleri’ne (YİD) verilen yolcu garantisi tutmadığı belirlenmiştir. Bu nedenle 2023 sonu itibarıyla işletmeci şirketlere 199,7 milyon euro (yaklaşık 6 milyar 940 milyon lira) ödenmiştir.

Öte yandan baskı ve cilt giderleri yıllar içinde düşmesi beklenirken son 4 senede neredeyse 20 katına çıkmıştır.

Büro mefruşat alımlarının yıllar itibariyle değişimi aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

Kamuda tasarruf konusu gündeme geldiğinde veya kaynak ihtiyacı doğduğunda öncelikli olarak lojmanların satılmasının bir çözüm önerisi olarak sunulduğu bilinmektedir.21 Ancak merkezi yönetim bütçesine bakıldığında son yıllarda lojman kiralama uygulamalarının yaygınlaştığı görülmektedir. Örneğin, kira artışına %25 sınır getirildiği dönemde 2022 yılından 2023 yılına olan dönemde lojman kira harcamalarının %57,8 oranında artması yeni lojman kiralamalarının söz konusu olduğu ve devletin yurttaş için koyduğu sınırlamalarla kendini bağlı görmediği anlamına gelmektedir.

TAŞIT BAKIM VE ONARIM GİDERLERİNDE YÜZDE 410 ARTIŞ

Taşıt bakım ve onarım giderlerinde son üç yılda meydana gelen artışın çok yüksek boyutlara ulaştığı görülmektedir. 2021 yılında 670,3 milyon lira olan taşıt bakım ve onarım gideri 2023 yılında 2021 yılına göre %410 artış göstermiştir.

2023 yılında merkezi yönetim bütçesinden yapılan ilan gideri harcaması 2021 yılına göre %372 oranında artmıştır.

KAMU YÖNETİMİNDE LİYAKAT

Kamu yönetiminde liyakat esasının göz ardı edilmesi, istisnai kadro uygulamaları, sınavsız atamalarla ehliyetsiz kişilerin üst düzey görevlere getirilmesi hem hizmet kalitesini düşürmekte hem de maliyeti artırmaktadır. 19 yıldır bu konuda hiçbir iyileştirici adım atılmamış ve bu uygulamalar yaygınlaşarak mevcut yönetim anlayışı için bir ekol haline gelmiştir."

'DEVLET BÜTÇESİNİN BÜYÜK KISMI BOŞA HARCANMAKTA'

Raporun sonuç kısmında şu değerlendirmelere yer verildi:

"Türkiye’de kamusal kaynakların verimsiz kullanımı ve israfı, hem ekonomik kaynakları tüketmekte hem de toplumun genel refahını olumsuz etkilemektedir. Raporda sunulan veriler, kamusal kaynakların daha etkin ve şeffaf kullanılmadığı sürece israfın önlenemeyeceğini göstermektedir. Kamu-özel işbirliği projeleri, faiz harcamaları, Kur Korumalı Mevduat ve liyakatsiz atamalar gibi alanlarda israf, kamusal kaynakların halk için kullanılmasını engellemekte ve devlet bütçesinin büyük kısmını boşa harcamaktadır.

İsrafın önlenebilmesi için kamuda şeffaflık ve hesap verebilirlik mekanizmalarının güçlendirilmesi, denetim süreçlerinin etkinleştirilmesi ve uzun vadeli stratejik planlama yapılması gerekmektedir. Merkezi yönetimden yerel yönetimlere kadar tüm kamu yönetimi birimlerinde, halkın çıkarlarını önceleyen ve sürdürülebilir bir israfla mücadele politikası geliştirilmesi elzemdir. Aksi takdirde, israfın boyutları daha da büyüyerek ülkenin hem bugünü hem de geleceği açısından ciddi tehditler oluşturmaya devam edecektir."

Batman'da Motosiklet Sürücülerine Ceza Yağdı Güncel Afyon'da 4 Köy Evi Yandı Güncel Marketteki Omuz Atma Dehşetinde Tutuklu Kalmadı Güncel Esnaflar Tartıştı, Kan Aktı Güncel