İstanbul depremi için muhtemel dört senaryo: '260 bin bina riskli; hasar ve yıkım maksimum olacak'
Jeofizik Yüksek Mühendisi Mustafa Serhat Durmuş, İstanbul'da 260 bin binanın riskli olduğunu hatırlatarak öngörülen depremde kırılacak 108 kilometrelik fayın şehir merkezine uzaklığının 20 kilometre olduğunu ifade etti. Durmuş, İstanbul'da beklenen hasarın büyüklüğüne dikkat çekti.
Birçok senaryonun ortaya atıldığı beklenen İstanbul depremiyle ilgili çarpıcı analizler yapan Jeofizik Yüksek Mühendisi Mustafa Serhat Durmuş, şehirdeki 260 bin binanın riskli olduğunu söyleyerek, öngörülen depremde kırılacak 108 kilometrelik fayın şehir merkezine uzaklığının 20 kilometre olduğunu söyledi. 1999 depreminde kırılmanın merkeze 200 kilometre uzaklıkta olduğunun altını çizen Durmuş, bu yüzden maksimum yıkım beklendiğini kaydetti.
Kahramanmaraş depremleriyle birlikte Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeği çok acı bir şeklide yeniden hatırlandı. Yaraların sarılmaya devam edildiği bu günlerde gözler bir diğer endişe konusu olan İstanbul depremine çevrildi. Merkez üssü İstanbul olması beklenen depremin her an gerçekleşme ihtimali yüzde 65 ila 70 arasında öngörülüyor.
Deprem olmayan her yıl bu riskin yüzde 2.5 arttığını kaydeden İstanbul Esenyurt Üniversitesi Öğretim Üyesi, Jeofizik Yüksek Mühendisi Mustafa Serhat Durmuş, üç yıl içerisinde bu oranın yüzde 75’i bulacağını belirtti. Büyüklüğünün ise 7.2 ila 7.6 aralığında olmasını beklediklerini söyleyen Durmuş, öngörülen A, B, C, D modeli deprem senaryolarıyla ilgili şu analizini yaptı:
"A MODELİ"
"Gerçekleşmesi beklenen ilk senaryo A modelidir. Körfezde kırılmanın başlayacağı ve Marmara ortalarına kadar yaklaşık 119 kilometrelik bir kırılmanın olacağı ve bu kırılma neticesinde 7.5 büyüklüğünde bir deprem olacağı öngörülüyor."
"B MODELİ"
Orta Marmara çukurunda bir kırılmanın yaşanacağı öngörülüyor. Yaklaşık 108 kilometrelik bir fay kırılması olacağı söyleniyor. Burada oluşacak deprem 7.4 büyüklüğündedir.
"C MODELİ"
C modeli en kötü senaryolardan biri olarak nitelendiriliyor. Bu modele göre; Körfezde başlayacak olan depremin Orta Marmara çukurunu tamamen kırıp, Marmara’nın sonuna kadar gideceğini gösteriyor. Burada 174 kilometrelik bir kırık meydana gelerek, 7.7’lik bir depremin meydana gelmesi bekleniyor. Bu senaryo ile İstanbul’un kıyı bölgesinde çok ciddi bir yıkım oluşabileceği öngörülüyor.
"D MODELİ"
D modeli en iyimser senaryo olarak değerlendiriliyor. Bu deprem senaryosuna göre sadece Körfez’de kırık meydana geleceği, 37 kilometrelik bir kırık olacağı ve bunun da 6.9 büyüklüğünde bir deprem meydana getireceği öngörülüyor. Bu senaryoda yıkımın diğerlerine oranla minimum düzeyde olacağı düşünülüyor.”
"B MODELİ DEPREM SENARYOSU İHTİMALİ ÜZERİNDE DURULUYOR: 108 KİLOMETRELİK FAY KIRILACAK"
İstanbul’da B modeli deprem senaryosunun gerçekleşeceğini düşündüğünü belirten Durmuş, muhtemel bu depremin İstanbul kıyı şeridinde ciddi anlamda yıkım oluşturacağını kaydetti. Bu kırığın şehir merkezine olan uzaklığının 20 kilometre olacağını belirten Durmuş, “Orta Marmara çukurunda bir kilitlenme olduğunu ve o bölgede çok fazla deprem olmadığını görüyoruz. Enerji birikimi de orada. Eğer bu nokta bir kırılma olursa, 108 kilometrelik fay komple kırılacaktır. Buradaki 7.4 büyüklüğündeki depremden çıkan enerji 1999 depremindeki gibi olmayacak. Çünkü 1999 depremi İstanbul şehir merkezine 200 kilometre mesafedeydi. Bu beklenen depremde ise 20 kilometredir. Bu nedenle oluşacak hasar ve yıkım maksimum olacaktır” diye konuştu.
RİSKLİ İLÇELER SIRALANDI
B modeli depremin etkisinin en yüksek hissedileceği ilçeleri sıralayan Durmuş, “İstanbul’da 39 ilçe arasında Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bayrampaşa, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Fatih, Güngören, Küçükçekmece, Silivri ve Zeytinburnu’nda etkisi fazla olacak. Bunun yanı sıra zemini iyi olan yerler de var. Gaziosmanpaşa, Kâğıthane’nin üst kısımları, Şişli, Beşiktaş, Kadıköy gibi zemini kum taşı veya grovak olan yerler var. Ancak genel olarak baktığımızda zemin anlamında 39 ilçenin 13’ünde problem bekliyoruz. Diğer ilçelerin orta ve orta üstü seviyede olduğunu söyleyebiliriz. Genel olarak tüm yapı stokunun yüzde 70’inin 1999 depreminden önce yapılmasından dolayı zemin etütünün yapılmadığı, yapı denetim hizmeti almadığı, gerekli kontroller ve iskânlar olmadığı için sıkıntı yaşanacağı bekleniyor” dedi.
"AVRUPA YAKASINDA ŞİDDET DAHA YÜKSEK OLACAK"
Depremin Avrupa Yakası’nı daha fazla etkilemesinin nedenini açıklayan Durmuş, “Jeolojik olarak bu bölgedeki kayaçlar daha genç. Beklenen depremde Avrupa Yakası’nın daha çok hasar alması bekleniyor. Anadolu Yakası’ndaki kayaçlar daha yaşlı olduğu için depremde daha dayanıklı olacaktır. Faya yakınlık etkili bir faktördür. Kırılmasını beklediğimiz fay, Silivri açıklarındaki 1766 fayının olduğu bölgede şehir merkezine yaklaşık 20 kilometre mesafededir” şeklinde konuştu.
260 BİN BİNA RİSKLİ
İstanbul depreminin risk haritasının ele alındığı “İstanbul İl Risk Azaltma Planı Toplantısı”na katılan Durmuş, toplantıda İstanbul’daki tüm ilçelerin beklenen deprem özelinde tek tek değerlendirildiğini belirterek, “İhtimallerin sıralandığı toplantıda en fazla dikkat çekilen husus yapı stoku oldu. İstanbul’da şu an bir milyon 200 binin üzerinde yapının olduğunu ve bu yapıların yaklaşık yüzde 70’nin 1999 depreminden önce inşa edildiği ve yaklaşık 260 bininin riskli olduğu kaydedildi. Özellikle okul binalarının depreme hazırlıklı olup olmadığıyla ilgili deprem testlerinin yapılasının acil olduğundan bahsedildi” ifadelerinde bulundu.
"1999 SONRASI YAPILAN YAPILAR DAHA RİSKLİ"
Tüm vatandaşların oturdukları binaların deprem testi analizini yaptırmasını öneren Durmuş, Riskli Yapı Tespit Belgesi olan üniversitelerin de bu analizleri yaptığını hatırlattı. Yapılması gerekenin oturup deprem olmasını beklemek değil, binaların kontrol ettirilmesi olduğunu kaydeden Durmuş, “Binalarda bir problem varsa güçlendirmeye gidilerek, kurtarılabiliyor mu buna bakılmalı. Eğer güçlendirmeyle de kurtarılamıyorsa o bina yıkılmalıdır. 1999 öncesi yapılan binalar kadar sonrasında yapılanlar da riskli olabilir. Çünkü 1999 sonrası yapılan binaları incelediğimizde olması gereken demir sayılarını maalesef kolonlarda göremiyoruz. C25 çıkması gereken kolonların C16 çıktığını görüyoruz. Dolayısıyla vatandaşlar binalarının 1999 depreminden sonra yapılmasına güvenmesinler. Bir binanın sadece kolonlarına bakarak bu bina yıkılmaz demek imkânsızdır. 6 Şubat depremlerinde binalara dışarıdan bakıldığında hiç yıkılmazmış gibi duran 2019, 2020 yıllarında yapılmış binaların dahi yıkıldığını gördük. Yapılması gereken en önemli nokta bina analizlerinin yapılması ve gereken tedbirlerin alınmasıdır. Çünkü bu deprem mutlaka olacak” diyerek sözlerini sonlandırdı.