İşverenden grev çadırının elektriğini ve suyunu kesti: 'Bireysel teklifleri kabul etmedik'
Eskişehir’deki Atışkan Alçı Fabrikası'nda Kristal-İş Sendikası üyesi işçilerinin sürdürdüğü grevde, emekçilerin fabrikanın önüne kurdukları çadırda, işveren elektriği kestiği için sobada odun yakarak ısınmaya çalışıyor.
Eskişehir’deki Atışkan Alçı Fabrikası'nda Kristal-İş Sendikası üyesi işçilerin başlattığı grev 6 ayı aşkın bir süredir devam ediyor.
Grevdeki işçiler, fabrikanın önüne kurdukları çadırda, işveren elektriği kestiği için sobada odun yakarak ısınmaya çalışıyor. Kristal-İş Sendikası’nın işyeri temsilcilisi İsmail Saraç, “Greve çıktığımız ilk günler iş yeri, bize elektrik, su ve diğer imkanları sağlıyordu. Süreç ilerledikçe bizlere bireysel teklifler yapmaya başladı. Bizler, olacaksa bu işin sendika ile olması taraftarıyız. Bu yüzden bireysel tekliflerini kabul etmedik. Kabul etmediğimiz için suyumuzu kesti, elektriğimizi kesti; lavabolara almadı. Namaz kılıyorduk, namaz kılınan yeri kapattı” dedi.
Atışkan Yapı ve Endüstriyel Alçı Ürünleri San. ve Tic. AŞ'nin Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan fabrikasında çalışan 100’den fazla işçi, Kristal-İş Sendikası ve patron arasında yapılan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması nedeniyle 30 Haziran’da greve çıkmıştı.
Atışkan Alçı işçilerinin grevi, fabrika önüne kurdukları çadırda 6 ayı aşkın süredir devam ediyor. Grevde 193 günü geride işçiler, işveren çadırın elektriğini kestiği için sobayla ısındıklarını söylediler. İşçilerden biri, sobada yakmak için biriktirdikleri odunları ve çadır içinde sobayla ısınan arkadaşlarını göstererek, “Odun biriktirdik. İşveren elektrik ve suyumuzu kestiği için ihtiyaçlarımızı sobadan karşılıyoruz. Normalde yazın bu naylon çadırı kullanıyorduk ama kış geldiği için bu çadırı aldık. Sobamızda tütüyor çok şükür. Odunlarımızı da çadıra istifliyoruz” dedi.
ANKA Haber Ajansı’na konuşan Kristal-İş Sendikası’nın işyeri temsilcilisi İsmail Saraç, şunları söyledi:
“YILGINLIK YOK, DİRENMEYE DEVAM EDİYORUZ. BU İŞİ BAŞARMAYI İSTİYORUZ”
“Yılgınlık yok, direnmeye devam ediyoruz. Bu işi başarmayı istiyoruz. Kasım ayı 2021 tarihinde biz, Kristal-İş Sendikası’na üye olduk. Üye olduğumuzda işveren, bize verdiği teşvik primini kesti. 6 ay boyunca, greve çıkasıya kadar primlerimizi kesti. Asgari ücret düzeyinde bir maaş alıyorduk, orantısız bir zam yaptı. Asgari ücretin üzerindeki maaşları asgari ücrete çekti. Ondan sonra sendika ile 3 sefer yüz yüze, 2 sefer de mail üzerinden taslak gönderimi oldu. Bu süreçte en son gelinen noktada, greve çıkmadan iki gün öncesi İstanbul Genel Merkez’de görüşme oldu, sendika ve işveren arasında. Orada da işveren sendikanın isteklerine yanaşmayınca 30 Haziran günü greve çıktık.
“BİREYSEL TEKLİFLERİNİ KABUL ETMEDİK. KABUL ETMEDİĞİMİZ İÇİN SUYUMUZU KESTİ, ELEKTRİĞİMİZİ KESTİ”
Greve çıktığımız ilk günler iş yeri, bize elektrik, su ve diğer imkanları sağlıyordu. Süreç ilerledikçe bizlere bireysel teklifler yapmaya başladı. Bizler, olacaksa bu işin sendika ile olması taraftarıyız. Bu yüzden bireysel tekliflerini kabul etmedik. Kabul etmediğimiz için suyumuzu kesti, elektriğimizi kesti; lavabolara almadı. Namaz kılıyorduk, namaz kılınan yeri kapattı. İş yeri, başka bir sendika ile grevi kırıp işçiyi almak istedi. Bizler içeriye girmedik. 120 kişi greve çıktık, şu anda 100 kişiyiz. Bu 100 kişiden üç arkadaşımıza da mazeretler üreterek, ‘Dışarıda çalışıyor’ diye iş sözleşmesini feshettiler. Onlar için de gereken müdahale yapılacak. İçeride hukuksuz bir üretim var, bunu biz CİMER’e şikayet ettik. Bakanlıktan müfettiş geldi ve bizim dediğimiz gibi içeride grev kırıcılığı yapıldığı onayını verdi. Bunun için mahkemeye gideceğiz ve sürece devam edeceğiz.
“SAYIN BAKAN ‘SENDİKALAŞIN’ DEDİ. BİZ SENDİKALAŞTIK, GREVE ÇIKTIK. GREVDE BURADAKİ SİYASİ PARTİLERDEN DESTEK ALDIK, AMA HÜKÜMET PARTİSİNDEN HİÇBİR ŞEKİLDE DESTEK ALMADIK”
Sayın Bakan, ‘Sendikalaşın’ dedi. Biz sendikalaştık, greve çıktık. Grevde buradaki siyasi partilerden destek aldık ama hükümet partisinden hiçbir şekilde destek almadık. ‘Biz sıkıntılıyız, mağduruz’ dediğimiz de bize kapılarını kapattılar. Vali Bey ile görüştük. Vali Bey, genel başkan ile görüştü. O şekilde de olmadı. Bütün imkanları deniyoruz. Biz buraya sendikalı girmek istiyoruz.”
“GEREK EKONOMİK ŞARTLAR GEREKSE HUKUKSUZLUKLAR, İŞVERENİN İŞÇİNİN SESİNİ DUYMAMASI BİZİ BU NOKTAYA GETİRDİ”
Grevdeki işçilerden Ersin Karabulut ise şöyle konuştu:
“Yaklaşık 14 aylık örgütlü mücadelemizin 6,5 ayını grevde geçirdik. Bu sürecin hepsini yasal dayanaklara ve kanunlara uyarak yaptık. Hiçbir hukuksuz faaliyetimiz yoktur. Bütün süreçleri sendika ile istişareler halinde ve danışarak yaptık. Hiçbir zaman Anayasa’yı çiğnemedik. Sayın Bakanı’mız, ‘Örgütlenin, sendikalaşın’ diyor. Biz sendikalaştık ve Türkiye’nin sendika tarihinde görmediği bir hızla yaptık. Bir günde sendikaya üye olduk, yetkiyi aldık. Toplu iş sözleşmesi sonuç vermedi. Bunun neticesinde grev kararı aldık. Gerek ekonomik şartlar gerekse hukuksuzluklar, işverenin işçinin sesini duymaması bizi bu noktaya getirdi.”