Jandarma Yalanlamıştı! İşte Tayfun Kahraman'a 'Kelepçeli İşkence'nin Kanıtı
İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı'nın MS hastası Gezi tutuklusu Tayfun Kahraman'ın sağlık kontrolüne götürülürken işkenceye maruz kaldığını yalanlamasının ardından Meriç Demir Kahraman hastane tutanağını paylaştı. Tutanakta, “Nörolojik muayenede özellik saptanmamıştır fakat her iki bilekte sağda belirgin kızarıklık mevcuttur” ifadelerine yer verildi.
Gezi Parkı Davası'nda 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Tayfun Kahraman'ın, MS hastalığı nedeniyle rutin nöroloji kontrolüne götürülürken kendisine eşlik eden kolluk güçlerinin saatler süren eziyetine maruz kaldığı ortaya çıkmıştı. Kahraman'a 'kelepçeli işkence'yi eşi Meriç Demir Kahraman sosyal medya hesabından duyurmuştu.
Tepki çeken uygulama sonrası Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturma, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ise idari soruşturma başlatılmıştı. Bunun üzerine açıklama yayımlayan İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı, Kahraman'ın sevk ve tedavi işlemlerinin kanun, yönetmelik ve yönergelere uygun olarak yapıldığını iddia ederek, iddiaları yalanlamıştı.
Meriç Demir Kahraman bugün ise sosyal medya hesabından hastane tutanağını paylaştı. Tutanakta, “Nörolojik muayenede özellik saptanmamıştır fakat her iki bilekte sağda belirgin kızarıklık mevcuttur” denildi.
'HUKUKİ SÜREÇ BAŞLADI'
Kahraman'ın paylaşımı şöyle:
"Yeni Adli yılın adil olmasını dileriz. Ekte, eşim Tayfun Kahraman’a yaşatılan insan haklarına aykırı muameleye dair tutanağı tüm kamuoyuna ve yetkili mercilerin bilgisine sunuyorum.
Kolluk kuvvetinden 4 personelin muayenene sırasında odada bulunarak hasta-doktor mahremiyetinin ihlal ettiği, bunun yanında Tayfun’un her iki elinde de kelepçenin aşırı sıkılması sonucu oluşan sekonder travma bu tutanakla yazılı kayıt altına alınmıştır.
Hukuki süreç başladı, takipçisiyiz. Biz kanundan ve diyalogdan başka hiçbir yol bilmeyiz.
'BU ZULÜM BİTSİN'
Eşim Tayfun Kahraman evvela masumdur, hakkındaki iddialara dair tek bir somut delil yoktur. Bunun yanında adil yargılanmamıştır, bu anayasal hakkı ihlal edilmiştir. Gerekli hukuki adımlar atılmadığı için hâlen tutukludur. 28 aydır özgürlüğünden, kızımız Vera'dan mahrum bırakılmıştır.
Tayfun'un masumiyeti ise belgelidir, tüm kamuoyu ile masumiyetinin bilgi ve belgeleri paylaşılmıştır. Tâli olarak; Tayfun Kahraman MS hastasıdır ve hasta hakları, insan hakları ihlal edilmiştir. Eşim Tayfun Kahraman’ın evimize, kızımız Vera’ya sağ salim kavuşacağı günü sabırla bekliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin şerefli, eşit ve özgür yurttaşları olarak tüm yetkililere, siyasilere ve hakimlere sesleniyoruz: Çok gecikmiş olan adaletin bir an önce tecelli etmesini sağlayın, bu zulüm bitsin."
NE OLMUŞTU?
Gezi davasında İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Nisan 2022’de hükmü açıklamış, ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasıyla Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Can Atalay, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Hakan Altınay ve Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası vermişti. Kahraman, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Can Atalay’la birlikte 25 Nisan 2022’den beri tutuklu.
Meriç Demir Kahraman, Gezi davası nedeniyle tutuklu bulunan eşi Tayfun Kahraman’ın sağlık kontrolüne giderken yaşadıklarına ilişkin açıklama yapmıştı. MS hastası eşinin rutin kontrole götürülürken 6,5 saat boyunca kelepçeli tutulduğunu söyleyen Meriç Demir Kahraman, “Kelepçesini bileklerindeki kan akışını durduracak ve fiziki zarar verecek şekilde niye sıktı? Talimatı kim verdi? Eşim, zarar gördüğünü söylediğinde inadına kelepçesini daha da sıkarak eziyet etmelerini ve bileklerinin yara içinde kalmasına yol açtıklarından haberiniz var mı?” diye sormuştu.
Meriç Demir Kahraman şu ifadeleri kullanmıştı:
"Yasa ve mevzuat gereği, doktor muayenesinde kolluk güçlerinin bulunması yasak olduğu halde, doktorun ve Tayfun Kahraman’ın hukuku hatırlatıp çıkmalarını istemelerine rağmen muayenehaneden çıkmamalarını talimat alarak mı yaptılar?"
Eşine yapılan kötü muameleyle ilgili tutanak tutulmasının engellendiğini öne süren Meriç Demir Kahraman, “Toplumun bütün kesimlerinden Tayfun’un masumiyetine ilişkin açıklamalar gelirken böyle bir muameleyi, kime ve ne mesaj olarak anlamalıyız? Özgürlüğümüzü elimizden aldınız, hukuku çiğnediniz. Ama haysiyetimize dokundurmayız” diye yazmıştı.