Kadıköy'de 'Kıyı işgali' eylemi: 'Bugün çit dikenlerin, yarın duvar örmeyeceğini nereden bileceğiz'
İstanbul’un Kadıköy ilçesinde, Su Ürünleri Kooperatifi’nin balıkçı teknelerinin güvenliğini sağlamak amacıyla kiracısı oldukları işletmenin kıyısındaki çitleri yükseltmesi protesto edildi.
İstanbul Kadıköy’de Su Ürünleri Kooperatifi, balıkçı teknelerinin güvenliğini sağlamak amacıyla kiracısı oldukları işletmenin kıyısındaki çitleri yükseltti. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan onay alınarak yapıldığı öne sürülen işlemin ardından İBB ekipleri, usulsüz olduğu gerekçesiyle çitleri geçen ay yıktı. Kısa bir süre sonra yeniden yapılan çitlere karşı mahalleli, bugün çitlerin önünde açıklama yaptı.
“Kıyılarımızdan vazgeçmeyeceğiz”, “Kıyılar halka kapatılamaz. Öncelikle kamu yararı gözetilir” ve “Kadıköy’den Akbelen’e selam olsun” yazılı dövizlerin taşındığı eylemde, “Ormanlar, dereler; sermaye değiller” sloganı atıldı. Hazırlanan ortak açıklamayı Yoğurtçu Parkı Dayanışması adına konuşan Seyhan Akın okudu. Kurbağalıdere’nin geçmişteki kirliliğini ve kötü kokusunu anlatan Akın, şunları söyledi:
"BİRDENBİRE TEL ÇİTLE KAPATILDI"
"1960’lardan 2020’ye kadar 60 yıl boyunca süregelen bu durum sonunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı ıslah çalışmasıyla nihayetlendi. Balıklar gelmeye başladı, virane hâldeki balıkçı barınakları düzenlendi ve Su Ürünleri Kooperatifi çatısı altında toplandı. Yoğurtçu Parkı da yeniden düzenlenince semt için bu Dereağzı Rıhtım bölgesi yeniden gezi alanı hâline geldi. Yıllardır bu anı bekleyen semt sakinleri birdenbire yürüyüş hattı olan kordonun 800 metre uzunluğunda ve 1,60 metre yüksekliğinde tel çitle kapatıldığını gördüler ve bu işlemi yapanın da Su Ürünleri Kooperatifi olduğunu öğrendiler. Gerekçeyse teknelere bağlama yeri olarak İl Tarım Müdürlüğü’nden kiralanmış olmasını gösterdiler.
"BURADAN ELDE EDİLMEYE ÇALIŞILAN KAZANÇ DA HUKUKA UYGUN DEĞİLDİR"
Anayasa’nın 43’üncü maddesine göre bütün kıyılar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılardan yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nda da kıyıların hiçbir şekilde ve yöntemle halkın erişimine kapatılamayacağına dikkat çeker. İlaveten Su Ürünleri Kooperatifi’nin faaliyet alanı bellidir; bu bölge bir marina ve yat bağlama yeri olmadığı gibi buradan elde edilmeye çalışılan kazanç da hukuka uygun değildir. Mahalle sakinleri, Anayasa’dan doğan haklarını korumak için ilgili yerlere başvurularını yaptılar ve geri adım atmama konusunda son derece kararlıyız. Çekilen tel için güvenlik sağlamak üzere balıkçı barınak yönetmeliğinin 9’uncu maddesine atıf yapılmışsa da 60 yıldır buna gerek duymayan barınağın, şimdi neden böyle bir şeye ihtiyaç duyduğu merak konusudur. Çitleri yükseltme kararını kim, nasıl almıştır? Kapalı kapılar ardında rant uğruna alınan kararlardan bıktık.
"KIYILARIMIZIN İŞGAL EDİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ"
İlgili kurum, kuruluşların sorumluluğu bir diğerine attığı bu dayanaksız ve usulsüz uygulamalara derhal son verilmelidir. Biz Osmanağa Mahalle sakinleri olarak Türkiye’nin dört bir yanında ormanlarımızın, kıyılarımızın ve yeşil alanlarımızın rant oyunlarıyla mahvedildiğini maalesef biliyoruz. Bugün buraya çit dikenlerin, yarın duvar örmeyeceğini nereden bileceğiz? Uzun yıllar boyunca halkın vergileriyle ıslah çalışmasıyla temizlenerek bugünkü hâline kavuşan suyun, kıyı tekne dolup taşmışken yeniden kirlenmesi nasıl engellenecek? Halkın kıyı şeridinde engellere takılmadan yürümesi nasıl sağlanacak? Kıyıdan kazanılan haksız kazanç kimlerin cebine gidecek? Biz Osmanağa mahalle sakinleri olarak konunun takipçisi olacağız, kıyılarımızın işgal edilmesine izin vermeyeceğiz.”