Kahramanmaraş'ta 36 kişinin öldüğü bina sismik rapora göre "kontrollü hasar" sınırındaymış!

Abone ol

İMO, Kahramanmaraş'ta depremde yıkılan Ezgi Apartmanı'na ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda soruşturma dosyasına giren ön sismik raporuna ait görüşler dikkati çekti. Binanın, bütünüyle yıkılmayan binalar için kullanılan "kontrollü hasar sınırı" kapsamında kaldığı değerlendirildi.

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Ankara Şubesi, Kahramanmaraş depreminde yıkılan, 36 kişinin yaşamını yitirdiği Ezgi Apartmanı ile ilgili bilirkişi raporu hazırladı. Raporda, 36 kişinin yaşamını yitirmesine rağmen tutuklu bulunmayan soruşturma dosyasındaki ön sismik raporu eleştirildi. Bu rapora göre, yerle bir olan binanın, bütünüyle yıkılmayan binalar için kullanılan "kontrollü hasar sınırı" kapsamında kaldığı değerlendirildi. Yine bu raporun, yıkılmayan binalar için yapılabilecek analizlerin iki deprem görmüş numunelere uygulanarak hazırlandığı ve çelişkiler barındırdığı ifade edildi. İMO raporunda, binanın altındaki pastanenin kolon kesmesi dahil, birçok usulsüz işlemin tamamının yıkıma neden olduğu tespiti yapıldı.

Kahramanmaraş’ta Alparslan Türkeş Bulvarı'nda bulunan 18 daireli Ezgi Apartmanı, 6 Şubat'ta meydana gelen depremde yıkılmış, 36 kişi hayatını kaybetmişti. Binanın zemininde bulunan pastanenin tadilat sırasında kolon kestiği, kirişlerde, tablada ve perde betonda tahribat yapıldığı bilirkişi raporunda tespit edilmişti.

T24'ten Sibel Yükler'in haberine göre, Binadaki yıkımda oğlu Ahmet Can, gelini Nesibe ve torunu Asude Zabun’u kaybeden Nurgül Göksu'nun avukatı Uğur Biricik ise TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Ankara Şubesi’ne dilekçe yazarak teknik inceleme yapılmasını talep etti. İMO Ankara Şubesi de mühendisler Taylan Kalender, Özgür Topçu ve Saim Kaymak’ı bilirkişi olarak görevlendirdi. Bilirkişiler, soruşturma dosyasında yer alan bilirkişi raporu, tanık ifadeleri ve ön raporları inceleyerek Ezgi Apartmanı’nın yıkımıyla ilgili rapor hazırladı. Fotoğraf ve videoların da incelendiği 10 sayfalık İMO bilirkişi raporu, 3 Temmuz’da tamamlandı.

Buna göre, Kervan Pastanesi tarafından taşıyıcı sisteme usulsüzce ve olumsuz yönde etkileyecek müdahaleler yapıldığı belirtilen İMO raporunda, daha önceden hazırlanarak soruşturma dosyasına giren, "Ezgi Apartmanı'nın Statik ve Mimari Projeleri Esas Alınarak, Orijinal Proje Üzerindeki Değişikliklerin Yapısal Davranış ve Sismik Performansa Etkisi” başlıklı ön rapora teknik eleştiri getirildi.

"ÖN RAPOR AÇIK ÇELİŞKİLER BARINDIRIYOR"

Raporda, apartmanla ilgili hazırlanan ön sismik inceleme raporunun açık çelişkiler barındırdığı belirtildi. Yıkılmayan binalar için yapılabilecek analizlerin iki deprem görmüş numunelere uygulanarak hazırlandığı ifade edilen raporda, yerle bir olan binanın, bütünüyle yıkılmayan binalar için kullanılan, "kontrollü hasar sınırı" kapsamında kaldığı vurgulandı.

Varsayımlar üzerine analiz yapıldığı ve açık çelişkiler barındırdığı belirtilen ön sismik raporuna ilişkin değerlendirmeye sonuç kısmında yer verilen raporda, şu bilgiler kaydedildi:

“Söz konusu ön rapor, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği Bölüm 15'e göre hazırlanmıştır. Ancak bu yönetmeliğin 'Genel Hükümler' başlıklı 1. Bölümü 1.1. Kapsam maddesi şöyle demektedir: ‘Bu yönetmelik hükümleri, yeni yapılacak binaların deprem etkisi altında tasarımı ile mevcut binaların değerlendirilmesi ve güçlendirme tasarımı için uygulanır. Bu yönetmelik hükümleri, deprem etkisi altında yerinde dökme ve ön üretimli betonarme, çelik, hafif çelik, yığma ve ahşap malzemeden yapılan binaların deprem etkisi altında tasarımı için uygulanır.’

Yukarıdaki maddelerden de anlaşılacağı üzere söz konusu deprem yönetmeliği; yeni yapılacak binaların tasarımı ve mevcutta bulunan binaların değerlendirilmesi için kullanılabilirken, depremde yıkılmış bir binanın deprem performansı için kullanılamaz. Hazırlanan rapor yönetmelikle açık çelişkiler bulundurmasına rağmen teknik olarak incelendiğinde de birçok sorun bulunduğu tespit edilmiştir.

"YÖNETMELİĞİ GÖRE, UYGULAMASI GEREKEN TESPİT YÖNTEMLERİ UYGULANMAMIŞ"

Hazırlanan raporda, 9 farklı duruma göre analiz yapılmıştır. Yapılan analizler yine yönetmeliğin ilgili maddesince yapılması gereken birçok tespiti yapmamış ve tamamen varsayımlar üzerine gerçekleştirilmiştir. Bahsi geçen raporun özet analiz sonuçlarının verildiği kısımda bina performans düzeyi ve mevcut donatı, mevcut beton dayanımı kısmı görülmemektedir. Özellikle mevcut yapıda kullanılan betonarme donatılar programa nasıl girildiği anlaşılmamaktadır. Göçmenin önlenmesi ve göçme durumunun performans düzeyleri için betonarme elemanlarından birisinin bile yanlış girilmesi yapıyı göçmeye veya göçmenin önlenmesi performans düzeyine getirebileceği aşikardır. TBDY bölüm 15'e göre statik projesi bulunan bir binanın deprem etkisi altındaki davranışının tespit edilebilmesi için binadan bilgi toplanması gerekmektedir.

Hazırlanan rapor, statik projesi esas alınarak çeşitli varsayımlar üzerine hazırlanmıştır. Yönetmeliğe göre, uygulanması gereken tespit yöntemleri uygulanmamıştır. Dolayısıyla yapılan analizler yönetmeliğe uygun olarak değil varsayımlara göre yapılmıştır. Yapılan analizlerde yapıda kullanılan beton sınıfının statik projesinde belirtilen B 160 ve B 225 yerine 13,2 MPa değeri baz alınarak gerçekleştirilmiştir. 13,2 MPa değeri alınan numunelere göre belirlenmiş olsa da söz konusu bina gerçekleşen ilk depremde yıkılmış ve üzerine ikinci bir büyük depreme daha maruz kalmıştır. Dolayısıyla bu kadar yoğun bir şekilde örselenmiş betonarme yapılardan alınan beton numunelerinin binanın yıkılmadan önceki durumu ile aynı sonuçları vereceği de şüphelidir.

"STATİK PROJEYE UYGUN OLARAK YAPILDIĞI VARSAYILIP ‘KONTROLLÜ HASAR’ SINIRINDA KALMIŞ"

Yapılan analizlerden birincisine göre binanın statik projesine uygun olarak yapıldığı varsayılarak analiz gerçekleştirilmiş ve bina ‘kontrollü hasar’ sınırında kaldığı görülmektedir. TBDY kontrollü hasar durumunu şu şekilde tarif etmektedir: 'Bu performans düzeyi, can güvenliğini sağlamak üzere bina taşıyıcı sistem elemanlarında çok ağır olmayan ve çoğunlukla onarılması mümkün olan hasar düzeyine karşı gelmektedir.'

Yine yapılan diğer analizlerde binanın kolonunun kaldırıldığı, binanın perdesinin kaldırıldığı ve kolon ve perdenin birlikte kaldırıldığı durumlara göre analizler gerçekleştirilmiş ve bütün bu farklı durumlara göre bina ‘göçmenin önlenmesi’ duruma geldiği görülmektedir.

"Değişiklikler, gerekli mühendislik hesapları olmadan yapılmış; usulsüz her çalışma yıkıma katkı yapmış
Bu sonuçlardan da anlaşılacağı üzere mevzuatlara ve yönetmeliklere uygun olarak süreç yürütülmüş olsaydı yapılması düşünülen müdahaleler bina yıkılmadan önce yapılması gereken deprem performans analizi sonuçlarına göre değerlendirilecekti. Hazırlanan sismik değerlendirme raporundan da görüleceği üzere binanın mevcut durum analizlerinde kolonun kaldırılması ve perdeye yapılan müdahaleler sonucunda bina ağır hasarlı duruma geçeceği görülecek ve bu durum üzerine binada güçlendirme projesi (esaslı tadilat kapsamında yapı ruhsatı gerektirir) hazırlanması gerekecekti. İdarenin uygun görmesi halinde de tadilat ruhsatı alınarak imalat aşamasına geçilecekti.

Bugün itibarıyla elde ettiğimiz verilere, tanık ifadelerine, olay yerinde çalışan bilirkişilerin tespitlerine bakıldığında yapı ömrü boyunca esaslı tadilat kapsamına giren birçok değişikliğe uğramış ve bu değişiklikler usulüne uygun ve gerekli mühendislik hesapları olmadan gerçekleştirilmiştir. Yapının imalat sürecinden olay anına kadar usulsüz gerçekleştirilen her çalışmanın bu yıkımda değişik oranlarda katkısının olduğu düşünülmektedir.”

Pençe-Kilit operasyon bölgesinden acı haber Güncel Esenyurt'ta bir kadını döverek bayıltan zanlı tutuklandı! Güncel İYİ Partili Zorlu: Yapılan protokolden genel başkanımızın haberi yoktu Siyaset İstanbul Vatan Caddesi'nde patlama paniği! Güncel