'Katliam Yasası' Sadece Başlangıçtı... Hayvanlar İçin Asıl Şimdi Tetiğe Basıldı!
"Katliam yasası"nın iptali için AYM’den karar beklenirken, yasanın ortaya çıkan yönetmelik taslağı tepki çekti. Taslakla ilgili konuşan İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi’nden Avukat Bahtiyar Güner, yönetmeliğin yasadan da tehlikeli olduğunu vurgulayarak, “Yasa hayvanlara silah çekmiş yönetmelik ise tetiğe basmıştır“ diye konuştu.
Sokak hayvanlarının öldürülmesinin önünü açan yasa, tüm tepkilere rağmen Meclis'ten geçti. Bunun ardından AKP'li belediyeler başta olmak üzere pek çok yerden hayvan katliamları haberleri gelmeye başladı. Yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurulurken, yönetmelik taslağını İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi’nden Avukat Bahtiyar Güner değerlendirdi.
'KATLİAM MERAKLILARINA ÖZGÜVEN VERDİ'
Gazete Duvar'dan Meral Candan, Güner’e, birçok hayvanseverin taslağı ‘yasadan da kötü’ olarak değerlendirmesinin nedenini sordu. Güner, “Tek cümleyle özetlemek gerekirse; yasa hayvanlara silah çekmiş yönetmelik ise tetiğe basmıştır. Yasa ile hayvanların yaşamları tehdit edilirken yönetmelik, yaşam haklarının nasıl ellerinden alınacağını detaylandırmış ve hatta çeşitlendirmiştir. Bunun doğal bir sonucu ve yasanın toplumdaki katliam meraklısı kesimin kendilerine verdiği özgüvenin getirisi olarak yönetmelik yalnızca ölüm seçeneği sunmaktadır” ifadelerini kullandı.
'HAYVANI BİR KİŞİ İSTEMESE ALEYHİNE KARAR ALINIYOR'
Güner’e göre yönetmelikle, sahiplenilen hayvanla ilgili apartmanda yaşanacak en ufak bir tartışmada hayvan aleyhine karar alınmasının da önü açılıyor.
Güner, bu durumu şöyle ifade etti:
“Yasanın hazırlık aşamalarında, taslağın komisyon görüşmelerinde bu katliamı kurgulayan tüm siyasi ağızlardan sahiplenmeye teşvik, sokakların güvenliği gibi suni vaatler duysak da hem yasayla hem de yönetmelikle birlikte görüldü ki bu kişilerin derdi asla hayvanların huzuru, güvenliği ve korunması olmadı. Yönetmelikte sahiplenmeye ilişkin katı kurallar konulması, sahipli hayvanın dahi ağızlıkla gezdirilmesi, hayvan sahiplenilmesi için site veya apartman yönetim planına uygunluğun şart koşulması, hayvan sahibi ile hayvan düşmanları arasında oluşabilecek en ufak ihtilafta hayvanın aleyhine karar almanın kolaylaştırılması gibi maddelerin tek bir amacı olduğu söylenebilir; hayvanların sosyal yaşantıdan ve ülkemizden tamamen koparılması.”
'DAHA FAZLA HAYVAN TERK EDİLECEK'
Yasaya göre köpeğini sokağa bırakana 60 bin lira ceza uygulanacak. Bununla amaç, köpeklerin terk edilmesinin önüne geçmekti lakin yönetmelik taslağında köpeklerin bakımevlerine terk edilebileceği belirtiliyor: “Kedi ve köpek sahiplerinin ölümü ya da hayvanına bakamayacağını bildirdiği durumlarda; kedi ve köpekleri hayvan bakımevlerine kabul etmek, bakanlık veri sisteminden sahiplilik statüsünü düşürüp sahipsiz hayvan statüsüne almak, sahiplendirmeye uygun olanları yerel yönetimlere ait hayvan bakımevlerinde bakmak ve sahiplendirilmeye uygun olanları sahiplendirmek."
Yönetmeliğin hayvanların terk edilmesini meşru bir zemine oturtup oturtmayacağına ilişkin Güner, şöyle konuştu:
“Hayvanın terkine yönelik getirilen ‘bakımevine bırakma ve kimlik kaydının sahipsiz statüsüne düşürülmesi’ değişikliği halihazırda ekonomik ve sosyal sorunlar yaşayan hayvan sahiplerinin hayvan bakmaya yönelik getirilen ağır şartlar neticesinde kapasite sorunu yaşayan bakımevlerine daha fazla hayvanı terk etmesine yol açacak ve nihayetinde ülkedeki sahipli hayvan sayısı azaltılarak terk edilen hayvanların öldürülmesine sebebiyet verilecektir. Zira sokaktaki hayvanlar için ölümü şart koşanlar gözlerini sahipli hayvana da dikmiş bulunmaktadır.”
'YASAKLI' IRKLARA ÖLÜM
Yasada, en çok tartışılan maddelerden biri de ‘ötenazi’ adı altında hayvanların katledilme gerekçeleri oldu. Yasanın ilgili maddesinde bununla ilgili “İnsan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan” köpeklerin veteriner hekim tarafından/gözetiminde öldürülebileceği ifade ediliyor.
Yasanın çıkması öncesi ve yasanın kabul edilmesi sonrası birçok hayvansever bu maddenin, köpeklerin öldürülmesi anlamına geldiğini savunuyordu. Yönetmelik taslağı, tartışmalara son verecek keskinlikte ‘ölüm’ içeriyor: “5199 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesi kapsamında süresi içerisinde kısırlaştırılarak sahiplendirilmiş olanlar dışında bakanlıkça belirlenmiş tehlike arz eden hayvanlara el konulur ve hayvan bakımevine götürülerek ötanazi yapılır.”
'Yasaklı’ olarak tabir edilen hayvanların bu maddeye göre katledileceğini söyleyen Güner, hayvanlara hiçbir yaşam şansı tanınmamasını şu sözlerle eleştirdi:
“Bilime ve ahlaka riayet eden hiçbir insan, belli bir ırka mensup olduğu gerekçesiyle bir canlının öldürülmesini, hapsedilmesini, ömrünün sonuna kadar hiçbir canlıyla temas etmeyecek şekilde bakılmasını zeka ürünü bir uygulama olarak göremez. Bildiğimiz üzere bazı köpek ırkları, bu konuda yetkin dahi olmayan ve hiçbir veterinerlik eğitimi almamış Tarım ve Orman Bakanlığı'nın tek bir imzası ile tehlike arz eden statüsüne sokulabilmektedir. Bu düzenleme ile ‘yasaklı’ denilen ırka mensup köpeklerin en son 14 Ocak 2022 gününe dek çipletilmesi, kayıt altına alınmayanların ise bakımevinde ölene dek tutulmasının önünü açmıştı. Sözde sahiplendirmeyi teşvik ettikleri iddiasında olan hayvan düşmanı siyasiler ise bakımevlerinde tutulan bu köpeklerin gönüllü sahiplenmeye dahi imkan verilmeden derhal öldürülmelerini emretmektedir. Dolayısıyla 2022 yılı ve öncesinden beri bakımevlerinde tutulan, sahiplenilmesi yasak olan bu köpekler hiçbir yaşam şansı tanınmadan öldürülecektir.”