Kılıçdaroğlu, kendisi için "Tarih onu affetmeyecek" diyen Uğur Dündar'ı yerden yere vurdu: 'Şanlı Şanlı' döner Uğur Bey
Kılıçdaroğlu, canlı yayında kendisi için "Tarih onu affetmeyecek" diyen Uğur Dündar'a yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, bir cümlesinde Dündar'a "Muhalifler, davalarla,hapislerle, saldırılarla mücadele edip bedel öderken, sizin çarkınız yine "şanlı şanlı" döner Uğur Bey" dedi. Dündar'dan da yanıt gecikmedi.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin(CHP) bir önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteci Uğur Dündar'a çok sert bir yanıt verdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Şubat hatırlatmasıyla Dündar'ı, "28 Şubat sürecinin alt yapısında emeği olan, iş başörtü sorununa geldiğinde; "İnadına mini etek, inadına dekolte" sloganlarına katkı sunan Uğur Dündar" sözleriyle eleştirdi.
Kılıçdaroğlu Dündar'a ayrıca, "Tesettür Faciası" başlığıyla, toplumdaki kutuplaşmanın her daim ekmeğini yiyen, fildişi kulelerinin tepesindeki konforlu alanını inşa edebilmek için büyük "fedakarlıklar" yapan, andıçların Uğur Dündar'ı. Her alanda, mevcut baskıcı iktidarın, sizin de içerisinde arkadaşlarınızın olduğu (ki bence onlar öyle sanıyor) muhalifler, davalarla, hapislerle, saldırılarla mücadele edip bedel öderken, sizin çarkınız yine "şanlı şanlı" döner Uğur Bey" sözleriyle cevap verdi.
X hesabından paylaşım yapan Kılıçdaroğlu'nun Dündar'a verdiği yanıtın tamamı şöyle:
"Geçmişe ve Geleceğe Not düşelim! Sayın Uğur Dündar'a açık mektubumdur. Sağdan soldan vatan evlatlarının idamlarıyla sonuçlanan 68 kuşağı fırtınasında gemisine dalga vurmamış Uğur Dündar, 1980 darbesinin "Bizim Uğur"u, TRT Genel Müdürü. Bizim kuşağın onur abidelerinden Tarık Akan'ın yumruklaştığı, dürüst ve mücadeleci gençlik-kafalarında bitlerle işkencelerden geçerken-ayağına taş değmemiş, nezaket ziyaretlerinin müdavimi Uğur Dündar. "Gün geçmiyor ki" cümlesiyle başladığı her haber programında, fonda gerilim müzikleriyle süslediği ve toplumun inanç noktalarına temas ederek 28 Şubat sürecinin alt yapısında emeği olan, iş başörtü sorununa geldiğinde; "İnadına mini etek, inadına dekolte" sloganlarına katkı sunan Uğur Dündar. Sağlık skandalı haberi adı altında "Tesettür Faciası" başlığıyla, toplumdaki kutuplaşmanın her daim ekmeğini yiyen, fildişi kulelerinin tepesindeki konforlu alanını inşa edebilmek için büyük "fedakarlıklar" yapan, andıçların Uğur Dündar'ı. Her alanda, mevcut baskıcı iktidarın, sizin de içerisinde arkadaşlarınızın olduğu (ki bence onlar öyle sanıyor) muhalifler, davalarla, hapislerle, saldırılarla mücadele edip bedel öderken, sizin çarkınız yine "şanlı şanlı" döner Uğur Bey.
'ÖLÜM TEHDİTLERİ VE SUİKASTLARA KARŞI YÜRÜDÜK'
Senin de bildiğin ama hiç hoşuna gitmeyecek bir sır vereyim; Biz helalleştik… Bu ülkede, Cumhuriyet Halk Partisi'ne bırakın oy vermeyi, adını duyunca besmele çeken muhafazakârlarımızla helalleştik. 1960'lardan kalma sağ sol kavgasının kötü mirasıyla yüzleştik. Bizlere inançsız ve din düşmanı gözüyle bakan sağcı kardeşlerimizle de helalleştik. İç Anadolu ve doğusu dahil, bırakın milletvekili çıkarmayı temsilci gönderemediğimiz şehirlerimizle konuştuk, anlaştık, helalleştik. Darbelerle, 28 Şubatlarla, faili meçhul cinayetlerle, idamlarla yüzleştik. Geçmişte yaşadığımız bütün travmalarımızı, öfkelerimizi, intikam duygularımızı ebediyen toprağa gömdük. Bütün farklılıklarımızı kabul ettik, sevdik ve kucaklaştık. Artık buradan size ve temsil ettiğiniz kimliğe ekmek çıkmaz! Bunu vatanperver dostlarımızla yaptık. Başta kıymetli dostum Sayın Karamollaoğlu olmak üzere 6'lı masanın liderleri ile yaptık. Nasıl yaptığımızı da anlatayım. Berkin Elvan'a da ağladık, Eren Bülbül'e de. Sinan Ateş ile de vurulduk, Tahir Elçi ile de. Deniz Gezmiş'le de sehpaya çıktık, Mustafa Pehlivanoğlu ile de… Ergenekon kumpası mağdurlarına da destek olduk, suçsuz günahsız KHK mağdurları anaokulu öğretmenlerine de. Yürüdük Uğur Bey. Hak için halk için yürüdük. Yolumuza kurşunlar bırakıldı yürüdük. Pislikler döküldü yürüdük. Terör örgütleri kuşun sıktı, linçlendik, içerisinde bulunduğumuz ev için "Yakın o evi" dediler, defalarca ölüm tehditleri ve suikastlara karşı yürüdük.
'ŞAHSIMA DİLEDİĞİNİZ KADAR SALDIRABİLİRSİNİZ'
Cumhuriyet Halk Partisi çok değişti Uğur Bey. Artık toplumun büyük bölümünü öcü gibi gördüğü bir parti değil. Bakın TV programında değerli kardeşim Cemal Enginyurt, size karşı millet ittifakını ve helalleşmemizi nasıl savunuyor, siz ise nasıl da inkar ediyorsunuz. Siz hiç değişmemişsiniz! Hala 1970’lerde, 80’lerde, 90’larda yaptığınızı yapmaya çalışıyorsunuz. Bu sefer olmaz! Toplumun inanç ve değerleri ile siz ve temsil ettiğiniz kimliğiniz, mıknatısın iki ayrı kutbu gibisiniz. Siz Cumhuriyet Halk Partisi'ne ve toplumsal barışa yaklaştıkça seçimlerde broşürlerimizi dağıtan başörtülü kardeşlerimiz, bütün kırgınlıklarını unutan Kürt kardeşlerimiz, vatanperverlik çatısı altında bütünleştiğimiz sağcı kardeşlerimiz, kısacası bu ülkenin ötekileri bizden uzaklaşıyor. Buna müsaade edemeyiz. Belki biraz kırıcı oldu ama kusura bakmayın Uğur Bey bunlar gerçekler. Bana, canlı yayınlarda Dış devletlerin ajanı olup olmadığımı soracak kadar dengenizi yitirdiniz, ses çıkarmadım. Şahsıma dilediğiniz kadar saldırabilirsiniz ama kardeşliğimizi dinamitlemenize müsaade etmem. Kendi adaylığımı dayatmak için siyasi rüşvet dağıttım iddialarınıza susarım ama 6'lı masa bileşenlerine "siyasi rüşvet aldınız" imasına susmam, bu birlikteliği bozdurmam!"
DÜNDAR NE DEMİŞTİ
Sözcü TV'de yayımlanan bir programda yerel seçimi değerlendiren Uğur Dündar, Kılıçdaroğlu için "Tarih onu affetmeyecek" diyerek şunları söylemişti.
“Biz Cumhurbaşkanlığı seçiminde tarihi bir fırsatı kaçırmışız, eğer sayın Ekrem İmamoğlu’na siyaset yasağının getirildiği gün sayın Kemal Kılıçdaroğlu Almanya’ya gitmek yerine, sayın Meral Akşener gibi Saraçhane’ye gelmiş olsaydı ve orada sayın Ekrem İmamoğlu’nun kolunu kaldırarak ‘İşte bizim Cumhurbaşkanı adayımız sayın İmamoğlu’dur, hodri meydan, gelin bakalım yasağınızı koyun’ ya da sayın Mansur Yavaş’ın aynı şekilde bir vesile ile kolunu kaldırıp ‘Cumhurbaşkanı adayımız budur ’demiş olsaydı şimdi biz bambaşka bir Türkiye’de olacaktık ve bambaşka şeyleri konuşuyor olacaktık. Buna bence Kemal Kılıçdaroğlu’nun hiç hakkı yokmuş, Türk toplumuna çok büyük bir fırsatı kaçırttı ve iyilik etmedi. Tarih onu affetmeyecek.”
Dündar’ın yorumuna karşı çıkan Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt ise şunları söylemişti:
“Nasıl bu söylem doğru olabilir! Kemal Kılıçdaroğlu 25 milyon 500 bin oy, Cumhur İttifakı’nın tamamı 22 milyon 400 bin oy aldı 2024 Mart’ta. Seçimi kazanmış mı olduk, 22 milyon 400 bin oyla, yani Ekrem’i aday yapsaydık, Mansur’u aday yapsaydık, Kemal bey aday olmasaydı, müthiş bir sonuç aldık, seçim kazanılmış mı oldu? Yani Cumhuriyet Halk Partisi’nin yüzde 37 ile birinci olması… yani varsayım üzerinden hakaret edilmez ki. Bu ülkede şu an eğer Cumhuriyet Halk Partisi’nin birinciliğini konuşuyorsak ‘Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Allah razı olsun’ dememiz lazım. Halil İbrahim sofrası kurarak bu ülkede kardeşliği beraberliği getirmiş oldu.”
Kılıçdaroğlu, Dündar'ın açıklamalarına sosyal medya hesabından yanıt verirken, Dündar'ın gazetecilik geçmişinin şaibelerle dolu olduğunu içeren imalarda bulundu ve söylenenlerin gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Dündar, kendisine verilen yanıta karşılıksız bırakmadı ve sosyal medya hesabından şu ifadeleri kullandı:
"Sayın Kemal Kılıçdaroğlu,
Bana açık mektup yazmışsınız.
Ancak kullandığınız kaba üslubun yanı sıra, mektubunuzun iftira ve yalanlarla dolu içeriğini okuyunca
"Acaba Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun X hesabı kötü niyetli birilerince ele geçirilmiş olabilir mi?" diye düşünmekten kendimi alamadım.
Zira size hakaret etmedim, iftira atmadım, kişilik haklarınıza saldırmadım, özel hayatınıza lâf etmedim.
Sadece yerel seçim sonuçlarının, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde kendi adaylığınızı dayatmak yerine,
Sayın Ekrem İmamoğlu veya Sayın Mansur Yavaştan birini aday göstermiş olsaydınız, onların seçimi rahatlıkla kazanabileceğini gösterdiğini belirttim.
Bunu sadece ben söylemiyorum, sokaktaki hemen herkes ifade ediyor.
Ayrıca 39 milletvekili armağan ettiğiniz bazı masa ortaklarınızın son seçimlerde yüzde 1'lik oy oranını bile tutturamamaları da bu görüşü doğruluyor.
Bunda kızıp köpürecek ne var?
Sayın Kılıçdaroğlu hırçınlığınızı anlıyorum.
Zira sizin Sayın Tayyip Erdoğan'a karşı girdiğiniz tüm seçimleri kaybetmiş ve CHP'nin oy oranını yüzde 25'e sabitlemiş olmanıza karşın, Sayın Özgür Özel, Genel Başkan olarak katıldığı ilk seçimde
bu yüzde 25'lik cam tavanı paramparça ederek partisini yüzde 38 oyla 1. yaptı.
Yani sizin gitmenizle başlayan değişim, zafer kazandı.
Sayın Kılıçdaroğlu,
Yazdığınız kin ve öfke dolu satırlarla
sizin genel başkan seçildiğiniz günden beri bana yapıştırılmaya çalışılan "Kılıçdaroğlu'nu Uğur Dündar parlattı. Dengir Mir Mehmet Fırat ve Melih Gökçek ile açık oturum yaparak onun önünü açtı" YAFTASINI YALANLAMIŞ OLDUNUZ!
Beni gereksiz yere töhmet altında kalmaktan kurtardınız.
Kemal Bey,
Size karşı hiçbir kötü düşünce ve davranışta bulunmadığım gibi Sayın Ekmelettin İhsanoğlu'nu Cumhurbaşkanı adayı gösterme gafletinizde bile, AKP'ye karşı sizi destekledim.
Ama CHP'yi kuruluş felsefesinden, Atatürk'ün çizdiği rotadan uzaklaştırma ve sağcılaştırma çabalarınızı da eleştirdim.
Kemal Bey,
Hırs ve kinle kaleme aldığınız satırlarda farkına varmadan kendinizle çeliştiğinizi de görmemişsiniz.
Öyle ya mektubunuzu okuyanlar şöyle düşünmezler mi?
"Ey Kemal Kılıçdaroğlu madem Uğur Dündar kötü bir gazeteciydi, neden en kritik zamanlarda röportaj için hep onu seçtiniz?"
Hırsınız size YALAN DA SÖYLETMİŞ.
TRT Genel Müdürü...demişsiniz!
Ne 12 Eylül döneminde, ne de öncesi ve sonrasında TRT Genel Müdürü olmak, aklımın ucundan dahi geçmedi.
Çünkü büyük başarıyla yaptığım ve beni yıllarca "Türkiye'nin en güvenilir kişisi seçtiren" bir işim vardı.
Yalanlarınız bununla da sınırlı kalmamış.
Sevgili arkadaşım Tarık Akan'ı da hırs ve kininizi kusmaya alet etmişsiniz.
Merhum Tarık ile arkadaşlığımız gençliğimizde kavga ile başladı. Ama sonra çok iyi iki dost olduk. Bunun en yakın tanığı da Tarık'ın yakın arkadaşları ve sevgili Müjdat Gezen'dir. Ayrıca vefatından sonra Tarık'ın isminin, yaşadığı Bakırköy'de ki Özgürlük Parkı'na verilerek TARIK AKAN ÖZGÜRLÜK PARKI olması için çok uğraştım. Keşke siz de CHP Genel Başkanı olarak bir omuz verseydiniz de başarabilseydik!
Ayrıca bana karşı yaptığınız sert çıkışı, yıllarca yenildiğiniz AKP iktidarına karşı gösterebilseydiniz.
Sayın Kılıçdaroğlu,
X hesabınızın kötü niyetli kişilerce ele geçirilmiş olabileceğini düşündüren bir başka husus da 28 Şubat'taki haberlerimle ilgili olarak "muhbir" ağzını kullanmış olmanız.
Kemal Bey,
Hayatım boyunca yaptığım tüm haberleri getirin, altına yine imzamı atayım.
Zira vicdanen duvara yatak resmi yapıp karşısında mışıl mışıl uyuyacak kadar rahatım.
Yanlışım olmuş mudur, binlerce haber içinde bir iki tane olabilir. (Onun da hesabı mahkemelerde sorulabilirdi.)
Kemal Bey,
Çok şaşkınım.
Zira yapmanız gereken bana yalan ve iftiralarla saldırmak değil "Ben neden daha önce çekilip CHP'nin önünü açmadım" diye sormak olmalıydı.
Bakın Sayın Özgür Özel, Sayın Ekrem İmamoğlu, Sayın Mansur Yavaş ile diğer başarılı başkanlar zafer kazanıp tarih yazdılar.
Siz ise " Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiren makosenli genel başkan" olarak tarih oldunuz!..
Saygılarımla,"