Maden şirketi yöneticileri madenlerdeki uyuşturucu sorununa dikkat çekti
TBMM’deki Amasra Maden Kazasını Araştırma Komisyonu’nda sunum yapan Polyak Eynez Enerji Üretim Madencilik Sanayi ve Ticaret Şirketi İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürü Engin Kahraman, madenlerdeki uyuşturucu kullanımına dikkat çekti.
Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait maden ocağında 14 Ekim 2022 tarihinde 42 madencinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan grizu patlamasının ardından TBMM’de kurulan Amasra Maden Kazasını Araştırma Komisyonu’nda dün maden şirketi yöneticileri sunum yaptı.
Polyak Eynez Enerji Üretim Madencilik Sanayi ve Ticaret Şirketi İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürü Engin Kahraman, madenlerde uyuşturucu kullanımının araştırılmasını isteyerek, “Özellikle madenlerde madde bağımlılığıyla ilgili bir başlık atılıp bu konunun da bir şekilde incelenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Madencilikte birçok riskten bahsediyoruz, yönetimden bahsediyoruz ama madde bağımlılığı konusunda mevzuatımızda hiçbir çalışma yok” dedi.
“SATIŞI, KULLANIMI, TEDARİKİ ÇOK CİDDİ BOYUTTA”
CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Kahraman’a, “‘Madde bağımlılığı’ derken neyi kastettiniz” diye sordu. Kahraman, “Uyuşturucu. Uyuşturucu çok ciddi bir risk” diye yanıt verdi. Şirketin genel müdürü Serkan Bahçekapılı ise şunları söyledi:
“Uyuşturucu efendim. Satışı, kullanımı, tedariki çok ciddi boyutta ve bununla çok ciddi mücadelelerimiz var. Fakat biz bu konuda biraz yalnız kalıyoruz. Çünkü bizim belirleyici, yapabileceğimiz bir şey yok. Çünkü insanlar bunu kullanarak yer altına girdiğinde çok ciddi iş güvenliği problemleri çıkıyor.”
Komisyon Başkanı Taner Yıldız ise Bahçekapılı’ya, “Sendikalardan bu hususta yardım istediniz mi” sorusunu yöneltti. Bahçekapılı ise yardım istediklerini ve uyuşturucu kullanan kişilerin kendilerine bildirilmesini talep ettiklerini söyleyerek, “Bu çok fazla var Sayın Başkan’ım. Yani bu, sadece Polyak Eynez’e has bir şey değil. İmbat Madencilik, Demir Export, yani o bölgedeki firmaların hepsinin yaşadığı sıkıntı” diye konuştu.
“ADAMI ÖLDÜRMEYE GİDİYOR”
Bahçekapılı, yaşadıkları bir olayı da şöyle anlattı:
“Adam ocağa girip o hâlde… Bakın, bir örnek anlatayım size; böyle bir eleman, tabii biz bunu sonra tespit ediyoruz, yer altında, çok alakasız bir yerde arkadaşıyla tartışıyor ve arkadaşının kafasına kazmayla vuruyor, adamı öldürmeye gidiyor. Biz işte olaya şey oluyoruz; alıyoruz onları, bir bakıyoruz adam uyuşturucu almış. Şimdi, bu adam o adamı orada öldürse bu bir iş kazası olarak geçecek ve ölümlü kaza.”
“‘BEN DEMİŞTİM’ MESAJI VERMEK DOĞRU DEĞİL”
Komisyonda İmdat Madencilik Enerji Şirketi adına da Genel Koordinatör Gökalp Büyükyıldız ve Genel Müdür Yardımcısı Aygün Ekici sunum yaptı. İmdat Madencilik’in sunumunda şu değerlendirmelere yer verildi:
“Son yıllarda maalesef büyük maden kazalarında çoklu ölümlerle karşılaşıyoruz. Bunun son örneğini Amasra’da yaşadık. Bu kazalar, doğal olarak toplumdaki iş güvenliği hassasiyetini artırmaktadır. Ancak kaza sonrasında yapılan değerlendirmelerde ‘ben demiştim’ mesajı verilerek sonuç üzerinden konuşmanın da çok doğru olmadığını düşünüyoruz. En son Amasra kazasında, bir görüşe göre kazanın sebebi az işçi çalıştırıldığına bağlanırken Soma kazasında başka bir görüşe göre ölümlerin daha fazla oluşu, çok işçi çalıştırılmasına bağlanmıştır. Bunun çok iyi irdelenmesi lazım.
“MADENCİLİK, TOPLUMUN EN DÜŞÜK EĞİTİM SEVİYESİNDEKİLERİN ÇALIŞMAK ZORUNDA KALDIKLARI BİR SEKTÖR”
Maalesef bugün madencilik, diğer sektörlerde iş bulamayan ve toplumun en düşük eğitim seviyesindekilerin çalışmak zorunda kaldıkları bir sektördür. Günümüzde bilim ve teknolojinin gelişimi ile birlikte üretim yöntemleri ve çalışma ilişkileri değişmiş, emek-yoğun çalışmadan teknoloji-yoğun çalışmaya geçilmiş ve nitelikli ara elemanlara ihtiyaç daha da artmıştır. Sektörün, işini severek ve heyecan duyarak yapan, mesleki aidiyet duygusu son derece yüksek ve çok iyi mesleki eğitimden geçmiş nitelikli çalışan profiline ihtiyacı vardır. Bu kapsamda, madenciliğin, belirli bir geçiş döneminden sonra ve ihtiyaca göre liseden başlayarak üniversiteye kadar ‘kesintisiz bir mesleki eğitim’ modeliyle tercih edilen bir meslek dalı haline getirilmesinin doğru olacağını düşünüyoruz.”