Mahmud Abbas TBMM'den Dünyaya İlan Etti: Canımdan Olsam da Gazze'ye Gidiyorum, Ya Zafer Ya Şehadet!
İsrail'in katliamları sürerken, TBMM bugün tarihi bir konuşmaya tanıklık etti. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Meclis Genel Kurulu’ndan dünyaya seslendi. Türkiye'ye desteği için teşekkür eden Abbas, Gazze ve Kudüs'e gideceğini de dünya kamuoyuna ilk kez TBMM'den duyurdu.
On ayı aşkın süredir İsrail'in katliamlarına maruz bırakılan Filistin halkı adına Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas bugün TBMM Genel Kurulu’na hitap etti. Abbas’ın sağlık sorunları nedeniyle konuşmasını önce oturduğu yerden yapmak istediği ancak alınan son karara göre kürsüde konuşma yapma kararı aldığı öğrenildi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, TBMM Genel Kurulu’nu, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Türkiye’yi ziyareti ve TBMM’de yapacağı konuşma nedeniyle bugün için toplantıya çağırdı. TBMM Genel Kurulu’nun olağanüstü toplantısı dolayısıyla Meclis çevresindeki ve yerleşkedeki güvenlik önlemleri en üst düzeye çıkarıldı.
Ayrıca, davetliler dışında TBMM’ye ziyaretçi kabul edilmedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Abbas’ın konuşmasını Genel Kurul Salonu’nda dinledi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, açılış konuşmasını yaptıktan sonra konuşması için Mahmud Abbas'ı kürsüye davet etti.
'HALKIMIZ BÜYÜK BİR MÜCADELE SÜRDÜRÜYOR'
Mahmud Abbas'ın konuşması şöyle:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Kurtulmuş, saygıdeğer milletvekilleri, kıymetli misafirler, kardeş Türk halkı. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üstünüze olsun. Sizlere mübarek Filistin'den, Kudüs'ten geliyorum. Sizlere 1948'den büyük acıyı yaşayan halkımın mesajıyla geldim. Halkım uluslararası adaletten yoksun ve değişmez milli haklarından yoksun olarak İsrail işgaline karşı büyük bir mücadele sürdürüyor.
Konuşmama İsrail'in saldırıları ve soykırım suçu nedeniyle şehit olanlara rahmetle başlamak istiyorum. Bunların en başı da İsmail Haniye'ye yönelik işlenen suçtur. Halkımızın yaşadıklarının ilginizin odağında olduğunu biliyorum, teşekkür ediyorum. Yaşananlar uluslararası mahkemelerce de tanındı.
'KATİLLER ASLA KURTULAMAYACAK'
Güney Afrika'nın Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde açtığı soykırım davasına müdahil olmak istemenize de minnettarız. Bu Türk halkının da vicdanının bir göstergesi. Filistinlilere yine tehcir yaptırmak istiyorlar ama bu asla gerçekleşmeyecek. Halkımız işgalcileri ne olursa olsun defedecek. İsrail'in tehcir planlarını reddeden herkese teşekkür ediyoruz.
'KUDÜS BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZ'
Ülkemizin yüzde 70'inden fazla yıkılsa da biz bunu tekrar yapacağız ve ülkemizi yeniden inşa edeceğiz. Katiller ve savaş suçluları asla kurtulamayacak. O işledikleri suçlar öyle zamanaşımıyla falan düşmez. Bunların hesabı verilecek. Uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde devam edeceğiz. Kudüs de bizim kırmızı çizgimiz, topraklarımızdan asla ayrılmayacağız. Filistin toprağının bir zerresini gözden çıkaran ne bizden ne de sizdendir. Burası bize dinin ve tarihin emanetidir.
Bugünlerde "savaş sonrası" diye bir şeyden bahsediyorlar. Biz şunu söylüyoruz; Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs, bağımsız Filistin devletini oluşturan coğrafi bütünün adıdır. Bu gerçekleşmezse, bölgede asla sükunet ve istikrar olmaz. Ya bize hakkımızı verirsiniz ya da bu şiddet sarmalı devam eder. Barış ve güvenliğe giden yol Filistin'den başlar ve Filistin'de biter.
'İNSANLIK İSRAİL'E KARŞI DURUYOR'
İsrail'in barbar saldırılarına karşı mücadelemiz dünyanın her yerinde adalet için sesini çıkaran insanları harekete geçirmiştir. İşlenen soykırım suçunu ve ırkçı suçları kınadılar. Bugün Amerika'daki Yahudilerin yüzde 40'ı İsrail'i suçlu görmektedir. Çünkü insanlık İsrail'in yaptıklarına karşı dik duruş gösteriyor. Bunda herkesin bizimle birlikte hareket edip bu eylemlerin yaşanmasının önüne geçmesi ve tutsaklarımızın serbest bırakılması gerekmektedir.
Bizler toplumsal uzlaşıyı sağlamadıkça kafamızın rahat etmesi mümkün değil. Bakın Meclis'te farklı görüşlerde insanlar burada bir aradasınız ne kadar güzel. Bizde de böyle bir ortam olsun isterim hep. Türkiye yaralılarımızı hastanelerine kabul etti, hukuki ve siyasi olarak da bizim yanımızda yer aldılar. Dezenformasyona karşı durdular.
'DİK DURUP TOPRAKLARIMIZDAN AYRILMAYACAĞIZ'
İsrail'in yalanlarına aklı başında kimse inanmaz. Gazze'deki halkımızın aç bırakılması, binalarımızın tahrip edilmesi bu gerçekleri ortaya koymuştur. Zaten BM'nin son kararları da İsrail'i suçlu bulmuştur. 150 bin insanımızın öldürüldüğü İsrail saldırıları gözümüzün önündedir. Ancak ABD, BM'de veto hakkını kullanmıştır. Karşısında onca ülke savaş karşıtı bir duruş gösterirken, o böyle bir tercih yapmıştır. ABD bir felakettir ve ABD felaketi devam ediyor.
Doğu Kudüs bizim evimiz, vazgeçmeyeceğiz. Dik duracağız ve topraklarımızdan ayrılmayacağız. İşgal güçlerinin hemen geri çekilmesi ve Uluslararası Adalet Divanı'nın tasfiye kararlarının uygulanmasıyla bu zulüm sona erecek. İsrail'in kısmi çözüm önerileri doğru değildir. Gazze tümüyle bizimdir. Batı Şeria ve Kudüs de öyle. Biz topraklarımızın bir karışından bile vazgeçmiyoruz.
'TÜM KARDEŞLERİMLE GAZZE'YE GİDECEĞİM'
Tüm dünyaya buradan duyurmak istiyorum. Filistin liderliğindeki tüm kardeşlerimle Gazze ve Kudüs'e gideceğim. Bütün gücümle bunu gerçekleştireceğim. Ya zafer ya şehadet! Sınır tanımayan düşmanlığa karşı, canımdan olsam bile gideceğim. Benim hayatım Gazze'deki hiçbir çocuğun hayatından değerli değil.
Bizim direnişimiz halk direnişinin yanında devam edecektir. Sayın Cumhurbaşkanı ve çok değerli temsilciler, Uluslararası Adalet Divanı, 30 Aralık'ta ilk kez İsrail'in Filistin'i işgaline karşı tavsiye niteliğindeki kararlarını açıklamıştır. Bunun ardından ağustos ayında İsrail'in katliamlarını tanıyıp, işgalcilerin tahliyesini istemiştir. Ayrıca Filistinlilere karşı ırkçı suçlarını da işaret edip İsrail'in tanınmaması gerektiğini söylemiştir. Artık dünya yavaş yavaş adaletin, zulmün ne anlama geldiğini anlıyor. Avrupa devletleri Filistin'i tanımaya başladı. ABD'yi de bizi tanımaya mecbur edeceğiz.
'FİLİSTİN ÖZGÜR VE EBEDİ KALACAK'
Artık tüm ülkelerin, İsrail için verilen uluslararası kararların yerine getirilmesi için mücadele etmesi gerektiğini söylüyoruz. İşgal gidecek, sona erecektir. Filistin özgür ve ebedi kalacaktır. Hep birlikte hürriyete, devlete ve Kudüs'e doğru... Yaşasın Filistin Türkiye kardeşliği! Teşekkürler Türk halkı, teşekkürler Cumhurbaşkanı Erdoğan!"