'Sansür yasası' bugün AYM'de görüşülecek: Gazeteciler nöbette

Abone ol

Geçtiğimiz aylarda CHP'nin iptali için başvuru yaptığı "Sansür Yasası" bugün AYM'de görüşülecek. Gazeteciler görüşme öncesi AYM önünde nöbette.

Meclis’ten geçtiğinden beri çok sayıda gazeteci hakkında soruşturma açılmasına neden olan ve son olarak T24 yazarı Tolga Şardan’ın tutuklamasına gerekçe yapılan ‘Sansür Yasası’, CHP'nin başvurusu üzerine bugün Anayasa Mahkemesi'nde (AYM) bugün görüşülecek.

Basın Konseyi, ÇGD, Gazeteciler Cemiyeti, TGS, Haber Sen’den oluşan basın meslek örgütleri, gazetecilerin keyfi suçlanmasına neden olan söz konusu maddenin iptali için AYM önünde nöbette.

AYM önündeki gazeteciler basın açıklaması yapıyor.

Gazeteci Kenan Şener, söz alarak şu ifadeleri kullandı:

Sansür yasası olarak ifade ettiğimiz 29’uncu maddenin Anayasaya aykırılığı yönündeki iptal ve yürürlüğünün durdurulması görüşmesi başladı.

AYM’den bugün tüm ülkeyi rahatlatacak bir karar vermesini bekliyoruz. Bu nedenle burada toplandık. Az önce de ifade ettim. Ortak bir metnimizi yok. Burası Balyoz, Ergenekon davalarından bu yana, kumpas davalarından bu yana adalet arayışını sonuna kadar sürdürmek isteyen herkesin serbest kürsüsü olmuş durumda.

Neden çünkü arkamızda ülkenin en yüksek mahkemesi var, Anayasa Mahkemesi’nin görevi tüm toplum için Anayasayı korumak, değerlerini savunmak. Biz de Anayasanın korunması, değerlerinin savunulması için AYM’nin değerli yüksek yargıçlarının bugün çok önemli bir karar vereceğine inanıyoruz. Bugün bu inançla burada toplandık. Bu nednele buraya gelen herkes içinde bulunduğumuz duruma uygun olarak, bir serbest kürsü gibi kendi görüşünü ifade edecek. Elbette anayasal kurallar çerçevesinde. Biz de buna AYM’nin yüksek yargıçlarının da uymasını bekliyoruz.

AYM, ülkemizin en yüksek yargı oranı olmasına karşın, Anayasanın titizlikle uygulanması için kararlar vermesine karşın, basın ve ifade özgürlüğü için son iki yılda çok değerli, çok önemli kararlar vermesine karşın, Can Atalay kararında gördüğümüz gibi, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının uygulanmadığına şahit oluyoruz. Ülkenin en yüksek mahkemesi bugün bir karar verecek. Anayasa Mahkemesi var mı yok mu, bugün dezenformasyon maddesi hakkında kararıyla bugün tüm ülkeye göstermiş olacak.

Basın açıklamasında söz alan Avrupa Gazeteciler Birliği Onursal Genel Başkan Yardımcısı Doğan Tılıç ise şunları ifade etti:

Dünyanın pek çok yerinde, Avrupa’nın pek çok ülkesindeki meslektaşlarımın da dayanışmasını iletmek istiyorum. Nlar da şu anda beraberler. Bizim ihtiyacımız olan bu. Bu denli güçlü ve birlikte durmak. Arkamızdaki yüksek mahkeme bugün bir karar verecek. Dezenformasyon yasası dediğimiz, sansür yasası konusunda karar verecek. Karar ne olursa olsun ne bizi susturabilecekler ne de bizim için çok fazla bir şey yapmış olabilecekler.

Bugün dünyanın insanları bombalar altındaki Gazze’de meslektaşlarımızı görüyorlar. Biz de Türkiye’de ateşten gömlekle haberlerimizi geçiyoruz. İster ateş altında, ister ateşten gömlekle… Gazeteciler dünyanın her yerinde her zaman sözlerini söylemenin yolunu bulurlar. Ama şu an arkamızdaki yüce mahkeme bir kararı kaldırmakla, iptal etmekle bizden daha fazla bu ülkenin bir ayıbını kaldırmış olacak. BU ülkenin demokrasi lekesini silmiş olacak.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ise şunları söyledi:

Değerli basın emekçileri hepinizi TBB adına saygıyla selamlıyorum. Bugün burada basın hürriyetini savunmak için bulunuyorum. Basın hürriyetinin sadece gazetecilere tanınan bir özgürlük alanı olmadığını da çok iyi biliyoruz. Bu aslında 85 milyonun haber alma hakkını ve en temelde de çatı kavram olan ifade hürriyetini hedef alan bir sorundur. 2022 Mayıs ayında, ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak’ TCK’nin 217/A’ya getirilen yeni bir suç tipiyle, dezenformasyonla mücadele etiketi altında yapılan çalışmanın hak ve hürriyetler temelinde ne kadar ciddi sorunlara yol açacağını ifade etmiştik. Bu yasanın özellikle bilginin gerçek dışı olup olmadığının, hukuki öngörülebilirlikten uzak ve belirsizlikler içerdiğini ve bu anlamda kötüye kullanıma da son derece açık olduğunu ifade etmiştik. Ve geldiğimiz son noktada da maalesef ki belirttiğimiz tereddütlerimizin basın hürriyetini kısıtlanması açısından hayata geçtiğini üzüntüyle izliyoruz.

TOLGA ŞARDAN BASIN AÇIKLAMASINDA SÖZ ALDI

Söz konusu madde gerekçe gösterilerek tutuklanan ve daha sonra serbest bırakılan Tolga Şardan ise şunları ifade etti:

35 yıldır sokakta gazetecilik yapan bir gazeteciyim. Meslek büyüklerim bana her zaman şu tavsiyelerde bulundular: Gazetecilik bir mesafe mesleğidir. Gazetecilikten zengin olunmaz. Gazeteci sadece gazetecilik yapar. Ben bu şiarlarla bugüne kadar geldim. Ve hepinizin bildiği gibi geçen hafta kaleme aldığım bir yazı nedeniyle TCK’nin 217/A gereğince önce gözaltına alındım sonra tutuklandım. Pazartesi akşamı da tahliye edildim.

Ben son olmamı istemiştim bu sabah buraya gelinceye kadar ama bu sabah gelen haberlere bakılırsa aynı çerçevede bir gözaltı daha olmuş BU gözaltılar nereye kadar sürecek bunu bilemiyoruz ancak benden önceki konuşmacıların da dile getirdiği gibi AYM bugün önemli bir karar alacak. Bu karar Türkiye’nin önümüzdeki dönem için ne istikamette gideceğinin göstergesi olacak. AYM bir taş binadan ibaret olmadığını içinde hala bir demokrasi, çağdaşlık, halkın haber alma gücünün ya da talebinin yerine getirilmesi için görev yapan biz gazetecilerin önünü açması yönünde bir karar alması gerektiğini umuyorum ve sonuç itibarıyla, gelecek kuşaklara, henüz daha akademik eğitimini yapan gazeteci adaylarının da önlerinin açık olması için bir zemin oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Eğer AYM iptal kararı alırsa biz zaten meslek örgütleri ve gerçek gazeteciler olarak gazetecilik mesleğinin çok daha ileri gitmesini bizler sağlayacağız.

TOLGA ŞARDAN: BU MESLEK SAYESİNDE HAYATTAYIZ

BirGün'ün aktardığına göre MİT'in Cumhurbaşkanlığı'na sunduğu 'Yargı raporu'nda neler var?" başlıklı yazısı sonrası hakkında başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanıp ardından serbest bırakılan T24 yazarı Tolga Şardan da AYM önündeki açıklamaya katıldı.

Şardan burada yaptığı açıklamada, "Daha önce gözaltına alınıp tutuklanırken söylemiştim. Nihayetinde biz hepimiz gazeteciyiz. Bu meslek sayesinde hayattayız. Benim yaşadığım ilk değil. Daha önce de meslektaşlarımız, meslek büyüklerimiz bu süreçleri yaşadılar. Biz maalesef farklı süreçlerin altında kalan, ezilen bir meslek grubu olarak bu süreçleri yaşıyoruz" dedi.

AYM'nin görüşülecek Sansür Yasası ile ilgili sağduyulu bir karar vereceğini umduğunu belirten Şardan, "Vereceği sağduyu karar sadece mesleğimiz için değil toplumun genel beklentisi açısından da çok önemli. Toplumun biraz daha rahatlamaya ihtiyacı var. Doğru habere, doğru bilgiye ihtiyacı var. Dolayısıyla, gazetecilerin önünü kapatmak yerine, altını çizerek söylüyorum gazetecilik yapan gazetecilerin önünün açılması gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.

'DEZENFORMASYON MADDESİNİ TARİHİN ÇÖP SEPETİNE BİRLİKTE ATMAYA ÇAĞIRIYORUZ'

Basın meslek örgütleri şu çağrıyı yapmıştı:

"Yaklaşık iki yıldır ülkemizde basın ve ifade özgürlüğü gündeminin ilk sırasında yer alan sözde dezenformasyon yasası için 8 Kasım Çarşamba son gün!

Bir yıldır onlarca gazetecinin soruşturulmasına, gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına neden olan 'halkı yanıltıcı bilgi yayma' maddesinin keyfi suçlamalara yol açtığını artık tüm ülke biliyor, görüyor. Bu hafta sadece üç günde üç gözaltı, dört soruşturma, bir tutuklama ile karşı karşıya kalan gazeteciler bu yasa maddesinin iptal kararını Anayasa Mahkemesi önündeki 'Sansüre ve tutuklamalara karşı basın nöbeti' ile karşılayacak.

Ülkemizin en yüksek yargı organı olan Anayasa Mahkemesi’nin sansüre karşı basın özgürlüğünü gözeten Anayasamıza uygun bir karar vererek Başkent’te adaleti gözeten yargıçlar olduğunu tüm dünyaya göstermesini bekliyoruz. Basın ve ifade özgürlüğünü savunan tüm meslektaşlarımızı, okurlarımızı, sansürü kabul etmeyen demokrasi taraftarlarını sessiz protestomuza ve serbest kürsüye davet ediyoruz. Sözde dezenformasyon maddesini tarihin çöp sepetine birlikte atmaya çağırıyoruz."

1 YILDAN 3 YILA KADAR HAPİS ÖNGÖRÜYOR

Kamuoyunda dezenformasyonla mücadele yasası olarak bilinen 7418 Sayılı Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 29'uncu maddesiyle TCK'nın 217/A maddesine ekleme yapılarak, "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu ihdas edilmiş, bu suçu işleyenlerin 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması öngörülmüştü.

HEDEP, CHP'deki değişimi nasıl karşıladı? Güncel Akşener'den Kılıçdaroğlu'na "Hançer" yanıtı Güncel Deprem sonrası şirketlerin hedefinde zeytinlikler ve ormanlık alanlar var Güncel İsrailliler, Netanyahu'nun istifası için çadır kurdu Güncel