Sayıştay raporunda ortaya çıktı: Bakanlık risk alanlarını kontrol etmemiş
Sayıştay, depreme hazırlık konusunda Çevre Bakanlığı’nca önü açılan ihmaller silsilesini ortaya koydu. Bakanlığın, afet riski altındaki alanların dönüştürülmesiyle ilgili belediyeleri kontrol etmediği tespit edildi.
Maraş merkezli depremler yirmi yıldır tek adam rejimi tarafından yönetilen ülkede hiç bir kurumun, kuruluşun, yapının depreme yönelik herhangi bir hazırlık yapmadığını, görevlerini ve sorumluluklarını yerine getirmediğini bir kez daha gösterdi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ilişkin Sayıştay denetimleri, fay hatları üzerine yükselen Türkiye'de depreme hazırlık konusundaki ihmalleri bunun somut kanutlarından. Bakanlığa yönelik 2019'dan itibaren hazırlanan denetim raporlarında, “Afet riskli alanların dönüştürülmesi çalışmalarına yönelik kontrol mekanizması bulunmuyor” bulgusunun düzenli olarak yer aldığı belirlendi.
MUHALEFET KARŞI ÇIKTI
BirGün'den Mustafa Bildircin'in haberine göre, AKP hükümetince hazırlanan ve afet riski altındaki alanların dönüştürülmesini öngören 6306 Sayılı Kanun, 31 Mayıs 2012 tarihinde TBMM’de oy çokluğuyla kabul edilerek yürürlüğe girdi. Muhalefetin, “Amacından sapacak, rant için kullanılacak” gerekçesiyle karşı çıktığı kanun, yerel yönetimlere de çok sayıda sorumluluk yükledi. Yerel yönetimlerin kanun kapsamında kentlerdeki afet riskli alanların dönüştürülmesi için ivedilikle çalışması gerektiği belirtildi.
KONTROL EDİLMEDİ
Ancak kanun, tam da muhalefetin itiraz ettiği gibi birçok kez amacı dışında kullanıldı. Kentsel dönüşüm çalışmaları çok sayıda aile için adeta zulüm haline gelirken müteahhitler servetlerine servet kattı. Kanun kapsamında belediyelerin yürüttüğü çalışmaları kontrol etmekle görevli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ise bu konuda büyük zafiyet gösterdiği tespit edildi.
Sayıştay raporlarında zafiyet, “Yapılan incelemede, 6306 sayılı Kanun kapsamında uygulama yapan belediyelerin, Kanun'un 7’nci maddesinde hüküm altına alınan yükümlülüklerini yerine getirip getirmediklerinin takip edilmediği ve bunu sağlamaya yönelik bir kontrol mekanizmasının kurulmadığı görülmüştür” ifadeleriyle ortaya konuldu.
Sayıştay’ın tespitinin 2019 yılı itibarıyla her yıl geçerliliğini koruduğu ancak bakanlık sorunu çözmeye yönelik adım atmadığı bildirildi.