Taksim saldırısı sonrası hedef gösterilen Jiyan Tosun: Bir anda yüzlerce tehdit telefonu geldi, yeğenimi bile aradılar
Taksim'deki bombalı saldırının ardından Zafer Partisi Yöneticisi Adem Taşkaya tarafından hedef gösterilen avukat Jiyan Tosun, yaşadıklarını anlattı.
Taksim, İstiklal Caddesi’ndeki 6 yurttaşın ölümüne 81 yurttaşın ise yaralanmasına neden olan terör saldırısının ardından Zafer Partisi GİK üyesi Adem Taşkaya, Twitter hesabından İstiklal Caddesi’ne bombayı koyduğu iddia edilen kadının fotoğrafını paylaşmış, Taşkaya fotoğrafın üstüne bombayı koyan kişinin avukat Jiyan Tosun olduğunu yazmıştı. Taşkaya bir süre sonra söz konusu tweeti silmişti.
Ancak Twitter üzerinden avukat Jiyan Tosun hedef haline getirilmeye devam edilmişti.
YAŞADIKLARINI ANLATTI
Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un avukat olan kızı Jiyan Tosun, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde düzenlenen basın açıklamasında yaşadıklarını anlattı.
Patlamanın yaşandığı sırada müvekkilleriyle görüşen Tosun, "12 Ekim patlamasında Ankara garının önündeydim. 100 metre ötemde arkadaşlarım paramparça edildi. Canlı bombanın mağduru olarak yıllarca bunun psikolojisini yaşadım. Benim ofisim Beyoğlu’nda. Sokağın bitişiğinde bombalı eylem oldu. Ben müvekkillerimle görüşmeye gittiğimde bir çay bahçesinde oturuyordum" ifadelerini kullandı.
Gazete Duvar'dan Ferhat Yaşar'ın aktardığına göre Tosun, "Birisi ihbarda bulunmuş. Ben bunu karakola gittikten sonra öğrendim. Yanımda iki Suriye vatandaşı vardı. İhbar yapan kişi, ‘iki tane Suriyeli var. Bir kadın onlarla oturuyor’ demiş. Karakolda yanıma geldiler ve Suriyelilerin kimlik tespiti yapacaklarını söylediler. Ben de hukuki desteğe devam edeceğimi söyledim. Yarım saat sonra böyle bir ihbar bilgisi olduğu söylendi. Daha sonra TEM’den birileri geldi. Bir anda bana yüzlerce telefon gelmeye başladı. Tehditler hakaretler bunlar hepsi aynı anda gelmeye başladı" şeklinde konuştu.
"HERKES BAŞINDAN SAVMAK İSTEDİ"
Tosun, 16 yaşındaki yeğeninin telefonunun dahi arandığını söyleyerek, “Aile bireylerine ait olan bütün telefonlarımız ele geçirildi. Bunu ancak resmi kurumlar yapar. Yeğenim arandı ve ‘Bombacısınız, öleceksiniz, yaşamayı hak etmiyorsunuz’ diyerek tehdit edildi. İşte o an olayını dehşetini anladık ve savcılığa gittik. Yargılandığım dosya bilgileri var içinde. Yengem arandı. Tehdit edildi. Savcılığa 'can güvenliğim yok' dediğimde bana 'polis karakoluna git' dedi. Karakola gittiğimizde tekrar TEM Şube geldi. 3 saat boyunca orada bekletildik. Bir avukat olarak şikayetimi almıyorlar. Herkes başından savmak istedi" ifadelerini kullandı.