Türkiye devrimci hareketinin sembol ismi Deniz Gezmiş 77 yaşında! Az bilinen bir fotoğrafı ortaya çıktı
Devrimci hareketin sembol ismi ve 68 kuşağının önde gelen öğrenci lideri Deniz Gezmiş’in bugün 77’inci doğum günü… Henüz 25 yaşındayken idam edilen Deniz Gezmiş, yaşasaydı 77 yaşında olacaktı.
GERÇEK GÜNDEM - Türkiye’de sol hareketin en önemli isimlerinden biri olan Deniz Gezmiş, 28 Şubat 1947’de Ankara’nın Ayaş ilçesinde dünyaya geldi. Ailenin üç erkek çocuğundan ikincisiydi. Ağabeyi Bora Gezmiş Hukuk Fakültesi’nden ayrılıp bankacılık yapmıştı. Kardeşi Hamdi Gezmiş ise mali müşavirdi.
Deniz Gezmiş, ilkokulu Sivas'ın Yıldızeli ilçesinde, ardından Sivas merkezde o dönem Çifte Minareli Medrese'nin eyvanının yerinde bulunan Selçuk İlkokulunda ve ortaokulu ise Atatürk Ortaokulu’nda okudu. Liseyi İstanbul’da Haydarpaşa’da okuyan Gezmiş, lise döneminde sol düşünceyle tanıştı ve siyasi hayatına başladı.
11 Ekim 1965'te Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Üsküdar ilçe başkanlığına üye oldu. İlk defa 15-31 Ağustos 1966 tarihleri arasında Ankara'dan İstanbul'a yürüyen Çorum Belediyesi temizlik işçilerinin Taksim Anıtı’na çelenk koymaları sırasında işçilerin desteklenip TÜRK-İŞ yöneticilerinin protesto edildiği gösteri sırasında gözaltına alındı.
7 Kasım 1966'da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi.
22 Kasım 1967'de öğrenci örgütlerinin düzenlediği Kıbrıs Mitingi sırasında Aşık İhsani’yle birlikte ABD bayrağını yaktıkları gerekçesi ile gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan Gezmiş, arkadaşlarıyla birlikte 30 Ocak 1968'de "Devrimci Hukukçular Örgütü"nü kurdu.
7 Mart 1968'de İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi konferans salonunda düzenlenen toplantıda konuşma yapan Devlet Bakanı Seyfi Öztürk’ü protesto ettiği için tutuklandı. 2 Mayıs'a kadar tutuklu kalan Gezmiş, 30 Mayıs'ta 6.Filo’yu protesto ettiği için yargılandı ve beraat etti.
CİHAN ALPTEKİN’LE BİRLİKTE TUTUKLU KALDI
Ekim 1968'de eylemlerde birlikte olduğu Cihan Alptekin, Mustafa İlker Gürkan, Mustafa Lütfi Kıyıcı, Devran Seymen, Cevat Ercişli, M. Mehdi Beşpınar, Selahattin Okur, Saim Kurul ve Ömer Erim Süerkan'la birlikte Devrimci Öğrenci Birliğini (DÖB) kurdu.
28 Kasım 1968'de ABD Büyükelçisi Kommer’in gelişi sırasında Yeşilköy Havaalanı’ndaki protestolar nedeniyle tutuklandı ve 17 Aralık 1968'de serbest bırakıldı.
İstanbul Üniversitesi’nde sağcı öğrencilerin 16 Mart 1969'da girişmiş olduğu hareketlere karşı koyan Gezmiş, bu protestolar neden gösterilerek 19 Mart'ta yine tutuklanarak 3 Nisan'a kadar hapis yattı.
Ardından, Filistin’de bulunan Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi’nin gerilla kampına silahlı eğitim almak ve Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi (FDHKC) üyeleri ile aynı safta savaşmak için gitti.
Eylüle kadar Filistin’de gerilla kamplarında kalan Gezmiş, 28 Ağustos 1969'da Hukuk Fakültesi’nden ihraç edildi. Hakkında tutuklama kararının olduğu bu dönemde de gazetecilere röportajlar vermeye devam etti.
23 Eylül 1969'da Hukuk Fakültesinde bulunduğunun ihbar edilmesi üzerine fakülteye düzenlenen polis baskınında teslim olan Gezmiş, 25 Kasım'da serbest bırakıldı. Ancak Battal Mehetoğlu'nun sağcılar tarafından öldürülmesinden sonra okulda yapılan aramada ele geçirilen bir silahın Gezmiş'e ait olduğu iddia edilerek hakkında yeniden tutuklama kararı çıkarıldı. 20 Aralık 1969'da yakalanan Gezmiş, kendisiyle birlikte tutuklanan Cihan Alptekin’le birlikte 18 Eylül 1970'e kadar tutuklu kaldı.
Gezmiş, Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan’la birlikte Ankara’da Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nu (THKO) kurdu.
11 Ocak 1971'de THKO adına Ankara İş Bankası Emek Şubesinin soygununu gerçekleştirenler arasında yer aldı. Bu olaydan sonra Yusuf Aslan’la beraber "vur emri" ile aranmaya başlandı. Gezmiş ve Aslan’ın yakalanmasına yardım eden kişilere 15 bin lira ödül verileceği açıklandı.
4 Mart günü arkadaşlarıyla birlikte sabaha karşı Balgat'taki hava üssünde görevli 4 Amerikalıyı kaçırdı. Bir bildiri yayımlayarak 400 bin dolar fidye ve "tüm devrimcilerin serbest bırakılmasını" istedi. Otuz bin polis ve asker Ankara'da her yeri aradı, kentin bütün giriş ve çıkışları tutuldu.
Güvenlik güçleri 5 Mart'ta Deniz Gezmiş'i ve Amerikalıları bulmak için THKO'nun "karargâhı" sayılan ODTÜ'yü kuşattı. Öğrencilerle güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. 9 saat süren çatışmada 1'i komando er Mevlüt Meriç olmak üzere 3 kişi hayatını kaybetti, 26 kişi yaralandı. Üniversite süresiz kapatıldı. Gezmiş ve arkadaşları, 9 Mart'ta Amerikalıları serbest bıraktılar.
DENİZ GEZMİŞ, YUSUF ASLAN VE HÜSEYİN İNAN NEDEN İDAM EDİLDİ?
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 6 Mayıs 1972 tarihinde, gece 01.00 ile 03.00 saatleri arasında Ulucanlar Cezaevi'nde asılarak idam edildi. Gezmiş ve arkadaşları 16 Temmuz 1971'de başlayan THKO-1 Davası'nda TCK'nin 146. maddesini ihlâl ettiği gerekçesiyle 9 Ekim 1971'de 146/1 maddesi uyarınca idam cezasına çarptırılmıştı:
“Mahkememiz, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını/bir kısmını tağyir, tebdil veya ilgaya cebren teşebbüs suçunu işlediğinizi sabit gördü. Türk Ceza Kanunu'nun 146/1 maddesi uyarınca ölüm cezası ile tecziyenize karar verdi. Hüküm bir hafta içinde kabil-i temyizdir, tutukluluğunuz devam edecektir.”
Daha sonra idam kararı Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından da onaylandı.
Dönemin sağcı milletvekillerinden Mustafa Kubilay İmer, oturumda yaptığı konuşmada, "Bu üç komünist soysuzun idamları hakkındaki karara gelinceye kadar, daha önce çıkan ve sayısı hayli kabarık idam infazlarına ses çıkarmayan CHP ve onun genel başkanı, kamuoyu tarafından çok iyi bilenen sebeplerden adeta af havarisi kesilmiştir" ifadelerini kullandı.
TBMM'de "3-3" bağırışları arasında Gezmiş, Aslan ve İnan'ın idamına onay verildi.
“DENİZ GEZMİŞ VE ARKADAŞLARI KONUSUNDA YANLIŞ YAPTIK”
Ancak o dönemde Gezmiş ve arkadaşlarının idamına onay veren siyasetçiler duydukları üzüntü ve pişmanlıkları daha sonradan dile getirdiler.
Adalet Partisi kökenli siyasetçilerden Nahit Menteşe, "Asker mutlaka idamlarını istiyordu. Deniz Gezmiş ve arkadaşları konusunda yanlış yaptık" ifadelerini kullandı.
“İDAMLAR HİÇBİR MESELEYİ HALLETMİYOR”
Adalet Partisi kökenli eski TBMM Başkanı ve bakan İsmet Sezgin, “Bir fiili durum oldu adeta. O günün havasında Meclis başka türlü karar veremezdi. Onlar etkili oldu. Bir baskı ortamı vardı. O ortamdan kendini kurtaramadı Meclis. Öyle değerlendiriyorum onu. Yanlış olmuştur. İdamlar hiçbir meseleyi halletmiyor. Osmanlı'da bu kadar sadrazam katledildi, Menderes katledildi, bu gençler asıldı da ne oldu? Bir kin meydana geliyor. Bir küskünlük meydana geliyor. Adeta bir kütleyi de kaybediyorsunuz. Ama bu hatalar yapılabiliyor. Devlet duygularla, heyecanlarla değil, akılla, hukukla yönetilir. Can almak Tanrı'ya mahsustur” dedi.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de yıllar sonra, "O günün şartları öyle icap ettirmiştir, öyle yapılmıştır. Türkiye’deki rejim de o zaman olağanüstü bir rejimdir” diye konuştu.
DENİZ GEZMİŞ'İN AZ BİLİNEN BİR FOTOĞRAFI
Deniz Gezmiş'in yoldaşı Mustafa Yalçıner de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Deniz Gezmiş'in 77'inci doğum gününü kutladı. Yalçıner Deniz Gezmiş'in pek bilinmeyen bir fotoğrafını da paylaştı.
Fotoğrafta Deniz Gezmiş'in yanında yoldaşı Cihan Alptekin bulunuyor.