Yabancı büyükelçilerde 'Cumhuriyet'in 100. yılı şaşkınlığı': Birbirlerine 'sana bir şey geldi mi?' diye soruyorlar
Gazeteci Barçın Yinanç, Türkiye'deki yabancı büyükelçilerin 29 Ekim kutlamalarıyla ilgili halen bilgilendirilmediklerini söyledi: "Birbirlerine 'Sana bir şey geldi mi' diye sorup duruyorlar. İki haftadan az bir süre kalmış ne davet var ne bir şey."
Cumhuriyet'in ilanının 100. yılının 29 Ekim'de Türkiye genelinde kutlanması bekleniyordu, ancak iktidar kanadının bu konudaki sessizliği özellikle yabancı ülke temsilcileri tarafından şaşkınlıkla izleniyor.
T24 yazarı Barçın Yinanç, Türkiye'deki büyükelçiler ve uluslararası örgütlerin temsilcilerinin bir süredir birbirlerine "Sana bir şey geldi mi" diye sorup durduklarını kaydetti. "Merak ettikleri, 29 Ekim için özel olarak nasıl bir faaliyet yapılacağı. İki haftadan az bir süre kalmış ne davet var ne bir şey" diyen gazeteci, şöyle devam etti:
"İktidar unutmak istese de 29 Ekim'de Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılının kutlanacağının yabancılar bile idrakinde. İhtimal bu aralar, çok da özel bir coşkuyla kutlanmayacağının farkına varmaya başladılar.
Aslında seçimlerden beri yabancı büyükelçiler, 29 Ekim'e üst düzey katılım sağlamak gerekebilir diye, Ankara'yı yoklayıp durdular.
Çünkü normalde, devletler kuruluşlarının, 75, 100, 200. yıl dönümlerinde özellikle yabancı liderlerin de katıldığı görkemli kutlamalar yaparlar. Mümkün olduğu kadar çok sayıda ve üst düzey katılım tercih edilir. Bir anlamda diğer devletlerce ne kadar önemsendiğinizin, ne kadar saygı duyulduğunuzun da bir göstergesi olur. İçinde yaratıcılığın da olduğu kutlamalar dosta düşmana ülkenin zenginliğine, özgüvenine dair bir nevi gösteriş yapma fırsatı da verir.
'BİR İKTİDAR KENDİ ÜLKESİNİN YAKIN TARİHİNE BU KADAR MI MESAFELİ DURUR?'
Ankara'daki nahif büyükelçiler de, kendi ülkelerinin devlet başkanları, başbakanları ya da bakanlarının takvimi dolmadan, 29 Ekim'i Türkiye için tutmak için ön almak istediler.
Ama sanırım bizim kadar onlar da mevcut iktidarın 1923 ile 2003 arasını neden basit bir parantez olarak gördüklerini, sırf Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı ifadesini kullanmamak için niye Türkiye yüzyılı diye bir slogan çıkarttıklarını, Cumhuriyet'in 100 yıllık birikimini neden bu kadar hiçe saydıklarını anlamakta, algılamakta zorlanıyorlar.
Bir iktidar kendi ülkesinin yakın tarihine bu kadar mı mesafeli durur, bu kadar mı geçmiş dönemle barışmaktan imtina eder? (...)"