Yapımcı, ‘düşündüğünüz gibi değil’ dedi ama… Depremzedeler tepkili: Enkaz yığını olan Hatay bu sefer de film setine dönüştürüldü
6 Şubat’ta meydana gelen ve on binlerce insanın ölümüne neden olan depremin üzerinden 9 ay geçti. En ağır hasarı alan Hatay’da enkazları set olarak kullanan “Şahsi Meselemiz” filmine ise tepkiler devam ediyor. Hataylılar, "Enkazlarımız üzerinde film çekilmesini kabullenemiyoruz” dedi.
GERÇEK GÜNDEM - 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin üzerinden 9 ay geçmesine rağmen Hataylılar en temel ihtiyaçlarına ulaşamıyorken, çadırlarda kalmak zorundayken, Antakya tamamen bir enkaz yığınına dönüşmüşken; enkazları set olarak kullanan “Şahsi Meselemiz” filmine tepkiler devam ediyor.
Oyuncu kadrosunda Cezmi Baskın, Uğur Çavuşoğlu, Ömer Ahmet, Hilal Anay ve Emre Özmen gibi isimlerin bulunduğu filmin yönetmeni Gürsel Ateş. “Şahsi Meselemiz” filminin yapımcılığını ise Bülent Durgun üstleniyor.
Yaklaşık bir ay içerisinde çekimlerinin sona ermesi planlanan filmin galası ise, depremin gerçekleştiği tarih olan 6 Şubat’ta yapılacak.
FİLMİN YAPIMCISINDAN AÇIKLAMA: “SİZİN DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ GİBİ DEĞİL”
Filmin yapımcısı Bülent Durgun gelen tepkilere karşı sosyal medya hesabından, “Filmimize tepki gösteren abilerim, kardeşlerim, ablalarım, annelerim, babalarım… Hepiniz şunu iyi bilin. Yanlış bilgi yayılıyor, bu film sizi üzecek, kıracak bir film değildir. Hiçbir siyasi partinin de adamı değilim. Bu film siyaset üssü bir filmdir. İzlediğinizde emin olun hep birlikte göreceksiniz” açıklamalarında bulundu.
Durgun, “Ben Hatay’ımızı ve depremi unutturmamak için bu filmi yaptım. Gelecek İstanbul depremine de uyarı olsun ve tekrar hayatlar kaybedilmesin. Ortada iyi niyet var, göreceksiniz. Eleştirilerinize saygı duyuyorum, film sizin düşündüğünüz gibi bir siyasi film değil” dedi.
HATAYLILAR İMZA KAMPANYASI BAŞLATMIŞTI
Enkaz yığınına dönüşen koca bir şehrin film setine dönüştürülmesi ise çok büyük tepkilere yol açtı. Sosyal medya üzerinden filmin oyuncularına, yönetmenine ve yapımcısına çağrıda bulunan Hataylılar imza kampanyası başlatmıştı.
Yapılan açıklamada, “Depremde birçok yönden en ağır hasarı alan, hala ihtiyaçları karşılanmamış, maddi ve manevi zorluklarla mücadele eden Hataylılar olarak, "Şahsi Meselemiz" adlı filmin set sürecine ve bazı oyuncuların açıklamalarına verdiğimiz tepkiden sonra birçok hemşerimizin de bizimle aynı fikirde olduğunu görmemize istinaden; yaşadığımız bu felaketin belgesel niteliğinden uzak, bir film projesi halinde depremzedelerin ruh hali düşünülmeden; yıkılan şehrimiz ve enkazımız dekor malzemesi olarak kullanılan, gerçekliğimizin bir kurgu malzemesi haline gelme riski taşıyan bu film ekibinden ve yapımcısından bir özeleştiri veya açıklama bekliyoruz. Acılarımız hala taze ve travmalarımız her geçen gün tetiklenirken; depremzedelerin gözü önünde çekilen bu filmin tüm depremzedeleri derinden etkileyeceğini biliyoruz. Film projesinin aynı duyarsızlıkla devamına karar verildiği halde iptali için kamuoyu baskısı oluşturulacağını bilmenizi isteriz. Sesimizin ve gerçeğimizin duyurulmasından imtina etmeyeceğimizi, belgesel niteliği taşıyacak ve Hatay halkına katkı sağlayacak projelere canı gönülden destek vereceğimizi belirtmek isteriz “denildi.
“ÇEKİMLERİN ENKAZDA YAPILMASI KORKUNÇ”
Gerçek Gündem’e konuşan Antakyalı depremzede ve Avukat Mehmet Ali Gümüş, “Şahsi Meselemiz” filminin setinin çekimlerini ilk gördüğünde çok üzüldüğünü ve kızdığını söyledi. Gümüş’e göre enkazların set olarak kullanılması, birileri can çekişirken bundan çok güzel video olup deyip yardım etmek yerine video çekmekle eş değer bir durum:
“Biz bu tarz istismarların ve yağmacılığının memleketimizin her yerinde olacağını öngörüyorduk. Biz kendi aramızda bile bu konunun istismar edileceğini, bizim yaşadığımız bu korkunç kıyıma ve acıya ticari kazanç gözüyle bakılacağını bekliyorduk. Ancak bunun bu kadar erken olmasını beklemiyorduk.”
Gümüş, çekilen filmde arama-kurtarmanın ve yardım ekiplerinin yetersizliğinin, on binlerce insanın ölümünün mesuliyetinin kimlerde olduğunun gösterileceğine inanmadığını söyledi. Bilakis bunun tam tersinin filmde anlatılacağını belirten Gümüş, depremin ilk 3 gününün depremzedeler için hayati olduğunu ancak ilk günlerde çok büyük bir organizasyonluk yaşandığını hatırlattı:
“Yönetim kısmında her şeyin güllük gülistanlık olduğunu anlatacaklar bize. Bu filmin bir doğa olayı karşısında yaşanılan çaresizlikmiş gibi lanse edileceğini düşünüyorum. Ancak tabii ki durum tüm dünyanın da gördüğü üzere asla böyle değildi.”
“GALAYI 6 ŞUBAT’TA YAPMAK İZANSIZLIK”
Avukat Gümüş, filmin galasının 6 Şubat’ta Hatay’da yapılmasının izansızlık ve terbiyesizlik olduğunu söyledi. Gümüş’e göre, filmin yapımcısı, yönetmeni ve oyuncuları derhal bu hatadan geri dönmeli çünkü filmin galasının 6 Şubat’ta yapılması herkes açısından olumsuz sonuçlar doğuracak.
6 Şubat’ın Antakyalılar ve diğer tüm depremzedeler için çok travmatik bir tarih olduğunu belirten Gümüş, “Bizler 6 Şubat’ı duyduğumuzda hala çok tuhaf oluyoruz. Galanın şu anki durumda ve şu an yaşadığımız yerde yapılmasına izin verilmeyecektir. Umarım galayı 6 Şubat’ta yaparak böyle bir saygısızlığa ve onur kırıcı tutuma yönelmezler” diye konuştu.
“BU SATIRLARI OKUYORLARSA BİZE KULAK VERSİNLER, BU İŞTEN HEMEN VAZGEÇSİNLER”
Gümüş’e göre, gelen tepkiler üzerine film iptal edilmeyecek ancak ortamın yumuşamasını sağlamak için çekimler bekletilebilir ya da ertelenebilir. Gümüş, “Her şeye bu kadar para odaklı bakan bir zihniyetin paralarından kolay kolay vazgeçeceklerini asla düşünmüyorum. Ama eğer bu satırları okurlarsa ya da bir yerlerde sesimizi duyarlarsa bize kulak versinler, yaptıkları şey çok yanlış. Maddi manevi onlara da çok büyük zarar verecek bir işe girişmişler. Bu işten hemen vazgeçsinler” dedi.
“ŞEHRİMİZİN ADETA BİR KAOS MEYDANINA DÖNDÜĞÜNÜN KİMSE FARKINDA DEĞİL”
Gerçek Gündem’e konuşan ve sosyal medyada ‘Ötükosu’ olarak bilinen Öykü Atcı ise, Hataylılar olarak asıl sinirlendikleri ve kırıldıkları noktanın enkazların set olarak kullanılması olduğunu söyledi.
Atcı, “Biz, Hataylı depremzedeler olarak "Şahsi Meselemiz" filminin set sürecindeki görüntüleri gördüğümüz ve bazı oyuncuların açıklamalarını dinlediğimiz an şok geçirdik çünkü fark ettik ki dokuz aydır bireysel ve toplumsal açıdan maddi manevi yaşadığımız zorluklar, çektiğimiz acıların; şehrimizin adeta bir kaos meydanına dönmüş olduğunun kimse farkında değil. Depremin üzerinden bugün tam dokuz ay geçmiş olmasına rağmen hala çözülmemiş sorunlar, giderilmemiş ihtiyaçların önüne alel acele çekilen bir deprem filminin fikri bile bizleri çok üzdü” diye konuştu.
“ENKAZLARIMIZ ÜZERİNDE FİLM ÇEKİLMESİNİ KABULLENEMİYORUZ”
Hiçbir Hataylının depremde yaşanan felaketin boyutunun duyurulmasından rahatsız olmadığını belirten Atcı, herkesin depremin tüm gerçekliğinin ‘şeffaf’ bir biçimde gözler önüne serilmesini istediğini söyledi. Ancak Atcı’ya göre, “Şahsi Meselemiz” filmi daha çok maddi kaygılar içeriyor:
“Hala sevdiklerinin cenazesini bulamayan Hataylıların, çok büyük acılar ve travmalarla boğuşan bizlerin yıkık şehrine set kurulmasını kabullenemiyoruz. "Dekor" olarak görülen yıkık binalarımız ve enkazlarımızın üzerinde film çekilmesini kabullenemiyoruz.”
“DEPREM GÜNÜ VE SONRASINDA 3 GÜN BOYUNCA BİZLERE ULAŞAMAYAN YETKİLİLER DE FİLME KONU OLMALI”
Atcı, depremzedelerin gözü önünde, travmalarının tetiklenmesi umursanmadan ve henüz acılar çok tazeyken deprem anılarının canlandırılmasının sabırlarını taşıran son damla olduğunu söyledi ve ekledi:
“Ne evlerimizin enkazı dekor ne yıkık sokaklarımız set alanı ne de sevdiklerimizin yaraları basite indirgenmiş makyajlarla objektif olmayan bir filme konu olacak kadar değersiz. Eğer deprem felaketinin gerçekliği gösterilmek isteniyorsa, deprem günü ve sonrasında bize 3 gün boyunca ulaşamayan yetkililer de filme konu olmalı. Set süreci fotoğraflarında "depremzede makyajı" yapıldığını gördük. Alınan darbeler, yaralar makyajlarla gösterilecek kadar basitleştirilemez.”