Yargıtay'ın Can Atalay kararına tepki
Yargıtay'ın, AYM'nin Can Atalay kararını uygulamaması yönünde karar vermesinin ardından tepkiler gecikmedi.
Anayasa Mahkemesi'nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'la ilgili verdiği ikinci ihlal kararı Yargıtay'a gönderilmişti. Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararında "AYM'nin hak ihlali kararının hukuki değeri yok" dedi.
Yargıtay'ın AYM kararını uygulamamasına karşı tepkiler yükselmeye başladı. Can Atalay'ın partisi TİP, karara ilişkin olarak sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
TİP, "Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Hatay Mv. Can Atalay hakkındaki kararı, Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğu sandıkla sağlayamayan Saray Rejimi’nin Anayasa’yı fiilen ortadan kaldırdığının ilanıdır. Bu bir yargı kararı değildir. Darbedir! Darbeye ve darbecilere geçit vermeyeceğiz!" ifadesini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, karara karşı erken seçim çağrısı yaptı. Günaydın, "Krizde başlanılan yere geri dönüldü: Anayasa Mahkemesi’ne planlanmış itibar suikasti.. Filler tepişiyor, çimenler eziliyor.. Bu ülke böyle devam edemez; yerel seçimler sonrası acil gündem erken seçim olmalıdır!" dedi.
"YARGITAY ANAYASA'YA AYAR VERİYOR"
CHP'den bir tepki de Ali Mahir Başarır'dan geldi. Başarır sosyal medya hesabından yaptı paylaşımında "Yargıtay’ın bu kararı, kuvvetler ayrılığı ilkesini ayaklar altına almaktır. Meclis’in iradesine yani halkın iradesine apaçık darbe vurmaktır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na ayar vermektir. Yargıtay bir de utanmadan TBMM’ye Can Atalay’ın vekilliğini düşürün emri veriyor. Unutmayın! Düşmesi gereken Can Atalay’ın vekilliği değil, sizin bulunduğunuz koltuktaki görevlerinizdir!" diye kaydetti.
İSTANBUL BAROSU'NDAN AÇIKLAMA
Can Atalay'ın kayıtlı olduğu İstanbul Barosu da karar ilişkin tepkisini dile getirdi.
Baronun açıklaması şöyle:
"İstanbul Barosu, Av. Ş. Can ATALAY ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin ilk ihlal kararından sonra Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkan ve Üyelerinin yargıya duyulması gereken güveni zedeleyen ve suç oluşturan eylemleri dolayısıyla gerekli cezai soruşturmanın yapılması için Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’na suç duyurusunda bulunmuştu. Anayasa Mahkemesi’nin 21.12.2023 tarihli ikinci ihlal kararına rağmen Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkan ve Üyeleri dosya üzerinde yetkileri olmamasına ve dosyayı işlem yapmaksızın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne iade etmeleri gerekirken “Anayasa Mahkemesi'nce verilen ikinci ihlal kararının hukuki değeri olmadığı, bu bağlamda Anayasa'nın 153/6. Maddesi kapsamında uygulanabilecek bir kararın var olmadığı” şeklinde hukuk sistemimizde yeri olmayan bir karar daha vermiştir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkan ve Üyeleri suç işlemeye devam etmektedirler. Siyasilerin yargıya hakem olmak istediği, yargıçların suç işlemekte ısrar ettiği bu dosya bize yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı yoksa Anayasa’nın da kanunların da demokrasinin de olmadığını bir kez daha göstermiştir. İstanbul Barosu olarak hukukta ısrar edeceğiz."
DEM PARTİSİ: YARGITAY FİİLİ ANAYASIZLIĞA GEÇİŞİ İLAN ETMİŞ
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devem ederken açıklama yaptı.
Doğan, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) tutuklu Hatay Milletvekili Can Atalay'la ilgili ikinci tahliye kararını da uygulamayan Yargıtay'ı eleştirdi.
"Tahmin edilemeyecek bir tavır değil" diyen Ayşegül Doğan, "Bu konuda çokça çekmiş bir siyasi parti olarak DEM Parti bu karara şaşırdı mı, elbette hayır, şaşırmadık. Çünkü bu konuda sayısız tecrübemiz var. Fakat olur da Yargıtay şaşırırsa diye bekledik. Aslında Yargıtay malumu ilan etmiş oldu. On yıllardır Türkiye'de yaşanan hukuksuzluğu, yok sayılan aslında tümden değişmesi gereken bir darbe anayasasının dahi nasıl uygulanmadığını, nasıl bir fiili anayasasızlığa, hukuksuzluğa geçildiğini bir kez daha ilan etmiş oldu" ifadelerini kullandı.
'YARGITAY ANAYASAYI TÜMDEN YOK SAYIYOR'
Anayasa Mahkemesi kararlarının, Anayasa'nın 153. maddesine göre uygulanmasının zorunlu olduğunu hatırlatan Doğan, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bir üyesine ilişkin ikinci ihlal kararına cevaben diyor ki, 'Hukuki değeri yoktur'. Bu sadece Anayasa'nın 153. maddesinin tanımamak anlamına gelmez. Yargıtay anayasayı tümden, fiilen yok sayıyor. O halde Yargıtay'ın verdiği kararın da hukuken hiçbir değeri, hiçbir karşılığı yoktur" dedi.
'İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ, İKİNCİ YARGI DARBESİNİN FİTİLİNİ ATEŞLEDİ'
AYM kararını, ilk olarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tanımadığına değinen Doğan, şunları söyledi:
"Can Atalay'la ilgili son ihlal kararı 21 Aralık'ta verildi. Ve Anayasa Mahkemesi tarafından yeniden yargılanmasına başlanması, mahkumiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi şeklinde hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak bir karar duyurulmuştu. Bu kararın gereğini yerine getirmeyi bırakın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ikinci bir yargı darbesinin fitilini ateşledi ve Atalay için hüküm verildiği gerekçesiyle kararı yerine getirmeyip dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne gönderdi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi de bugün Anayasa Mahkemesi'nin kararının hukuki değerinin olmadığını söyledi."
'ARTIK HANGİSİNE NASIL BİR DARBE TANIMLAMASI YAPACAĞIMIZI ŞAŞIRDIK'
"Bir de kararın 'jüristokratik' olduğu yazılmış gerekçede" diyen Doğan, "Eğer jüristokratik bir karar aranıyorsa hatırlatalım, verdikleri tüm hukuk dışı kararlara geriye dönüp baktıklarında nerede bu hukuksuzluğun olduğunu çok iyi göreceklerdir. Bu bir yargı skandalıdır. Artık hangisine, hangi birine nasıl bir darbe tanımlaması yapacağımızı şaşırır hale geldik. Hukuk da infaz ediliyor artık. Aslında hukuken söylenecek söz yok çünkü yaşadığımız her şey siyasi bir biçimde, maksatlı, kasıtlı ve iktidarın lehine kararlar doğrultusunda alınıyor" şeklinde konuştu.