Eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav sessizliğini bozdu: Kılıçdaroğlu sözünü unuttu

Abone ol

Eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav, ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili olarak "Son seçimde, 'Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı olmamalı' sözünü unuttu ve kendisi aday olunca toplumda doğal olarak bir şaşkınlık ve tutarsızlık izlenimi yarattı" dedi.

Eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav, ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan karşısında ikinci turda yüzde 47,82'yle kaybettiği cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından başlayan 'değişim' tartışmalarını değerlendirdi.

Cumhuriyet gazetesinden Işık Kansu'nun aktardığına göre "Bir genel başkanın cumhurbaşkanı adayı olması çok doğaldır. Ancak, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 2018'de Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olduğunda NTV'deki bir açıklamasında, bir genel başkanın cumhurbaşkanı adayı olmasının yanlışlığına değinmişti" diyen Sav, şöyle devam etti:

"Son seçimde, 'Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı olmamalı' sözünü unuttu ve kendisi aday olunca toplumda doğal olarak bir şaşkınlık ve tutarsızlık izlenimi yarattı. Yanlış ve hayalperest, olanaksız vaatlerde bulunuldu. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu başarılı olsaydı, zafer kazanmış bir komutan gibi algılanacaktı. Seçim kaybetmesi üzerine kendisinin eleştirilmesinde de şaşılacak ve etik olmayan bir yön yoktur.

10. yenilgisini almış olmasına rağmen CHP Genel Başkanı'nın görevde kalıcı olmak istemesi ve bunda ısrar etmesi seçmenin güven duygusunu azaltmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun yakın çevresi ve bir kısım anket firmaları tarafından yanıltılmasından doğan bu sonuç, başarıya susamış olan örgütümüzü ve seçmeni çok üzmüş, hayal kırıklığına sürüklemiş ve bir umutsuzluk doğurmuştur."

ÖNDER SAV VE KILIÇDAROĞLU HAKKINDA

Editörün notu: Partide uzun yıllar üst düzey görevlerde bulunan Sav, halen Kılıçdaroğlu'nu CHP Genel Başkanlığı'na 'seçmiş ve seçtirmiş kişi' olarak anılıyor.

Birlikte çalıştıkları dönem Kılıçdaroğlu'nun söylem ve eylemlerine Sav ve ekibi tarafından sık sık 'balans ayarı' yapıldığı konuşuluyordu. İki ismin arası resmi bir şekilde ilk kez 2010'da açıldı.

12 Eylül 2010'da gerçekleştirilen ve Türkiye'nin yakın siyasi tarihini şekillendiren anayasa referandumunda Kılıçdaroğlu oy kullanamadı. Kulislerde Sav'ın CHP liderinin seçmen kaydı olmadığını 40 gündür bildiği, "Halledilir, kolay" dediği ancak herhangi bir adım atılmadığı ileri sürülüyordu.

Teşkilatlardaki sıkıntıların da artmaya başlaması üzerine Kılıçdaroğlu, Kasım 2010'da yeni Merkez Yönetim Kurulu'nda (MYK) Önder Sav'a görev vermedi.

Aynı günlerde Milliyet'te yer alan bir haberde Kılıçdaroğlu'nun, Sav'la son diyaloğuyla ilgili milletvekillerine şunları söylediği kaydediliyordu: "Sizlere bilgi vermek istiyorum. Aramızda geçen son konuşma yumuşak bir sohbet olmadı."

'PARTİ BOŞLUKTA KALMAZ'

Kılıçdaroğlu'nun görevden ayrılmasına yönelik çağrılarla ilgili söylediği ileri sürülen "Şu anda istifa ettiğim zaman parti boşlukta kalacak. Zaten kurultay süreci başladığı için benim istifa etmeme gerek yok. Ben değişim değil yenilenme diyorum. Ben çivi çakmadım buraya. Hiçbiriniz bana 'çalışmadın' diyemezsiniz. Çalıştım" ifadesine de değinen Sav, şunları kaydetti:

"Geçmişte Atatürk, İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Deniz Baykal, Hikmet Çetin ve Altan Öymen, genel başkanlığı boşalttıklarında parti boşlukta mı kaldı? Sayın Kılıçdaroğlu genel başkan olduğunda parti boşlukta mıydı? Parti boşlukta kalmaz. Ayrıca, Sayın Kılıçdaroğlu, 'Genel başkanlık yükünü taşıyacağına inanacağım birisi çıkarsa ona genel başkanlığı bırakabilirim' demektedir. Genel başkanda aranan niteliklerin başında, partinin ilke, program ve tüzüğüne bağlılık gelir. Partinin birikimini yok sayarak CHP'yi yönetecek yetenekte kimsenin bulunamayacağını ileri sürmek fevkalade şaşırtıcıdır. Dahası partinin ilkelerine bağlı, geçmişi temiz biri çıkarsa genel başkanlığını ona bırakabileceğini söylemek de yenilir yutulur gibi değildir. Bu söz, CHP'de geçmişi temiz olan yok demek anlamında algılanır. Hatta bazı duyarlı üyeler, bunun partiye ve kendilerine açıkça yapılmış bir hakaret sayabilir."

'Erdoğan'ın bu kararlardan geri dönüş isteyeceği kesin' Gündem Mustafa Sarıgül'e Meclis’te yumruk atan Turan Tüysüz: İlk o vurdu Gündem Mustafa Sarıgül'e saldırı: 'Beyefendiyi 15 yıldır görmüyordum, çok değişmiş' Gündem Kılıçdaroğlu: Neron Roma'yı yaktı, Erdoğan da Türkiye'yi Gündem