2018 Miss Turkey ikincisi Tara'dan estetik açıklaması

İşte Özlem Kaymaz ve kızı Tara’nın programda yaptığı önemli açıklamalardan satırbaşları…

“Biz o akşam yarışmayı ailece izledik. Kıyaslamaya girmedik. Sadece kızımızı seyrettik. Şevval’in birinci olacağını hiç tahmin etmedim. 45 yaşında halktan bir kadın olarak Şevval’in yüzündeki estetiği bir bakışta görebiliyorum. Ben o jüride olsaydım, Şevval’in estetiği benim oylamamda puan kırdırırdı. Biz yarı Hollandalı bir aileyiz. Tara, kendisine bir şey yaptırmak istediğinde parayı kendisi öder. O para saç kestirmeye boyatmaya yeter ama estetiğe yetmez.

– Sonuçtan Tara için mutluyum. bir akış var, her şey olması gerektiği gibi oluyor.

Yüzümde estetik yok. Bizim zamanımızda her şey çok zordu. Annem izin vermediği için ben o kaşlarla yarışmaya çıktım. Boyuyorlardı daha da kötü oluyordu.

– Türkiye güzelliği bir amaç değil, daha büyük adımlar için bir araç. Bazı kızlar için oyunculuğa adım atmak için kullanılıyor olabilir. Aslında o taç daha iyi işlerde kullanılıp, on binlere yüz binlere ulaşmak için kullanılabilir.

Tara için ‘Türkçe bile konuşmuyor’, ‘Türkiye’de yaşamıyor’ dediler. Tara, Türkiye vatandaşı. TC kimliği var. Sigortası var. Türkçe konuşuyor. Aslında birinci ve üçüncü Türkiye’de yaşamıyor.

Tara Ortaokul ve lise eğitimini Türkiye’de tamamladı. Sonra Hollanda’ya geri döndü. Biz Hollanda-Türkiye kültürünü harmanlıyoruz. 16 yaşından sonra çalışıp kendi parasını kazanmak durumunda. Bu Hollanda’nın kültürü. Ben bakıyorum. Kafama yatan Hollanda kuralını kendi aileme dahil ediyorum.

ÖZLEM KAYMAZ ÇOCUĞU DANIEL’LE İLGİLİ İSE ŞUNLARI SÖYLEDİ

19 Eylül’de Daniel’in ameliyat günüydü. Yarışma 24 Eylül’deydi. Daniel doktorlara ‘Ameliyatı erteliyorum. Tara’nın yanında olmak istiyorum’ dedi. Ameliyat ertelendi. Önümüzdeki günlerde hastaneye yatması lazım çünkü nefes yollarında sıkıntı var. Alt çenesi hiç gelişmemiş bir şekilde dünyaya geliyor ve bu durum 3 hayati şeyi etkiliyor. Yemek yemek, nefes almak, konuşmak… Daniel şuanda İngilizce, Hollandaca ve Türkçe konuşuyor ve yazıyor. Parmak eksikliği vardı, giderildi. Başparmak tamamlandı. Çok ilginç, vücudun bütün kemikleri yaşla büyüyor. Çene kemiği sabit kalıyor.

Daniel’in bir sebebi vardı. Beni değiştirmesi gerekiyordu. Onun sayesinde bir çok insana ulaşıyoruz. 16 yıldır hala yemek yemedi. Sert bir gıda yemedi. 42 ameliyatı atlatmak hem kalbin hem akciğerin dayanması onun bize öğreteceği bir şeylerin olduğunun göstergesi.

Doğumda bana bebeği göstermediler, 2 saat sonra görebildim. O süre içinde Daniel’in vücudundaki eksikliklerle ilgili o kadar çok şey duydum ki… Hilkat garibesiyle karşılaşacağımı düşündüm. Ya evladıma bakmak istemezsem. Ya onu sahiplenmezsem fikrinin suçluluğu vardı üzerimde.

2 saat sonra bana ‘tanışın ve vedalaşın’ dediler. Çünkü başka hastaneye gidecekti. Nefes alamıyordu. ‘Küçük meleğim iyi şanslar’ dediğimi hatırlıyorum ama bunu hangi dilde söyledim bilmiyorum. Belki de hiç söylemedim içimden geçirdim.

Ben Daniel’i gördüğümde müthiş bir Avrupalı bebek gördüm. Bembeyazdı. Yuvarlak yüzü vardı. Saçları yoktu. Daha Hollandalı bir bebekti… Bir de Tara’yı gördüğümde verdiğim tepkiyi hatırlıyorum ‘bu benim olamaz’ dedim.

“TARA KONUŞMAMAYA BAŞLADI”

Sağlıklı bir kardeş beklerken patlayan bir bomba çocuklarda farklı travmaların yaşanmasına neden olabiliyor. Tara konuşmamaya başladı. 3-5 ay geçti. Bu arada o bahsi geçen 3-5 ay ben her sabah yoğunbakımdayım. Sonra farkettik ki, Tara 3-4 kişi dışında kimseyle konuşmuyor. Gıdıklayıp, yere yatırsalar Tara asla konuşmuyor. 1,5 yıl gık çıkmadı. Ciddi psikologlarla çalıştık. ‘Selektif mutizim’ adı seçici suskunluk. İlk konuşması 1 Nisan’da hiç unutmuyorum. Bir kızla bahçede oynuyordu. Ben mutfaktaydım, bulaşık yıkıyordum. Tara’nın ağzının oynadığını gördüm. ‘Tara konuşuyor, Tara konuşuyor’ diye bağırmaya başladım.

– Ben, annem, kız kardeşim, babannesi ve babasıyla konuşuyor. Onun dışında kimseyle konuşmuyor. Patates kızartması, makarna ve pilavla büyüdü. 11 yaşına kadar et yemedi, beni çıldırttı.

Miss Universe toplumda rol model olmayı hedefleyen güçlü kadın, güçlü karakter istiyor. O yüzden Tara’nın görüntüsünde bir değişiklik olacak.

– Güzellik insanın içindedir lafı klişe geliyor ama doğru. Estetik olan kimseyi yargılamıyorum. Estetik yaptıran herkes ‘piskolojik nedenlerle’ yaptırdığının tabii ki farkında. İnsanlar yaptırırken belli nedenlerle yaptırıyor. O yüzden kimseyi eleştirmiyorum. Benim yarışma jürimdeki plastik cerrah Onur Erol, yarışmadan 15 dakika sonra ‘sen bana gel burnunu yapalım’ dedi. Travma yaşadım. Sonra gittim, çizimler falan yapıldı. Sonra vazgeçtim.

Tara Davies ‘estetik yaptırır mısın?’ sorusuna şu yanıtı verdi:

“Ben estetik yaptırmam. Kardeşim dünyaya çok eksik bir listeyle geldi. Onun yüzüne baktığımda benim estetik yaptırmam haksızlık diye düşünüyorum.” Daniel aslında bize bir hediye. Etten kemikten yapıldık. Her an bir şeyimizi kaybedebiliriz. Ona tutunarak yaşamaya başladığında esas sorunlar başlıyor. Kadınlar için ‘daha iyi bir ben’ programını geliştirdim. birisi için iyi olmak değil, kendisinin en iyisine ulaşmak… en iyi yönünü ortaya çıkarmak. Dışarıdan yapılan estetik müdahalelerle bir yere kadar. Düşlediğiniz bir çok şeyi gerçekleştirebilirsiniz. 2-3 kilo vermek, saha iyi görünmek için insanlar debelenip duruyor. Ben bir kurstan eğitim alıp gelip söylemiyorum. 16 yıldır yaşadığım şeyler bunlar…

2000 yılındaydı. 2 yıl kadar Türkiye’de yaşadık. Bir yalı dairesinde oturuyorduk. bir gazeteci röportaja geldi ve bana ‘Oh iyisin valla, yabancı kocayı da kaptın’ dedi. İrite oldum. Zaten röportajı sonlandırdım. 2 gün sonra Amsterdam’dayım bir başlık ‘Özlem Kaymaz Türk ırkı çok çirkin’ dedi. Hemen gazeteyi aradım o dönem. Tara yarışmaya katılınca konu yeniden hortladı. Bu durum bana sosyal medyadaki insanların ne kadar kötü kalpli olduğunu gösterdi. Bir kadın olarak son kapanış gibi sağlıklı bir bebeği emzirmek, kucaklamak çok iyi geliyor. 3. çocuğum Dante benim iyileşme sebebimdir. Genetik olarak tekrarlama ihtimali yüzde 50’ydi. Çok ciddi kontrollerden sonra Nice’te doğdu. İlk iki çocuğum Amsterdam’da doğdu.

Bana göre aşkta yaş farkı önemlidir. Benim normlarım içerisinde kalmalı. 30 yaş falan kesinlikle yüksek rakamlar. Aynı çizgi film karakterini beğenmek diye bir şey var.