'2019 Mart seçimi dönüşüm günüdür'
Beylikdüzü Belediye Başkanı İmamoğlu, "Mart 2019'da değişim yaşanmalı" dedi.
Beylikdüzü Belediye Başkanı İmamoğlu, "Mart 2019'da değişim yaşanmalı" dedi.
İstanbul’da başarılı belediyeler denilince akla ilk gelen belediyelerden biri Beylikdüzü.
2014 yerel seçimlerinde AKP’den ilçeyi alarak göreve başladı Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu.
Cumhuriyet'ten Hazal Ocak, İmamoğlu’yla göreve geldiği günden bugüne ilçenin nasıl değiştiğini, neler yaptıklarını ve ilçeye ilişkin hayallerini konuştu.
İşte o söyleşi:
Yaşam Vadisi’nden Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’ne kadar ilçede birçok projesini hayata geçiren İmamoğlu, “Beylikdüzü’nü tüm konularda ilk 5 sıraya oturtma” hedefi olduğunu söylüyor.
-İlçede son 5 yılda ne değişti?
Beylikdüzü’nde hayat 180 derece değişti. Bir kere şehir hayatı yaşanmaya başladı. Şehir hayatı yaşanmasında en önemli destekleyici unsur mekânlar, buluşma anları, sanat, kültür, eğitim... Kendimizi Batı İstanbul’un merkezi olarak tanımlıyoruz.
Eğer İstanbul’un en büyük kent parkına sahipseniz bunu hak ediyorsunuz diye düşünüyorum. Yaşam Vadisi İstanbul’un en büyük kent parkı. İstanbul’un en nitelikli, en kullanışlı, belki de en kaliteli kültür merkezi Beylikdüzü’ndeyse bunu hak ediyorsunuz. Ve tabii ki buluşma anları... Bu şehir tüm milli anları, en keyifli bir şekilde yaşayan bir şehir haline gelmiştir. İstanbul’un en iddialı buluşmalarından sevgi barış buluşmalarını gerçekleştirmektedir. İçeriği oldukça zengin söyleşilerinden tutun da sahaf festivaline varıncaya kadar... Batı İstanbul’un merkezi olmayı hak edecek belki de dünya ölçeğinde yarınlarda yer bulacak olan caz günlerini, klasik müzik günlerini yapmakta. Bu geleneklerin hiçbiri, bu anların bu kaliteli mekânların hiçbirisi daha önce yoktu. Bu önemli bir farktır. Yaşam memnuniyeti açısından İstanbul’un en iddialı ilçelerinden biri haline geldik.
‘Hedefimiz ilk 5’
-Beylikdüzü için hayalleriniz var mı?
Özellikle Beylikdüzü’nde yoğun bir genç ve çocuk nüfusu var. O çocukların ve gençlerin belki de Türkiye’de en söz sahibi, en etkili, geleceğe ve çağdaş bir yol yürüyecek ciddi insan kaynağının yetiştiği bir ilçe olmayı çok arzu ediyorum Tabii buna uygun altyapıları oluşturmak zorundasınız. Bu bağlamda 2030 vizyonu diye bir çalışma yaptık. Bu çalışma, bütün insani gelişim endeksleriyle ilgili tüm konularda Beylikdüzü’nü Türkiye’nin nüfusu yüksek olan ilçeler arasında, tüm konularda ilk 5 sıraya oturtmak hedefimiz. Yani Beylikdüzü denince akla en güzel duygular, en insani gelişim puanlarının yaşam ortamlarının olduğu, en huzurlu bir ilçe olduğu hatta önümüzdeki yıllardaki teknolojik ve digital birtakım gelişmelere ayak uyduran, buna dönük sektörlerin Beylikdüzü’nde var olduğu ve bu noktada yatırımların yapıldığı ve bu yatırımların İstanbul’da merkezi noktasında Beylikdüzü’nün anıldığı bir ilçe haline gelmek. Bu hayal aslında sadece Beylikdüzü’nün hayali olmaktan çıkar. Bence İstanbul’u tetikler, örnek bir gelişme ve yol haritası ortaya koyabilirsek bu Türkiye’ye bile olağanüstü mesajlar verir. Bence çocuklara ve gençlere mutlak 2030’a dönük vizyonumuzla beraber geleceğe hazırlamalıyız. Benim Beylikdüzü’ne ilişkin en büyük hayalim budur.
Dönüşüm günü
-Yerel seçimleri nasıl görüyorsunuz?
2019 yerel seçimleri İstanbul’un kader seçimi diyebilirim çünkü İstanbul’u 25 yıldır yönetenlerin bile ihanetten ve İstanbul’un çok kötü koşullara sahip olduğundan bahsettiğini görüyorsak ve yaşıyorsak demek ki kötüye gidiyor. Gelişimiyle, yoğunlaşmasıyla, dünyanın gelişmiş ülkelerinin, bireylerinin artık tercih etmediği şehir haline geliyorsa, ticari anlamdaki değerini kaybediyorsa ve gayrimenkul satışlarıyla anılan bir kent olmaya doğru gidiyorsa, tüm bunlar İstanbul’a yapılan ihanetin parametreleri. 2019 tercihleri bir zihniyet değişimi, bir anlayış değişimi, felsefe değişimine dönük olmalı. Üretmeyen toplumun tüketen topluma dönüşmesiyle yaşadığımız ekonomik depresyonların sona ermesi adına da bir dönüşüm günüdür 2019 Mart seçimi. Tüm bunların ışığında şuna inanıyorum ki toplum bunun farkına varacak. Yerel yönetimin ve bu ülkenin birçok sorununun siyaset üstü samimi duygularla ele alınması gerektiği bir dönemin başladığının farkına varacak. Biz bu noktada bunun en iyi temsili olan sosyal demokrat anlayış kavramıyla berabar 2019’da hem Beylikdüzü’nde hem de İstanbul’da ve tüm Türkye’deki birçok şehirde büyük başarı elde edeceğimizi düşünüyorum.
Gönülden oy alırım
-Peki, yeniden aday mısınız?
Adayım ve Beylikdüzü’nde çalışmalarımıza 24 Haziran seçimlerinden bir gün sonra 25 Haziran’da seçim stardını verdik. ‘Beylikdüzü başardı’ kavramıyla sürecimizi başlattık. Hem vatandaşımıza kalan işlerimizi toparlamak hem de vatandaşlarımıza ne yaptığımızı anlatmak ve de yapacaklarımızı anlatmak üzerine kurulu kampanyamızı yönetiyoruz, ama aslında bizim en değerli kampanyamız 2014’teki seçim günüyle başladı. Var olan kampanyamızı daha hızlandırarak, daha güçlendirerek, toplumda siyasi görüşü ne olursa olsun, bireyin oyunu almaya dönük bir anlayışla süreci yönetiyoruz. Benim kalbim ve vicdanım bana şunu söylüyor: Beylikdüzün’de oyunu alamayacağım bir kişinin bile yaşadığını düşünmüyorum. Elinden alamam ama gönlünden oyunu alırım diye düşünüyorum. Bu kentte yaşayan her bireyi değerli görüyoruz. En az oy verenler kadar vermeyenlerin de hak sahibi olduğu bir kent yarattığımızı düşünüyorum. Bu demokrasi anlayışımızla umut ediyorum 2019’da çok başarılı bir sonuç elde edeceğiz.
Beylikdüzü için...
-CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adayları arasında isminiz geçiyor...
Başarı sonrası insanların bir kısım yerlere layık gösterilmesi kadar değerli bir şey yok. Bu bağlamda İstanbul gibi büyük bir meselede ismimin 4-4.5 yıllık hizmet süreciyle beraber anılıyor olması benim için elbette değerli. Elbette ki sorumluluk duygumu artıran bir kavram. Tabii ki bunun yanı sıra İstanbul’a ciddi bir hazırlık, İstanbul’a dönük ciddi bir yol haritası gerekmektedir. Bu noktada eminim ki ve inanıyorum ki partimiz İstanbul’a en doğru, en hazırlıklı aday tercihini yapacaktır. Şahsım adına onur verici bir dile getiriliş ya da paylaşım ama ben şu anda Beylikdüzü odaklı çalışmalarıma devam ediyorum.
Felsefesi olan bir park
-Yaşam Vadisi’ni anlatabilir misiniz?
Yaşam Vadisi İstanbul’un en büyük kent içi parkı. Bir parka tabi sadece adıyla ‘park’ demek yetmiyor. Hissettirmek lazım. İçeriğiyle, ortaya koyduğu felsefesiyle Yaşam Vadisi tam da yaşamı hissetiren bir kent içi park. E-5 karayolundan denize kadar uzanan bir park. 1. etabı hizmette. 2. etabı mart ayında vatandaşımızla buluşacak. Son etabı da 1.5-2 yılda bitirilip kente hediye edilecek. Toplam alanı 1 milyon 100 bin metrekare bu parkın ama yakın etki alanlarıyla 1.5 milyon metrekareyi bulan bir yaşam alanından bahsediyoruz. Betondan uzaklaşan Beylikdüzü, İstanbul’un yoğunlaşmış kent anlayışından uzaklaşan tam da huzura, dinginliğe, özgürlüğe atılan bir adım gibi düşünebilirsiniz. Biz zaten İstanbul’un böyle bir yol ayrımına ihtiyaç duyduğunu düşünenlerdeniz. Yaşam Vadisi bu yol ayrımının, yani gidilmesi gereken yolun en büyük işaret tabelası olduğunu düşünüyorum.
Bürokratik engeller çıktı
-‘Beylikdüzü’ne şunu yapamadım’ dediğiniz bir şey var mı?
5 yıla sığmayan işlerimiz oldu. Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nin de içinde bulunduğu Cumhuriyet caddesi yaya yoğunluklu alan düzenlememiz istediğimiz seviyeye ulaşmadı. Sahille ilgili bir takım bürokratik engellerden dolayı sürecin uzadığı, özellikle Yaşam Vadisi’nin bittiği noktayla marina arasındaki yaya aksı ve sahil düzenlemesiyle ilgili projemiz sayabileceğim iki nokta.
-Bürokratik engeller neydi?
Bir takım İBB düzenlemeleri, o alan içerisinde bulunan bir alanın hazineden bize devredilmemesi ve Özelleştirme İdaresi tarafından satılması gibi... Orada bir rekreasyon ve turizm alanı ihaleyle satıldı. Bir takım işlerimize bu tarz olaylar biraz engel oldu ama yolumuzda devam ediyoruz. 5 yılın içine sığdırdığımız işler aslında görüyorum ki çok büyük işler çünkü olağanüstü bir 5 yıl yaşadık hep beraber. 2019 yerel seçimiyle beraber 8 seçim yaşamış olacağız. Bir darbe girişimi yaşadı bu ülke. Belki Cumhuriyet tarihinin en utanılacak günlerinden birini yaşadık. Yanısıra bir de krizi yaşıyoruz. Buna rağmen şahsım ve Beylikdüzü halkı adına ifade edebilirim ki gerçekten kendi kaynaklarıyla büyük işler başarmış bir ekibiz ama başaramadığımız bir sonraki döneme kalan, eksik kalan işlerimiz var. Anladık ki tam bir hikaye kısacık bir 5 yılda yazılamıyor. Umarım hep birlikte bunu tamamlarız.
Kültür merkezi yaşama döndü
Beylikdüzü Belediyesi tarafından tadilatı yapılarak hayata kazandırılan Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi (BAKSM) içerisinde çok amaçlı salonu, kütüphanesi, sergi ve müze salonu, kafeleri ve kitabevi ile İstanbul’daki tüm sanatseverlerin buluşma noktası olmaya aday. 25 bin metrekarelik alana sahip merkezin giriş katında bulunan 700+20 seyirci kapasiteli Beylikdüzü Sahnesi, kültür sanat etkinliklerine ev sahipliği yapacak. Merkezin resmi açılışı 22 Kasım Perşembe günü yapılacak. Cumhuriyet devrimlerinin eğitim alanındaki en önemli uygulamalarından Köy Enstitüleri’ni beyaz perdeye taşıyan yönetmenliğini ve senaryosunu Cengiz Özkarabekir’in yaptığı ‘Yücel’in Çiçekleri’ belgesel filminin galası 23 Kasım Cuma günü bu merkezde yapılacak. Merkezin açılış etkinlikleri kapsamında, Hasan Âli Yücel, İsmail Hakkı Tonguç ve Köy Enstitüleri Fotoğraf Sergisi de yurttaşlarla buluşacak. Merkez içerisinde bulunan, 19 Mayıs’ta açılışı yapılan Yaşar Kemal Kütüphanesi ise 1250 metrekarelik alanda, 80 bin kitap, 20 bilgisayar ve 300 kişi kapasitesiyle kitapseverlere hizmet vermeye başladı. Engelli yurttaşların kütüphane hizmeti alması da kolaylaştı.