27. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nın teması belli oldu
27. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası'nın teması ekonomik kriz üzerine belirlendi. "Ekonomi ne ayol?" denilen açıklamada, ekonomik zorluklara dikkat çekildi.
27. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nın 24-30 Haziran tarihleri arasında ekonomik kriz temasıyla gerçekleşeceği duyuruldu. Bu temanın sloganı ise “Ekonomi ne ayol?” oldu.
Bu yıl 24-30 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 27. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nın teması açıklandı. Onur Haftası’nın bu yıl ki teması ekonomik kriz olacak.
İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi, yaptığı yazılı açıklamada, “LGBTİ+’ların birbirine yükselmesinden daha hızlı yükselen döviz karşısında eriyen Türk Lirası ve giderek kötüleşen Türkiye ekonomisi, 7’den 70’e Türkiye’de yaşayan herkesi etkiliyor” diyerek “Bu durumdan da payını en çok alan LGBTİ+lar oluyor” şeklinde ekledi.
‘EKONOMİ NE AYOL?’
“Yaşamımızı sürdürmek için televizyonlardan açıklanan ekonomi paketlerinden medet umamayacağımızın farkındayız. Tam da bu noktada ayakta durabilmek için nelere ihtiyacımız olduğunu konuşmak için soruyoruz: Ekonomi ne ayol?” ifadelerine yer verilen açıklamada, krizden kurtuluşun alternatif yollarının tartışılacağı kaydedildi.
Açıklamanın tam metni ise şöyle:
LGBTİ+’ların birbirine yükselmesinden daha hızlı yükselen döviz karşısında eriyen Türk Lirası ve giderek kötüleşen Türkiye ekonomisi, 7’den 70’e Türkiye’de yaşayan herkesi etkiliyor. Bu durumdan da payını en çok alan LGBTİ+lar oluyor. Beldelerimizin* eridiği, piyasalardaki dalgalanmaların ruh halimizi sarstığı bu günlerde, 24-30 Haziran 2019 tarihlerinde gerçekleşecek 27. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nın temasını açıklıyoruz: EKONOMİ NE AYOL?
Bakın burası çok önemli: LGBTİ+’lar için bugün yaşanan kriz yeni değil! Bizler yıllardır giremediğimiz işlerde, okuyamadığımız okullarda, yaşayamadığımız evlerde, güvencesiz hayatlarımızda bu krizi her saniye durmaksızın deneyimliyoruz. Bugün kimlik ayırt etmeksizin herkesi mağdur eden bu krizin ekonomik olduğu kadar aynı zamanda politik olduğunu, kendi hayatlarımızdan biliyoruz. Yaşamımızı sürdürmek için televizyonlardan açıklanan ekonomi paketlerinden medet umamayacağımızın farkındayız. Tam da bu noktada ayakta durabilmek için nelere ihtiyacımız olduğunu konuşmak için soruyoruz: Ekonomi ne ayol?
Ekonomik krizin baş gösterdiği dönemlerde Türkiye’de ve pek çok farklı ülkede politikacıların krizi popülist bir söylemle oy devşirmek için kullandığını yıllardır görüyoruz. Bu politikacılar krizin, işsizliğin baş suçlusu olarak ötekileştirilen kesimleri hedef göstermekte ve krizin faturasını bu gruplara keserek bizleri gettolara ve evlere sıkıştırmaya çalışmaktadır. Yaşadığımız kriz ne popülist politikacıların ne de entelektüel söylemlerin çözemeyeceği kadar yaşamın içinde ve gerçektir.
Bunlara ek olarak; ekonomik sorunlar çözüldüğünde LGBTİ+fobinin de çözüleceğini savunan, LGBTİ+’ların gündelik yaşamlarındaki sorunları görünmez kılan, açlık ile nefret arasında önem hiyerarşisi yaratan, LGBTİ+fobiyi ertelenebilecek bir sorunmuş gibi gösterip gündemleştirmekten kaçınan sığ politikaların taşıyıcıları, LGBTİ+’ların yıllardır yaşadığı krizi, sorunları ve hayatta kalma mücadelesini yok sayıyor; kendi heteroseksist ve ikili cinsiyetçi politikalarını merkeze alarak özgürlük mücadelesi verdiğini iddia ediyorlar. Yıllardır kendi pratiklerimizden de gördüğümüz gibi LGBTİ+’lar ve diğer ezilen kimlikler özgürleşmeden, hiçbir kriz çözülmeyecek.
Krizin çalışma hayatını herkes için zorlaştırdığı çok açık, ancak LGBTİ+’lar açısından bu kriz bizlere yönelen fobiyle daha da derinleşmekte. Belli başlı sektörlere, gizli kalmaya, ya da emek istismarına açık, sağlıklı olmayan ve güvencesiz çalışma koşullarına mahkûm edilen LGBTİ+’ların nasıl hayatta kaldıklarını konuşmak için soruyoruz: Ekonomi ne ayol?
Seks işçilerinin, beyaz yakalıların, mavi yakalıların, öğrencilerin, işsizlerin, emeklilerin, kimi zaman emekli olma hakkına dahi çeşitli nedenlerle erişemeyenlerin ve hangi konumda olursa olsun tüm LGBTİ+’ların istihdam, eğitim ve yaşamın diğer tüm alanlarına adil bir şekilde katılması ve sendikal haklarının yasal güvence altına alınması; yaşanan krizin öncelenmesi gereken çözümlerindendir. LGBTİ+’ları kapsamayan tüm ekonomik “paketlere”, BAKIN BURASI ÇOK ÖNEMLİ, NAKKA** diyoruz.
Yaşadığımız krizin sonuçlarının elbette yalnızca bunlar olmadığının farkındayız. Kendi dinamiklerimizin, duygularımızın, ilişkilerimizin, bedenlerimizin, hazlarımızın bu krizden doğrudan etkilendiğini ve bu sarmalın yeni krizlerin habercisi olduğunu görebiliyoruz. Tam da bu noktada duygularımızın ve arzularımızın ekonomisinden bahsedebilmek için soruyoruz: Ekonomi ne ayol?
27. LGBTİ+ Onur Haftası’nda, bizleri görmezden gelen ekonomik tartışmaları ve ezbere yapılan konuşmaları bir kenara bırakmak ve kendi sözümüzü hep beraber üretmek istiyoruz. Ekonomiden ne anladığımızı; krizin hayatlarımızdaki, bedenlerimizdeki, cinselliğimizdeki yansımalarını; krizin bizden aldıklarını ve alamadıklarını; dayanışmalarımızı, duygularımızı ve tüm bu krizden kurtuluşun alternatif yollarını İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nda konuşmaya, tartışmaya çağırıyoruz.
Hepimizin 27. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası kutlu olsun!