6 aylık vergi ertelemesi kimleri kapsıyor?
Koronavirüsün ekonomiye etkisini azaltmak için ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ çerçevesinde açıklanan 6 ay vergi ertelemesiyle ilgili Yeminli Mali Müşavir İlyas Emre Yayla da en çok merak edilen soruları yanıtladı.
Dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgının Türk ekonomisine etkisini azaltmak adına hükümet destek paketlerinin kapsamını genişleterek vergi ertelemesinden yararlanacak 16 sektörü belirlemişti. Aralarında çiftçi, terzi, manav, avukat gibi 1.9 milyon gelir vergisi mükellefi de ertelemeden yararlanacak. Beyannameler 27 Temmuz’da verilecek, vergi ödemeleri ise ekim, kasım ve aralık aylarının son haftası yapılabilecek. Mazars Denge Ankara Vergi Ortağı Yeminli Mali Müşavir İlyas Emre Yayla en çok sorulan soruları yanıtladı.
Yayla'nın konuyla ilgili cevapları şöyle;
COVİD-19 SONRASI AÇIKLANAN BAZI DESTEKLER?
"Bütün Dünya’yı etkileyen COVİD-19 salgının belki de insanlık için daha yıkıcı etkisi olabilecek ekonomik etkilerinin azaltılmasına yönelik bütün ülkeler önlem paketlerini açıklamaya/uygulamaya koymaya başladılar. Ülkemiz de aynı şekilde; açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanını çerçevesinde destekler açılanmaya başladı.
Bu desteklerin bazıları şunlardır:
- Bazı mükelleflerin Mücbir Sebep Hali kapsamında olduğunun ilan edilmesi ve Geri Kazanım Katılım Payı (GEKAP) dahil bazı Vergi beyannamelerinin verilme ve ödeme sürelerinin ertelemesi,
- Çalışanların maaşının Devlet tarafından karşılanmasına yönelik Kısa çalışma ödeneğinin alınmasının kolaylaştırılması ve Telafi çalışma süresinin uzatılması,
- Turizm Sektörüne; Konaklama Vergisinin ertelenmesi ve Hazineye olan kira, kesin izin, kesin tahsis, irtifak hakkı, ecrimisil bedellerinin ertelenmesi gibi özel destekler,
- KGF fon tutarının ve şirketlerin yararlanabileceği limitin artırılması, kredi ödemelerinde destek ve erteleme gibi Finansal Destek paketleridir.
Ayrıca, bu desteklerin çeşitlenerek devamının geleceğini düşünmek yanlış olmayacaktır.
MÜCBİR SEBEP NEDİR?
Mücbir sebep kelime anlamıyla ‘Herhangi bir kimse tarafından alınacak önlemlere karşı, önüne geçilmesi olanaksız, borcun yerine getirilmesine engel, borçlunun iradesi dışında beklenmedik olaylar’ anlamına gelmektedir. Vergi Kanunları açısından ise Vergi ödevinin yerine getirilmesine engel olan olaylar olup Vergi Usul Kanunu (VUK) md.13’de tadadi olarak sayılarak bu hallerin neler olduğu belirtilmiştir. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda COVİD-19’u kanun kapsamında değerlendirmiş ancak bütün mükellefler için değil 518 Seri No’lu Genel Tebliğ ile bazı mükellefleri Mücbir Sebep Hali ilan etmiştir.
HANGİ MÜKELLEFLER MÜCBİR SEBEP HALİ KAPSAMINDADIR?
Gelir Vergisi mükelleflerinden; Ticari, zirai ve mesleki kazanç yönünden gelir vergisi mükellefi olan gerçek kişiler.
Kurumlar Vergisi Mükelleflerinden ise;
- Koronavirüs salgınından doğrudan etkilenen ve ana faaliyet alanı itibarıyla; alışveriş merkezleri dahil perakende, sağlık hizmetleri, mobilya imalatı, demir çelik ve metal sanayii, madencilik ve taş ocakçılığı, bina inşaat hizmetleri, endüstriyel mutfak imalatı, otomotiv imalatı ve ticareti ile otomotiv sanayii için parça ve aksesuar imalatı, araç kiralama, depolama faaliyetleri dahil lojistik ve ulaşım, sinema ve tiyatro gibi sanatsal hizmetler, matbaacılık dahil kitap, gazete, dergi ve benzeri basılı ürünlerin yayımcılık faaliyetleri, tur operatörleri ve seyahat acenteleri dahil konaklama faaliyetleri, lokanta, kıraathane dahil yiyecek ve içecek hizmetleri, tekstil ve konfeksiyon imalatı ve ticareti ile halkla ilişkiler dahil etkinlik ve organizasyon hizmetleri sektörlerinde faaliyette bulunan mükellefler ve
- Ana faaliyet alanı itibarıyla İçişleri Bakanlığınca alınan tedbirler kapsamında geçici süreliğine faaliyetlerine ara verilmesine karar verilen işyerlerinin bulunduğu sektörlerde faaliyette bulunan mükellefler, mücbir sebep hükümlerinden yararlanabileceklerdir.
MÜCBİR SEBEP HALİ KAPSAMINDA OLDUĞUMU NASIL ANLARIM?
Öncelikle; Gelir Vergisi mükellefleri açısından durum açık olup; bütün ticari, zirai ve serbest meslek kapsamında mükellef olan gerçek kişiler mücbir sebep haline girmektedir. Kurumlar Vergisi mükellefleri açısından ise; sadece ana faaliyet konusu yukarıda belirtilen sektörlerden birinde olan mükellefler ile İçişleri Bakanlığı tarafından faaliyeti durdurulan sektörlerde bulunan mükellefler mücbir sebep hali kapsamdadır. Vergi Daireleri kendisinde kayıtlı olan faaliyet koduna göre sistem üzerinden otomatik olarak mükelleflerin mücbir sebep hallerini tanımlamaktadır.
VERGİ DAİRESİ SİSTEMİNDE MÜCBİR SEBEP HALİ KAPSAMINDA GÖZÜKMEYEN MÜKELLEFLER NE YAPMALI?
Uygulamada mükelleflerin fiili faaliyet konusu ile vergi dairelerine bildirilmiş olan faaliyet konusu farklılık arz edebilmektedir. Ayrıca, bir mükellef çoğu zaman aynı tüzel kişilik altında birden çok alanda faaliyette de bulunabilmektedir. Bu gibi durumlarda faaliyet konusu itibariyle mücbir sebep hali kapsamında olmakla birlikte otomatik tanımlamada bu kapsamda değerlendirilmeyen mükellefler bulunabilmektedir.
Bu nedenle, ana faaliyet konusunun mücbir sebep hali kapsamında değerlendirilen faaliyetler arasında olduğunu düşünen mükellefler öncelikle mutlaka internet vergi dairesi üzerinden mücbir sebep durumları için sorgulama yapmalıdırlar.Tebliğ kapsamında olup sistemde yapılan sorgulama sonucunda mücbir sebep hali içerisinde gözükmeyen mükellefler ise hak kaybına uğramamak için mutlaka bağlı oldukları vergi dairesine ana faaliyet konusu olan sektörü bir dilekçe açıklayıp kendisini mücbir sebep hali kapsamına aldırması gerekmektedir.
MÜCBİR SEBEP KAPSAMINDA OLANLARA SAĞLANAN DESTEKLER?
Öncelikle, bu Mükelleflerin; isan, mayıs, haziran aylarında verilecek ve ödenecek olan Muhtasar Beyannameler (Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannameleri dâhil) ve Katma Değer Vergisi Beyannameleri ile bu aylara ait ‘Form Ba-Bs’ bildirimleri ve e-Defterlerin ‘Elektronik Defter Beratları’nın yüklenme süreleri sıra ile temmuz, ağustos ve eylül aylarına, bu beyannamelere istinaden tahakkuk eden vergilerin ödeme sürelerinin ise yine sırası ile ekim, kasım ve aralık aylarına ertelenmiştir.
Ayrıca, kısa çalışma ödeneği ve finansal destek paketlerinden öncelikle mücbir sebep kapsamında olan mükelleflerin yararlanmasının beklenmesi de doğru bir yaklaşım olacaktır.”