ABD - Türkiye krizine neden olmuştu: Casuslukla suçlandı
ABD İstanbul Başkonsolosluğu irtibat görevlisi Metin Topuz hakkında iddianame hazırlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma, ABD İstanbul Başkonsolosluğu irtibat görevlisi Metin Topuz'un gözaltına alınmasından 1 yıl 4 ay sonra tamamlandı.
Metin Topuz'un şüphelisi olduğu 78 sayfalık iddianamede, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yanısıra Binali Yıldırım, Ali Babacan, Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Bekir Bozdağ gibi isimlerin bulunduğu 30 kişi de "müşteki- mağdur" olarak yer aldı. Metin Topuz, 4 Ekim 2017'den beri tutuklu bulunuyor.
"ÖRGÜTÜN AMACINA ULAŞMASINDA AKTİF ROL ÜSTLENDİĞİ"
İddianamede, Metin Topuz'un 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarında rol olan emniyet görevlileriyle "görevi aşacak şekilde" çok yoğun irtibatının olduğuna dikkat çekildi. İddianamede, Topuz'un savunmasında, ABD'nin İstanbul Konsolosluğunda yapmış olduğu tercümanlık/mihmandarlık görevi kapsamında görüşmeler yaptığını söylediği, ancak görüşmelerin sıklığının "17/25 Aralık öncesinde yoğunlaşması dikkate alınarak bu savunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu" vurgulandı.
İddianamede, Topuz'un "Casusluk faaliyetleri kapsamında, soruşturmaların kontrol ve koordinesi ile safahat ve sürecine dair bilgi alış verişi olduğu, örgüt mensuplarına iletilmesi maksadıyla kendisine verilen bilgi ve talimatların bu kumpas soruşturmaları gerçekleştirerek Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs eden örgüt mensuplarına iletilmesi, bu yöndeki faaliyetlerin takibi, denetimi ve gerekli konularda müdahale veya yönlendirmeler ile örgütün bu amaca ulaşmasında aktif görev alarak rol üstlenmesi biçiminde olduğu ve bu süreçte icra edilen eylemlerin takip elemanı gibi kumpas soruşturmaların koordine ve kontrolünü yapmak olduğu anlaşılmıştır" denildi.
"TANIK İFADESİNE GÖRE ADİL ÖKSÜZ İLE İRTİBATLI"
İddianamede, soruşturma kapsamında tanık olarak ifadesi alınan ve muhbirlik yaptığını belirtilen Nizamettin Çelikbilek'in beyanları doğrultusunda Metin Topuz ile 15 Temmuz'da Akıncı Üssü'nde yakalanıp bırakılan Adil Öksüz'le irtibatı olduğu da ileri sürüldü. Çelikbilek'in ifadesinde 2007-2008 yıllarında bir alışveriş merkezinde o dönem İstanbul İl Jandarma KOM Müdürü Asım Sürer ve Metin Topuz ile oturdukları esnada, Topuz'a bir telefon geldiğini, Topuz'un kalkarak konuşmaya başladığını ve konuştuğu kişiye hitaben "Bu isteğiniz beni aşar hocam, beni direkt arasın başka türlü bu isteğinizi gerçekleştiremem" ve "Adil bey arasın" şeklinde beyanda bulunduğunu söylediğine yer verildi. Çelikbilek'in bu konuşmayı Asım Sürer'e aktararak konuşmada geçen Adil'in kim olduğunu sorduğunu, Sürer'in de "Adil Öksüz'ü duymadın mı? 'Metin Topuz'un paşası da, efendisi de odur" dediğini söylediğine yer verildi.
FETÖ şüphelisi polis müdürleriyle irtibatı tespit edilen ve ''Anayasal düzeni ortadan kaldırmak'', ''casusluk'' ve "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından tutuklanan ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz'un soruşturma kapsamında ek ifadesi alındı.
Topuz'un, 17-25 Aralık operasyonlarını yürüten eski İstanbul Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı, eski Mali Şube Müdür Yardımcısı Yasin Topçu ve söz konusu operasyonlarda dinleme yaptığı öne sürülen büronun amiri İbrahim Şener ile birlikte 2012 yılında ABD'ye gittiği belirtilmişt.
VİZE KRİZİNİ BAŞLATTI
Metin Topuz'un tutuklanması ABD ile Türkiye arasında siyasi bir krize yol açmıştı. ABD Topuz hakkındaki iddiaları reddediyordu.
ABD, Topuz'un tutuklanması sonrası, Türkiye'den yapılan vize başvurularını süresiz olarak askıya almıştı. Türkiye de yine vize başvurularını askıya alarak bu karara misilleme yapmıştı.
Dışişleri Bakanlığı, Metin Topuz'un "ABD Konsolosluğu'nun kayıtlı personeli olarak diplomatik listede yer almadığını" açıklamıştı. Vize krizi, iki ülke arasındaki en kapsamlı diplomatik yaptırımlar olarak görülüyordu.
28 Aralık 2017'de ABD ve Türkiye karşılıklı tüm vize kısıtlamalarını kaldırdı. ABD Türkiyenin "üst düzeyde sağladığı güvenceye bağlı kaldığını" açıklamıştı.