AB'den çarpıcı Türkiye raporu: Ciddi gerileme var
AB Komisyonu, Türkiye Raporunda ve Strateji Belgesinde “ciddi gerileme” olduğuna işaret etti.
Duygu Güvenç/ Cumhuriyet- Raporda, Türkiye’nin yargısını ve ifade özgürlüğü düzeyi “başlangıç aşamasında” diye tanımlandı.
2016 yılında yayınladığı Raporu’nda Türkiye’de birçok alanda “gerileme” olduğunu belirten AB Komisyonu, Türkiye Raporunda ve Strateji Belgesinde “ciddi gerileme” olduğuna işaret etti. Raporda, Türkiye’nin yargısını ve ifade özgürlüğü düzeyi “başlangıç aşamasında” diye tanımlandı. Bugüne kadar ekonomi alanında AB içtihatlarına uyum bakımından övgülerin yer aldığı raporda ilk defa ekonomi de “gerileme”den payını aldı. İşte belgelerdeki bazı başlıklar:
“Türkiye, gecikmeksizin OHALi kaldırmalı” denilen raporda çıkartılan 31 KHK’nın parlamento tarafından “özenli ve etkili” biçimde incelenmediğine işaret edildi. OHAL Komisyonu, raporun yayınlanmasından önce kapılarını AB’ye açmış olmasına karşın, bugüne kadar sadece küçük bir başvurucuya işlerine geri dönüş imkanı verildiği anımsatılan raporda “OHAL’den haksız bir şekilde etkilenenler için hala etkili ve şeffaf telaffi mekanizmasının gelişkirilmesi gerekli” denildi, Belgede, alt mahkemelerin AYM kararlarına uymadığı ve alt mahkeme tarafından karşı konulduğu belirtilerek sanıklar hakkındaki lehte kararların tersine çevrildiği belirtildi.
Güneydoğu akut sorun
Güneydoğu’daki durumun hala ülke için “akut sorun” olduğu belirtilirken, kötüye giden güvenliğin artık kırsal alanlara kaydığı belirtildi. Belgede, hükümetin terörle mücadele hakkının olduğu belirtilirken, “Ancak bunu hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlükleri sağlayarak yapmalı” deniliyor. AB, çözüm sürecine dönüş beklentisini ise şöyle ifade etti: “Barışçıl ve sürdürülebilir çözüm için ciddi olarak siyasi süreci yeniden başlatma konusunda gelişme olmadı”
“Türkiye’deki yargı sistemine ilişkin hazırlıklar başlangıç aşamasındadır” denilen belgede “Geçtiğimiz yılda, özellikle de yargının bağımsızlığı konusunda daha da ciddi gerileme oldu” deniliyor. HSK’nın yapısında yapılan düzenlemenin yargının yürütmeden bağımsızlığına daha da zarar verdiği belirtilerek, kurumun çok sayıda görevden alma ve yer değiştirmede rol oynadığına işaret ediliyor. Hakim ve savcıların atamalarında “Objektif, hak temelli, birörnek ve önceden belirlenen kriterlere dayanan” olunmasını gerektiren endişeleri giderecek adım atılmadığı belirtiliyor.
Ciddi gerileme var
İfade özgürlüğü alanında “ciddi gerileme”nin devam ettiği belirtilirken yargı bağımsızlığında olduğu gibi Türkiye’nin bu alanda da henüz “başlangıç aşamasında” olduğuna işaret ediliyor. İnternet sayfalarına yönelik engellemenin de devam ettiği belirtilirek bu da “ciddi gerileme” alanları aasında sayılıyor.
‘Diğerleri’ eklendi
AB ile Türkiye arasındaki değişmeyen gündem maddeleri olan Kıbrıs ve Yunanistan’a, Almanya-Hollanda-Avusturya ile yaşanan krizlerin ardından yeni bir başlık daha eklendi. Belgede, “Birçok AB üyesi ülkeyle ikili ilişkiler özellikle 2017’de kötüleşti ve Türkiye son derece saldırgan ve kabul edilemez söylemlere başvurdu. Mart 2018’de, AB, Türkiye’yi Doğu Akdeniz ve Ege’deki yasadışı hareketleri nedeniyle güçlü şekilde kınadı” ifadeleri yer alıyor.
‘Ekonomi savunmasız’
Türkiye’de işleyen bir pazar ekonomisi olduğu belirtilen raporda, 2017’de güçlü bir büyüme gerçekleştiği belirtildikten sonra uyarılar sıralanıyor: “Cari hesap açığı yüksek ve 2017’nin sonuna doğru arttı. Bu da ülkeyi sermaye akışına ve dışardan şoklara karşı savunmasız kıldı. Enflasyon çift haneli rakamlara çıktı, Türk lirasının değer kaybı sürdü ki bu da para politikasında karar vericilerin fiyat istikrarı konusundaki taahhütlerinde endişeleri artırdı. Sonuçta bu alanda da gerileme oldu. Ekonomide devlet kontrolünü artırma eğilimi ve şirketlere, işadamlarına ve siyasi muhaliflere ve onların işlerine yönelik adımlar iş ortamına zarar verdi”
FETÖ demedi
2016’da yayınladığı raporunda hükümetin 15 Temmuz’dan Gülen hareketini sorumlu tuttuğunu belirten Komisyon, bu defa “Gülen hareketinin Türk makamlar tarafından terör örgütü olarak kabul ettiğine yer veriyor. 2016’daki raporunda olduğu gibi sadece “Gülen hareketi” tanımlamasını kullanan Komisyon, PKK ile ilgili bölümde ise örgütün AB’nin terör listesinde olduğunu tekrarlıyor.