ABD'nin önde gelen ekonomisti: Son derece kaygılıyım
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın eski baş ekonomisti Rodney Ludema, Türkiye-ABD krizine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ludema, Brunson krizinin 6 Kasım’daki ara seçimler öncesinde Cumhuriyetçi Parti’ye bir hediye olduğu yorumunda bulundu.
Hürriyet'ten Cansu Çamlıbel'in haberi şöyle:
Rodney D. Ludema, Obama yönetiminde ekonomi alanında önemli görevler üstlenmiş bir ekonomi profesörü. Ludema, 2014-2016 yılları arasında ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ‘Baş Ekonomisti’ olarak çalıştı. ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye için yürürlüğe koyduğu yaptırımları Hürriyet’e değerlendiren Ludema, Trump’ın Amerikan ticari yasasındaki ‘ulusal güvenlik’ maddesini keyfi bir biçimde ve kötüye kullandığı görüşünde.
- Ankara ve Washington arasında yaşananlar bir ekonomik savaşın başlangıcına mı benziyor?
Bana kalırsa şu anda bu yaşanan geniş çaplı bir ekonomik savaş gibi gözükmüyor ama daha şiddetlenme potansiyeli taşıyor. Ben de pek çok ekonomist gibi Türkiye’deki ekonomik sorunların uzun zamandır gelmekte olduğunu düşünüyorum. Ama Başkan Trump’ın uyguladığı yaptırımların Türk ekonomisini sakatladığı yönündeki iddiası fazla abartılı.
- Trump gümrük vergilerini iki katına çıkarma kararını Ticaret Genişleme Yasası’nın ulusal güvenlik ihlalinden bahseden 232 sayılı maddesine dayandırdı. Gerekçe tartışmalı mı?
Ben şahsen bu yasanın kullanım şekli konusunda son derece kaygılıyım. Bu yasanın çıkartılma amacına uygun olmayan bir biçimde ve bağlamı dışında kullanıldığını düşünüyorum. Ama işte bu tipik Trump yaklaşımı.
- ABD daha önce çelik tarifelerini ticarette bir ulusal güvenlik meselesi olarak kullandı mı?
ABD bu maddeyi ülkeye ithal edilen çelik için en son 2001 yılında kullandı. Ancak Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) buna itiraz etti. 2001’de yönetimin aldığı karar, yönetim iç piyasayı korumak için çıkartılan tedbir kanunu üzerindendi. Ancak bugün Trump yönetimi DTÖ’ye takılabileceğini bildiğinden ‘ulusal güvenlik’ maddesini işletiyor. Genelde ‘ulusal güvenlik’ maddesi işletildiğinde DTÖ geriye çekilir. Bunu bildikleri için Trump yönetimi kanunun 232 sayılı maddesine başvuruyor ama bunu keyfi olarak kullanıyor aslında. Türkiye’den gelen çeliğe karşı koruma kararı almak ABD’nin ulusal güvenliğini koruyacak ya da arttıracak bir şey değil. Ama Trump yönetimi belli ki bu maddeyi kısa vadeli hedefi ne ise onun için kullanmaya devam edecek. Türkiye örneğinde yönetimin amacı bunu kullanarak bir Hıristiyan papazı kurtarmak.
- Neden bu kadar önemli Brunson?
Bu mesele çok kritik bir döneme denk geldi. Aslında bu yaşananlar adeta ara seçimler öncesinde Cumhuriyetçilere bir hediye oldu. Amerikan iç siyaseti açısından bu zamanlama o nedenle önemli. Öte yandan Trump muhtemelen süregiden bir ekonomik ihtilafın Türkiye ile gelecekte yapılacak müzakereler açısından önemli bir altyapı sağladığına inanıyor.
- Bugün hala Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın ‘baş ekonomisti’ olarak görevde olsaydınız yönetime Türkiye konusundaki öneriniz ne olurdu?
Ben bugün görevde olsaydım ulusal güvenlik için çıkartılmış ticari yasaların bir ülkeye baskı yapma amacıyla araçsallaştırılmasına şiddetle karşı çıkardım. Bu hem fazlasıyla kamuoyunun gözüne sokarak yapılıyor hem de dünya ticari sistemine çok zarar verecek bir yaklaşım. İhtiyacımız olan eski usul diplomasi, iyi diplomasi. ABD ve Türkiye karmaşık toplumları olan iki büyük ülke. Uzun bir müttefiklik tarihimiz var. Bazı alanlarda işbirliği içinde olup diğerlerinde çatışmamız pekala mümkün.
ERDOĞAN IMF’YE DÖNMEZ
Rodney Ludema, “Bir ekonomist olarak bu dönemin IMF’siz atlatılacağına katılır mısınız?” sorusuna,“Zor bir soru. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve damadı takip ettiğim kadarıyla faiz oranlarını arttırarak lirayı güçlendirmenin felaket olduğuna inanmış durumda ki bu IMF’nin herhangi bir programda önereceği şeylerle bağdaşmıyor” dedi ve Erdoğan’ın IMF’den borç alacağını düşünmediğini ifade etti.